45-Ortak

999 41 3
                                    

Baran, Barandı bu. O şık kadının karşısında oturmuş baş başa yemek yiyorlardı. Nasıl olur bu! Dedim içimden. Masadaki tüm şeyleri başından aşağıya dökmek istiyordum. O kadar sinirlenmiştim ki, yeri ve zamanı bile unutmuştum. Baran nasıl böyle biri olabilirdi, nasıl benim peşimden geldiğini söyleyip böyle bir mekanda böyle hoş bir kadınla yemek yiyebilirdi. İşin kötüsü bu kadın az önce tuvalette bana hamilelik ile ilgili deneyimlerini anlatmış bana destek olmaya çalışmıştı. Bir anda ne yapacağımı bilemedim masaya döndüm. Neyseki onlardan uzak bir kısımda oturuyorduk ve bizi görmeleri oldukça zordu.

-İyi misin Evrim, tenin çok solgun gözüküyor. Hastaneye gitmek ister misin?
-Hayır Mete, teşekkür ederim. Ben gitsem iyi olacak, en iyisi gidip uyuyayım. Kendimi pek iyi hissetmiyorum da.
-Peki Evrim sen nasıl istersen. Bende kalkayım öyleyse.
-Ama hesabı birlikte ödeyelim.
-Ben sen tuvaletteyken onu hallettim. Gidebiliriz.
-Öyle mi? Teşekkür ederim öyleyse görüşürüz Mete.
-Seni bırakayım ben bekle.
-Yok çok sağol sana ters olur şimdi ben taksi ile giderim diyip tek başıma sessizce ve Baranların dikkatini çekmeden restauranttan çıktım. Hoş pek dikkatleri dağılacak gibi de durmuyordu çünkü oldukça derin birşeylerden konuşuyorlardı. Taksiye bindim ve eve gittim. Yolda Handan'ın aradım ve olanları anlattım.

-İnanmıyorum Evrim ya nasıl böyle bir tesadüf olabilir ki? Hem de aynı restaurantta.
-İşin kötüsü ben ona hesap sormayı bilirdim, ama kendimi küçük düşürürdüm. Üstüne üstlük kadına hamile olduğumu da söyledim.
-Evet, yani çok kötü olmuş. Nerden bilecektin ki?
-Neyse artık Baran defteri kapandı tamamen.
-Evrim, bana hiç öyle gelmiyor ama sen bilirsin tabi ki. Hem bence bir anda yargılama, kadın sana çocuğu olduğunu söylemiş. Belki düşündüğün gibi birşey yoktur aralarında.
-Çok samimi geldiler, ayrıca neden baş başalar ki? Değil mi? Yani elbette arkadaş olabilirler ama yani bilmiyorum içimden bir his aralarında ki ilişkinin çok derin olduğunu söylüyor.
-Yani Baran seni aldattığını mı söylüyorsun?
-Aldatması için bizim bir ilişkimizin olması gerekiyor değil mi? Handan bizim aramızda hiç bir şey yok ki! Ben bunu defalarca ona söyledim!
-O zaman Evrim o özgür ve istediği kişi ile birlikte olabilir. Yani bu hususta hesap sorman doğru olmaz.
-Öyleyse neden bizimkilerle tanışmaya geldi, dahası babama ortaklık teklifi etti. Kalkıp Mardin'den buraya gelmesi beni ikna etmeye çalışması, Alpay'a kızması.
-Evrim sen böyle davranmazdın, hormonlarına veriyorum bu durumu. Hamilelikte hormonlar çok etkiliyor ve daha duygusallaştırıyor.
-Handan doğru söylüyorsun, Allahım ben ne yapıyorum neler düşünüyorum. Çok öfkeliyim çok! Sanırım biraz dinlensem iyi olacak.
-Yanına gelmemi ister misin?
-Yok uyuyacağım, dinlenmem gerekiyor iyi hissetmiyorum.
-Anlıyorum canım benim, dikkat et uyanınca yaz bana.
-Tamam canım öpüyorum, diyip telefonu kapattım. O kadar sıkılmış hissediyordum ki uyumak ne mümkündü! Herşey üst üste geliyordu ve ben ne yapmam gerekiyor bilmiyordum. Hiç kimsenin olmadığı bir yere kaçıp gitmek mümkün olsaydı diye düşündüm. O sırada Baran beni aradı. Cevap vermedim ama defalarca aramaya devam etti.

-Neden bu kadar ısrarcısın!
-Ne demek şimdi bu?
-Neden defalarca arıyorsun? Ben açana kadar neden aramaya devam ediyorsun diyorum. Ne var bunda anlamayacak?
-Evrim iyi misin? Herşey yolunda mı?
-İyiyim gerçekten gayet iyiyim.
-Bana pek öyle gelmedi, agresifliğin üzerinde.
-Hayır gayet sakinim.
-Gelip seni alıyorum.
-Alpay'la buluşacağım bu gün, düğün alışverişi yapacağız.
-Evrim geliyorum alıyorum seni diyorum! Revin hakkında konuşmam gerekiyor seninle. Amcamlar İstanbul'a geliyorlar, Revin'in izini bulmuş olabilirler.
-Revin'i bulamazlar, tabi sen onlara beni söylemediysen.
-Saçmalama Evrim seni neden tehlikeye atayım? Neden senin bildiğini söyleyeyim?
-Baran neyse ne, ben kapatıyorum.
-Ben yarım saate geliyorum eğer sen gelmezsen ben size geliyorum.
-Saçmalama Baran, öyle zırt pırt bize gelemezsin. Hele ki o gece Alpay'la kapı önünde yakalandıktan sonra babam huylanacak iyice.
-Baban hiç birşeyden huylanmaz merak etme. Huylanacaksa eğer Alpay'dan huylanır, o herifi hiç gözüm tutmuyor Evrim sağında solunda dönüp duruyor.
-Baran biz nişanlıyız farkındaysan!
-Evrim sinirleniyorum bak! Ne nişanı, nişanlın filan değil o herif. O heriften uzak durman için herşeyi yaparım, gerekirse o hastaneyi satın alırım. Zaten öyle ya da böyle ortaklıkları bozulacak, Mahir denen o adam aynı oğlu gibi sahtekarın teki. Bir sürü borcu var, bu hastaneyi yaptıracak bir kuruşu da yok!
-Baran güldürme beni adamın parası olmasa ne diye böyle bir işe girsin.
-Gör bak hastane yapılınca babanı ve seni ikinci plana atacak. Tek derdi insanlara kendini göstermek.
-Baran neyse ne, seni peki o adamdan farklı kılan ne? Sen de babamdan gerçekleri saklamıyor musun?
-O ayrı bu ayrı Evrim, ben babandan yararlanmıyorum. Onu kullanıp kendi namıma birşey yapmıyorum.
-Baran ben kapatıyorum.
-Seni almaya geliyorum, hazırlan yemek yemeğe gideceğiz. Ya da ben yemeğe gelirim.
-Baran hiç havam yok, seninle buluşmak istemiyorum.
-Evrim hazırlan, seni almaya geliyorum.

YANGIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin