Ertesi gün kahvaltıda Doğan Bey hiç olmadığı kadar suçlu görünüyordu. Ayfer çocuğun önüne hazırladığı püreyi koyarken, “Seninle konuşmamız gereken önemli bir konu var dediğini” duydu. Sütü getirirken ise televizyona kilitlenmişti. Sedef Hanım meraklıydı.
“Ee söyleyeceğin önemli şey neydi?” diyordu ama Doğan Bey ağzı bir karış açık televizyondan gözlerini alamıyordu. Ayfer de merakına yenik düşüp televizyona baktığında dün akşam öldürdüğü şirret kadının fotoğrafını gördü.
“Korkunç bir şekilde öldürülen Sevim Erbudak’ın evinde polis incelemesi başladı” diyordu haber. Sedef Hanım’ın tek umrunda olan şey Doğan Bey’in ne diyeceğiydi ama artık bir anlamı kalmamıştı.
Bir gün sonra akşama doğru polisler Doğan Bey’i karakola götürdüler. Soruşturmada Doğan Beyle şirret kadının ilişkisi ortaya çıkmış olmalıydı. Ayfer, Sedef Hanım’ın durumdan hiç haberi olmamasını umuyordu. Suçlama basitti. Sevim Erbudak ve Doğan Sezer arasında yasak bir ilişki vardı. Sevim, Doğan’a karınmdan ayrıl diye baskı yapmaya başladığında Doğan onu öldürdü. Yani varsayım buydu. Tabi bir de ayak izleri tam Doğan Bey’in Prada ayakkabılarının boyuna uygundu.
Sedef Hanım çok şaşkındı. Ayak izlerinin kesinlikle tesadüf olduğunu düşünüyordu. Nitekim ertesi gün kanıt yetersizliğinden Doğan Bey’i salıverdiler. Onun gibi zengin ve güçlü birini daha fazla rahatsız etmek istemezlerdi.
Ertesi gün akşam ona bilmediği bir numaradan telefon geldi. Bu kendisine eskortluk teklif eden adamdı. Halbuki kendisine temizlik işi falan olursa öyle yaparım demişti. Adama telefonda bunu tekrar belirtti. Fakat adam ciddiyetsiz bir şekilde “temizlik, temizlik” diyince adresi aldı. Ertesi gün geleceğini söyledi ama adam hemen gelmesini istedi. Akşam akşam ne temizliğiydi bu. Sedef Hanım evdeydi. Ne de olsa onların arkadaşıydı. İzin verirdi herhalde. Gerçi Ayfer numarayı ekstra işe gitmek için değil Sedef Hanımlarda işten bir şekilde ayrılırsa diye almıştı. Bir de adam çok ısrarcıydı.
Daha ufak tefek bir bahçesi olan dubleks ve hayli eşyasız görünen eve vardığında adının Sedef Hanım’dan Tolga olduğunu öğrendiği adam onu bir odaya buyur etti. Yatak odasıydı bu ve yatağın üstünde çok açık olmayan ama kısa etekli siyah bir elbise vardı.
“Şunu giy” dedi Tolga emreder bir tavırla. Ayfer sinirle adama döndü,
“Sana temizlikten başka iş yapmayacağımı söylemiştim.”
“Ya bir şey olmayacak. Eşlik edeceksin sadece dedim ya sana ne korkarmışsınız. Yiyeceğiz sanki. Hiç bilmiyorsunuz tabi böyle işleri.”
Keşke kiminle konuştuğunu daha iyi bilseydi.
“Tamam. Maşallahın var. Fiziğin falan çok uygun. Bir davete gideceğim ama yalnızken rezil olacağım. O yüzden lütfen bunu ricam olarak gör. Yemin ederim başka bir şey olmayacak. Hem çok iyi para veririm.”
“Tamam ilk ve son olacak ve Doğan Beylerin haberi olmayacak.
Ayfer’i götürdüğü gece klubunde ne dans vardı ne de canlı müzik. Çok gürültülü müzikler çalınıyor, sarhoş olan genç kızlarda saçma sapan salınarak ortada dans ettiklerini sanıyorlardı. Çevrelerinde yaşça büyük olan biraz içip rahatlayan bazı erkekler ise yavaşça onlara yaklaşıyorlardı. Tolga kendine bir viski doldurdu. Etrafa bakıp duruyordu. Etrafta genel olarak genç kızlar, tek türk bakımlı ve zarif görünen orta yaşlı kadınlar vardı. Belli ki Tolga birine nispet yapmak için tutmuştu kendini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopat Anne
Mystery / Thriller"Sana defol git dedim." dedi kızarak. Satırla adamın kolunu kesip çöp torbasına koyarken genç kız dehşet içindeydi. "Ne? Ne yapıyorsun?" dedi titreyerek. "Evde benden yemek bekleyen biri var." dedi genç kadın. Sonra da umursamaz bir şekilde omuz sil...