2. Bölüm

22.5K 688 57
                                    

Çocuk doğduktan sonra Rıza birkaç haftalığına izin vermişti. Ancak bu iş çocukla daha da zor olacaktı. Çocuğu bırakacak güvenebileceği hiç kimse yoktu. Geceleri de yalnız başına bırakamazdı.  Bir taraftan paraya ihtiyacı vardı. Ve en kısa yoldan bu işten para kazanıyordu. Çocuğun bezi, maması, elbisesi kısaca her şeyi çok pahallıydı. İnsanlar bu sorumluluğu isteyerek aldıklarına göre çıldırmış olmalılardı.

Bebeği kucağına alıp ihtiyaçları için alışverişe çıktı. İki eli de dolmuşken alışveriş yapmak bile çok zor olacaktı. Kolaylık olsun diye bir bebek arabası alsa iyi olurdu. Onun da fiyatına baktı. Uçuktu. Kendi boğazını zor doyuruyordu. Şimdi bir de bebeğe bakmak zorundaydı. Bir küfür savurdu.

Markette dolaşırken uzaktan Nevin annesini gördü. Yetimhaneden çıkalı iki sene olmadan bir çocuk peydahlamıştı. Ona görünmese iyi olurdu. Onu görmezden gelmesine rağmen Nevin annesi onu yakaladı.

“Ayfer! Sen misin? Ay canım evlendin mi sen? Çok sevindim. Ay bak şu bıcırığa”

Bebeği elinden aldı ve kucağında sevip hoplatmaya başladı. Kendisinin şu ana kadar göstermediği sevgiyi göstermişti ona.

“Ee merhaba hocam. Evet biraz beklenmedik oldu.”

“Hiç haberimiz olmadı kızım. Hoş ben artık yetimhaneden çıktım.  Kendime iş arıyordum.”

Harika belki kendisine yardım ederdi.

“Şey bebek bakma işine ne dersin. Ben bir ee şey barda garsonluk yapıyorum. Eşimde gece geç saatlerde çalışıyor. Bebeğe bakacak kimsem yok.”

“Aa mükemmel bu bıcırıkla iyi anlaşacağımızdan eminim.”

Alev de gayet emindi Nevin annesinin ona kendisinden bile daha iyi bakacağına. Birbirlerinin telefonunu aldılar. Artık Rıza’yı gönül rahatlığıyla arayıp işe başlayacağı tarihi kararlaştırabilirdi. Ancak hesaba katmadığı bir şey daha vardı. Daha ihtiyaçlarını alamıyorken bir de bakıcı parasını nasıl karşılayacaktı?

İçinden çıkılmayacak bir hale gelmişti. Bir süre böyle idare etmeye çalışmasında fayda vardı. Nasılsa bir şekilde çözerdi. Bebeğe bakacak birini bulsun gerekirse dükkanlardan malzemeleri aşırırdı.

İlk gece geldiğinde Nevin ablası bir sürü soru sordu. Kendisinin bile bilmediği dikkat etmediği sorular. Ne kadar zamanda bir yemek yiyor? Uyku düzeni nasıl? Burun temizleyicisi nerede? Hepsine bir cevap uydurdu. Ama bir soru sordu ki onun cevabını hala bilmeyişine utandı.

“Bu arada adı neydi?”

Doğru ya küçük ayrıntıyı unutmuştu. Ona bir isim vermemişti. Daha nüfusa kaydedilecekti. Baba ismine ne diyecekti. Gerçi korunmasız yaptığı birini tahmin ediyordu. Züppe bir tipti.

“Ayfercim adı diyordum.”

“Ha adı şey adı Kader.”

“Kader mi? Daha neşeli bir şeyler bulsaydın a kızım.”

Stresten kıkırdadı. Karşılığında Nevin de gülmeye başladı.

İşe gittiğinde Rıza onu bir karış suratla karşıladı.

“Ödülüm bu muydu Rıza abi?” dedi.

“Of bana abi falan deme sakın bir müşterinin önünde. Arzu çok fena artık çalışmıyor.”

Alev kahkahayı bastı. “Çalışmıyor mu?”

Rıza aceleyle sus pus yaptı.

“Ya kafası çok fena işime yaramıyor artık. Her şeyi geçtim başıma bela olacak. Sen çok aklı başında bir kadınsın Alev. Bi konuşuversen ne olur?”

“Tamam abi sen iste.”

“Vay be Alev bu çocuk işi iyi oldu. Böyle iyi huylu değildin sen.”

“Yok abi şu suratını asma yeter ki sen.”

“İyi iyi” diyerek kafasını salladı. Başkaları dayak yer, tecavüz edilirken kendisini pazarlayan biriyle bu kadar iyi olması çılgıncaydı. Herkesten farklı olarak kendi isteğiyle gelmişti buraya. Para kazanmasına yardımcı oluyordu. Onunla kötü olmak için bir sebebi yoktu.

Arzu’nun yanına gidince Arzu’nun çok yükseklerde olduğunu fark etti.

“Hey kızım buraya bak.”

Onunla konuşmaya gelmişti ama kız boş boş bakıyordu. Hemen kollarına baktı. Kolları peynir olmuştu. En kötü uyuşturucu eroine düşmüştü. Bir çok kişinin sonunu hazırladığı bir uyuşturucuydu. Artık kaybedecek hiçbir şeyi olmayanların takıldığı şeydi. Kendisinin asla öyle olmamıştı. Çocuktan önce de. Yaşamasına gerek görmediği kişilerin kanının akması fikri onu çok heyecanlandırıyordu. Bu kız da o tarz bir şey olmuştu artık. Oturdu ve bir süre bekledi. Bu çıkışın bir de inişi olacaktı. İşte o zaman çığlıklar atmaya ve ağlamaya başladı.

“Git git dedim sana. Çek ellerini üzerimden” diyerek yerde büzülmüş çırpınıyordu. Onu kollarına aldı. Sakinleştirmeye çalışsa da boşunaydı. Arzu artık başka bir dünyada yaşıyordu.

Neyine bu kadar depresyona giriyordu ki sanki. Evde çocuğu olan ona nasıl para yetiştiririm derdi ondayken bu şahsiyetin öylece tek derdinin uyuşturucu olmasına inanamıyordu. İki senedir tanıyordu onu. Sırf uyuşturucu bağımlılığına düşmüştü buralara. Derdi boğazını doyurmak bile değildi. Bedenini sattığı parayla bile uyuşturucu almayı düşünüyordu. Sonra da bu hale geliyordu.

Kendine gelsin diye birkaç tokat attı ama nafile. Şöyle bir bakınca kız kendini öldürene kadar bu şekilde yaşamaya devam edecekti. Çevresinde kimse kalmamıştı zaten bir de onların başına bela olacaktı. Hiçbir işe yaradığı yoktu. Yarın kollarında ve bacaklarında açılmış deliklerden enfeksiyon kapacak hastaneye yetiştirildiğinde uzuvları kesilecekti.

Belki de onu şuracıkta öldürerek kurtaracaktı. Acı hayatına son verecekti. Zaten kendinden geçmişti. Çantasında taşıdığı bir bıçak koleksiyonu vardı. Bileklerini kesse kimse intihar ettiğinden şüphe etmezdi. Zaten kollarında kendinden geçmiş bir haldeydi. Bıçağı aldı ve bileklerini kesmeye başladı. Kan akıyordu ancak damarlar bıçaktan kaçıyor gibiydi. Akan kanın miktarı Alev’i tatmin etmemişti. İstediği miktarda kan aktığı zaman bileğini neredeyse yarısına kadar kesmişti. Kan üstüne sıçramasın diye uğraşmıştı. Kolu tutup ters çevirdiğinde elini önkoluna bağlayan ince bir deri parçası ve birkaç tendon kaldığını keşfetti. Çok hoş görünüyordu. Sanatsal bir çalışma olmuştu. Daha iyi de olabilirdi. Kadın bir anda canlandı ve diğer eliyle elini tuttu. Gözlerinden dehşete düştüğü belli oluyordu. Genzini geriye atarak çığlık atıyor gibiydi. Alev panikledi. Elindeki bıçağı gelişigüzel bir yere sapladı. İman tahtasının boğaza bağlanan yerine sokmuştu. Artık ses çıkaramıyordu. Hatta boğazından hava çıkıyor gibiydi. Artık intihar vakasını biraz daha aşmış bir havası vardı. Bıçağı çantasına atıp odadan çıktı. Nasılsa bir süre sonra ölürdü. Lanet olsun çantasını da makineye atmak zorundaydı artık. Rıza kapının önünde belirdi.

“Ne yaptın Alev hallettin mi?”

Cidden kökünden çözmüştü Rıza’nın haberi yoktu ama.

“Of kız bitmiş Rıza abi. En azından sesi çıkmıyor artık.” Koluna dokundu, kulağına yaklaştı. “Bana bak bu kız yarın kendini öldürürse şaşma.”

Psikopat AnneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin