9-Hep Tanıyormuş Gibi

3.5K 116 21
                                    

Bir can kurtarmak benim için herşeyden önemli ve bunu yalnızca mesleğimin bana yüklediği sorumluluktan ötürü hissetmiyorum. Bilhassa insanlara yardım etmeyi seven biriyim, çünkü biri kurtulduğunda bende kurtulmuş gibiyim. Onların sevdiklerine kavuşmalarını izlemek kadar mutlu edemez hiç birşey beni! İşte bu gün bu adamı kurtarmaya çabalarken düşündüklerim, onu ailesinin ve sevdiklerinin yanına dönmesine yardımcı olmalıydım ve elimden gelen herşeyi yaptım. Küçükken büyükannem hep 'Yaşam ile ölüm arasında gidip gelir ruhlar, lakin bazen Yüce Rabbim onlara biraz daha mühlet verir. İşte o zaman sen onları koşup kurtaracaksın, güzel kızım.' Derdi o da hep doktor olmamı isterdi. Benim tıp fakültesi kazandığımı göremeden vefat etti ama ben onu bir yerden, bizlerden haber aldığını hissediyordum.
...
Arabaya bindikten sonra elimi ceketimin iç cebine attım ve saati çıkarttım. Doktorun saati bendeydi, gözümün önüne hamamdaki hali geldi.

Bu kadın nasıl doktor olmuştu? Çok aptaldı. Hamamda uyumuştu demek, böyle bilinçsizce orda burda nasıl uyuyordu.

Birşey daha vardı... Bir his...Sanki yıllardır tanıyor gibi hissediyorum bu doktoru. Sanki hep hayatımın görünmeyen bir köşesinde doktor vardı da, şimdi çıka gelmişti işte...

-Bekir hastaneye sür!
-Tamam ağam.
...
Hastaneden çıktığımda Canan, Bayram ve Fatih beni bekliyorlardı. Çantam Canan'da kalmıştı, onları arayamamıştım ama Canan bu sefer beni unutmamıştı. Yoksa yine eve dönmek için başıma ne işler gelir bilinmezdi.

-Çok yoruldunuz. Sizi eve götürelim, dedi Bayram.
-Yoruldum ama mutluyum şimdilik durumu iyi. Bu gece burda tutarlar muhtemelen, dedim ve çantamı Canan'dan aldım ve omzuma taktım, kol saatimi aramak için içine baktım ama orda yoktu.

-Canan kol saatim sende mi? Kalp masajı yapmak için çıkarmıştım en son, dedim.
-Hayır canım, kol saatini görmedim. Durağın orada mı kaldı acaba?
-Bakalım istersen gidip, dedi Bayram.
-Çok iyi olur benim için önemli çünkü, dedim.

Hep beraber arabaya doğru yürümeye başladık. O sırada siyah bir araba dikkatimi çekti. Bu beni hamamdan kurtaran ağanın arabası değil miydi? Hastanede ne işi vardı, hasta mı olmuştu acaba?

Eve geldiğimizde saat epey olmuştu, zaman nasıl geçti anlamamışım. Kol saatim hiç bir yerde yoktu. Bulamayacağımızı anlayıncada bir yerde oturup, bir şeyler içmeye karar verdik. Ben yine çok konuştum, Afrika anılarıma başlayınca zaten hiç susmuyorum, defalarca kez anlatsam bile anlatmaya doymuyorum.

Üzerimi değiştirip şortlu pijama takımlarımı giydim, uzanıp Handan'a mesaj yazdım.

-Nasılsın bebeğim?

Handan'a mesaj yazmak zor gelmiş olacak ki aradı.

-Kuzum ne oldu? Napıyorsun?
-İyiyim evdeyim, dedim ve bu gün olanları anlatmaya başladım. Sonrasında da Alpay'ı sordum, çünkü onlar sosyal medya üzerinden takipleşiyorlardı.
-Alpay'ın paylaşımlarına bakmadım hiç, dur bakayım.
-Dur dur bakma öyleyse hikayesine, anlar benim söylediğimi.
-Ne oldu ki Evrim, siz zaten görüşmüyorsunuz epeydir?
-Handan Alpay beni aradı ve benim için önemlisin, dedi. İstanbul'a dönmem için beni ikna etmeye çalıştı. Bende madem dönmemi istiyorsun gel al beni dedim ve yüzüne kapattım.
-Eee...
-Yani bilmiyorum merak ettim işte, ne yapıyor diye.
-Evrim, Alpay'ı biliyorsun hep sözde kalıyor birşeyler, seni beğeniyor ama bundan ilerisi için bir adım atmıyor.
-Öyleyse neden aradı ki? Ona ne yani İstanbul da yaşamışım, Mardin'de yaşamışım.
-Klasik Alpay aklının bir köşesinde hep o olsun istiyor. Hatırlıyorusun yıl başı partisine geldiğinde sana olan yakınlığını, ama uçağa bindiği anda unutuyor işte. Burda olan burda kalıyor onun için.
-Tamam neyse öpüyorum seni kocaman yoruldum ben epey.
-Tamam kuzum takma Alpay'ı sen. Bu arada hafta sonu Doğum günümü kutlayacağız. Geliyorsun itiraz istemiyorum.

Ah doğru Handan'ın Doğum günüydü, telaştan unutmuştum resmen. Gitmezsem kesinlikle gönül koyardı. Üstelik asla ama asla benim doğum günlerimi kaçırmazdı.

...

İşlerimi bitirdikten sonra Konağa gittim. Amcam tek başıma sedirde oturmuştu. Yanına gittim oturdum.

-Konak bu gece bir sesiz sanki Baran ha?
-Öyledir amca, fark etmedim pek.
-Oğlum sana bir diyeceğim var, lakin çekinirim demeğe.
-De amcam başım gözüm üstüne.
-Azad amcan Rojda'yı sana düşüyor ama ben Revinimi sana vermek isterim. Revinim çok aklı başında oturaklıdır, söz dinler. Küçük olduğuna bakma her işi bilir. Ben seni çocukluktan beri bilirim oğlum, çokta severim. Sen çok merhametlisin bilirim. Sen yine de diyeceğini.
-Sağolasın amca. Revin elimde büyüdü ben onu kardeşim bilirim.
-Oğlum bak Rojda çok asidir, lafa söze gelmez ailemizde dört tane kız varken sana dışarıdan kız almak yakışmaz.
-Amcam seni babam, kızlarını da bacım bilirim. Hepsi ellerimde büyüdüler.
-Bak ben Revin ile konuşur görüşürüm. O da seni sever ister.
-Yapma Amcam kızın aklına girme. Revin de Rojda da kardeşimden öteye gitmezler.

O sırada Berat yanımıza geldi.

-Amca ne oluyor abime ne diyordun sen az önce! Konuşulanları duymuştu.
-Berat abim gel otur güzelce. Başımla yanımı işaret ettim.
-Amca Revin olmaz!
-Hayırdır Berat sen ne karışırsın benim işime, asabımı bozma gece gece. Git yat zıbar ayyaş seni!

Hayda hiç yoktan ortalık karışmıştı.

-Amca Revin olmaz dedim, duymuyor musun?
-Bi de sana soracağım kızımı kime verip vermeyeceğimi he mi! Densiz seni! Kaybol gözümün önünden!
-Berat abim gel az yürüyelim seninle.

Sarhoştu ayakta duramıyordu ama yürek yemiş gibi amcama kafa tutuyordu.

-Revin'e ben talibim! Vereceksen bana ver!
-Hadi ordan sana ne kız veririm ne bir şey!Daha ayakta duramıyo! Ne dediğini bilmez densiz!
-Sen vermezsen ben zorla alırım!! Revin !!! Çık dışarıya Revin!!!
-Kaybol ordan! Berat sıkarım ümüüünü!

Avaz avaz bağırıyordu Berat, Konak ayağa kalkmıştı bile. Berat abim dur diyecekken Amcam silahına davranıp Berat'a doğrulttu.

-Amca dur!!
...

YANGIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin