41-Hırs

1K 39 6
                                    

Alpay'a baktım. Resmen kardeş kavgasının içine düşmüş kalmıştım. Neden böyle birbirlerine kin dolu bakıyorlardı.

-Sen mi öğreteceksin Evrim'e benim kim olduğumu sana mı kaldı.
-Merak etme elinde sonunda öğrenecek senin ne bencil, kıskanç ve hırslı bir yaratık olduğunu. Hırsı için herkesi nasıl silebildiğini o da görecek!
-Bana bak Mete biz Evrim ile evleniyoruz. Sende dön kovuğuna, kapa kapını benim mutluğumu uzaktan izle. İzle ve gör bir kaç hafta içinde evleniyorum!
-Alpay!!

Mahir amcanın sesiyle irkildim. Kardeş kavgasını duyan gelmişti. Herkes bize bakıyor olan biteni anlamaya çalışıyordu.

-Hiç merak etme sen, Evrim ben sana uyarımı yaptım. Evlenmek evlenmemek sana almış. Aklının bir yanında dursun herşey çok geç olsa bile çok iyi boşanma avukatı tanıyorum. Bizzat arkadaşım olur tek celsede halleder.
-Mete!!

Mahir amca bu seferde Mete'ye bağırdı ve gelip Alpay'ın kolundan tuttuğu gibi dışarı aşağı götürdü. Mete de odasına ger döndü. Benim gibi ne olduğunu anlamayan annem ve babam birbirlerine bakıp ne yapsak gitsek mi der gibi birbirlerine sinyaller veriyorlardı.

-Kusura bakmayın efendim. Alpay ile Mete pek anlaşamaz onlar hep küçüklükten beri kavga ediyorlarmış zaten. Hay Allah bari sizin yanınızda yapmasalardı. Hadi efendim tadımız kaçtı ama daha çaylarımız yarım kaldı, aşağı inip biraz ortalığın sakinleşmesini bekleyelim, dedi Şermin hanım.

Elimde kitabımla aşağı indim ve kitabımı çantama koydum. Alpay ile babası az sonra bize katıldı. Sanki hiç birşey olmamış gibi davranıyorlardı. Açıklama bekleyen biz öylece gülümseyip sustuk kaldık. Biraz oturduktan sonra da eve döndük. Dönerken hepimiz sessizdik lakin hepimizin aklında yaşanan olayı tuhaflığı vardı. Sanki tüm aile bizden birşey saklıyor gibi olayı üstünü örtmüşlerdi.

-Yok bu böyle olmaz.
-Evet Rahi, var bunlarda bir iş. Bende anlamadım kavgayı duyunca eli ayağına dolaştı hepsinin. Başta hiç bir şey yokmuş gibi davrandılar sonra da apar topar yukarı çıktılar.
-Bende anlamadım bir gariplik var bu işin içinde.

Annemle babam konuşurken ben sessizce arkada oturdum. Eve geldiğimizde yukarı çıkıp üzerimi değiştirdim ve Mete'nin bana verdiği kitabı elime aldım. Kapak sayfasına küçük bir not bırakmıştı.

"Hiç birşeyin göründüğü gibi olmadığı bu dünyada sen o kadar olduğun gibisin ki. Bu şeffaflığına hayranım."

Bu ne demek şimdi. Ben göründüğüm gibi miyim? Mete ne demek istemişti. Sanki beni çok iyi tanıyan biri gibi yazmış. Acaba bana mı yazmış diye düşünmeden edemedim. Düşünceler içindeyken telefonum çaldı.

-Nerdesin kızım ya? Kaç gündür sana ulaşamıyorum.
-Handan bebeğim çok özür dilerim ben sana bir türlü dönemedim.
-Nihayet! Kızım sana ulaşmam için randevu mi almam lazım. Napıyorsun nerdesin? Gelip seni alayım hadi dönüşünü kutlayalım!
-Gidişin mükemmeldi dönüşün muhteşem oldu mu diyorsun. Handan hiç gürültü patırtı çekecek halim yok inan.
-Aman kızım senin için ölmüş! Sus şimdi kapat telefonu hazırlan seni almaya geliyorum.

Handan'da kaçışım yoktu illa birşeyleri kutlamamız gerekiyordu. Bu gün ya da yarın olmasa beni bir şekilde sıkıştıracaktı. Siyah deri mini eteğimi ve siyah askılımı giydim. İnce bir kemer taktım ve topuklu ayakkabımı elime alıp aşağı indim.

-Anne Handan geldi beni almaya biraz takılıp geleceğiz.
-Tamam kızım.

Vestiyerden siyah çantamı aldım ve anahtarımı kontrol ettim. Dışarı çıktığımda Handan henüz gelmemişti. Onu beklerken Mete'yi instagramdan arattım. Tahmin ettiğim gibi profili kapalıydı.

-Hoşgeldin bebeğim atla hadi.

Handan tüm çılgınlığı ile gelmişti bile. Her zamana gittiğimiz mekana gittik. Tüm detaylarıyla anlatmadığım ne varsa hepsini anlattım. Mete ile Alpay'ın kavgasına kadar.

-İnanmıyorum neler yaşamışsın böyle neden daha önce anlatmadın?
-Kendim bile kabullenmemişken birine anlatmak çok zor.
-Anlıyorum ama asıl Alpay'a ne demeli pes doğrusu. Mete ile kavga etmesi hem de senin önünde. Çocuk işte daha olgunlaşmamış.
-Ne diyeyim olayı ben anlamadım, bizimkiler hiç anlamadı. Bir anda öyle tutuştular sonra Mete'nin kitabın içine yazdığı şeyler.
-O da ayrı bir şok zaten bence Alpay sinirlendiğine göre sakladığı birşeyler var ve bilinsin istemiyor. Mete biliyor ve o yüzden onu senin yanına yaklaşmasından korkuyor.
-İyi de biz hiç bir zaman Mete ile yakın olmadık ki! Yani Alpay ile olduğumuz gibi olmadı.
-Biliyorum ama bu işte başka bir şey var ve bence Alpay'a güvenme.
-Ne yapayım iki hafta sonra evleniyoruz. Çok kısa süre ama biliyor musun bizimkiler bu gün çok düşünceliydi belki erteleme kararı alırlar. O çok beğendikleri damat adayının kardeş kavgası ettiğini görünce biraz gözünden düştü bizimkilerin.
- Neyse zamana bırak düzelir. Neyse biz eğlenmemize bakalım tadını çıkartalım artık buradasın.
-Evet buradayım hala alışamadım ama alışırım bir süre sonra.

Biraz daha vakit geçirdikten sonra Handan beni eve bıraktı. Eve gelir gelmez uyudum.

Sabah uyandığımda biraz yürüyüşe çıkmak istedim ve taytımı ve askılı atletimi giyip dışarı çıktım. Kulaklığımı taktım ve sahile doğru düşünceler içinde tempolu yürümeye başladım. Son zamanlarda çok iyi beslenemiyorum. Spor da Mardin'de yapılacak birşey değil zaten. Bana o kadar iyi geldi ki. İçim açıldı rahatladım eve dönmeyi düşündüğüm sırada yolun karşısından Mete'nin bana doğru geldiğini gördüm. O da yürüyüşe çıkmış olmalıydı ama bu kadarı tesadüf olamazdı. Beni fark etti gülümseyerek kulaklığını çıkartıp:
-Günaydın, uzun zaman oldu galiba.
-Günaydın, ne için uzun zaman.
-Sahilde spor yapmayalı özlemiş olmalısın.

Benim sahilde spor yaptığımı nerden biliyordu acaba diye düşündüm.

-Evet öyle oldu gerçekten, özlemişim denizin kokusunu.
-Anlıyorum, kitaba bakabilme şansın oldu mu?
-Evet notunu da okudum. Bana mı yazıldı diye tereddüt etmedim değil.
-Sana yazdım. Hoşuna gitti mi?
-Beğendim ama anlayamadım şeyler var.
-Anlayamadığın çok şey var.
-Evet sen bunu nerden biliyorsun.
-Seni uzun zamandır tanıyorum.
-Beni uzun zamandır tanıyorsun elbette liseden beri uzun zaman oldu.
-Ben seni sadece üstün körü isim ve fiziki özelliklerinden daha öte tanıyorum.
-Nasıl yani? Samimiyet anlamında mı demek istedin?
-Daha fazlası.
-Açıkcası seni anlamakta zorlanıyorum.
-Belki de anlamaktan korkuyorsundur. Bunu kendine hiç sordun mu?
-Hayır korkmuyorum neden korkayım ki?
-Belki senin hakkında tahmin ettiğinden daha fazlasını biliyor olabilirim.
-Evet olabilirsin. Neyi biliyorsun bana söylemeni isterim.

Biraz yürüdük uzunca sessizlik oldu. Mete'nin gizemli konuşmaları beni huzursuz etmişti. Yüzümün düştüğünü anlasın istemiyordum. İçimde kuşkular vardı, acaba Alpay yaşadığımız ilişkiyi abisine anlatmış mıydı? Yoksa abisi bunu koz olarak kullanıp, herkes bunu söylemekle mi tehdit ediyordu? Çünkü önce ki akşam kavga sırasında bildiklerini söylemekle Alpay'ı epey korkutmuştu. Üstelik Alpay'ın bana yaptığı insafsızlığı ailem ya da onun ailesi duyarsa rezillik çıkardı. Hele bizimkiler duysa hepten işler çağrından çıkar bütün ortaklık işi yalan olurdu.

-Belki kimsenin bilmediğini sandığın şeyleri de biliyorum.
-Olabilir ne olduğuna bağlı. Bunları seninle etraflıca konuşmak isterim vaktin var mı?
-Olmaz mı uzun zamandır bu anı bekliyorum ben, seninle konuşmayı sana açılmayı.
-Anlayamadım nasıl açılmak derken?
-Evrim en başından beri ben seviyorum seni, Alpay'ın sana karşı hissettiği hiç birşey yok.

YANGIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin