Sabah uyandığında herşey daha güzeldi. Çünkü bir önceki gün sadece omuzlarından büyük bir yük kalkmamıştı. Aynı zamanda yeni bir işe girmişti. Sedef Hanım'a katilin peşinde olabileceğini söyleyip, korktuğu için işi bıraktığını söylemişti. Böylelikle aslında bir ailenin felaketine sebep olduğu gerçeğinden mümkün olduğunca uzak duracaktı. Sonra kendisine çok önerilen eskortluk işine girmişti.
Kader baba demeye başlamıştı. Babacık takma ismini kendi kendine çok fazla dillendirmiş olmalıydı. Artık boş odada değil dolapta olması gönlünü ferahlatıyordu. Ne derler, aklında kalacağına dolabında kalsın. Etleri de Kader'in yiyebileceği hale getirirken gayet mutlu hissediyordu.
Çok geçmeden ilk müşterisi onu arayacaktı. Fakat müşteri her zamankinden biraz farklıydı. Arayan tiz sesli bir bayandı. İlk defa homoseksüel bir ilişkiye girecekti.
Bir kadın nasıl tavlanırdı ki? Erkek olsa iş kolaydı ama. Sonunda en şık mini elbisesini giydi ve içine iç çamaşırlarını giymedi.
Aldığı adres oldukça büyük bir havuzlu evdi. Kapısına geldiğinde aslında bir partiye davet edildiğini anlamıştı. İlk defa bir kapıdan girdiğinde farkedilmemişti. Herkesin kafası şimdiden güzelleşmiş gibi görünüyordu. Ortamda sadece alkol tüketilmediği belliydi.
Milletin hunharca eğlendiği çimlerin üstünden geçti. Yer yer sevişenleri görmüştü. Havuza yaklaştığında işler daha ilginç bir hal almaya başlamıştı. Havuzun yanındaki jakuzide iki hatun sevişiyordu.
Kendisini tutan, muhtemelen evin sahibi olan kadını arıyordu ama etrafa garip garip bakmaktan kendini alamıyordu. İçerideki hem erkeklerin hem bayanların saç kesiminden, üstlerindeki aksesuarlara kadar herşey çok farklıydı.
Evin içine havuzun yanındaki boydan boya olan kapıdan girdiğinde kendini çok geniş bir salonda buldu. İçeriye hizmetli fantezi kıyafeti giymiş kişiler alkol servisi yapıyorlardı. Parça pinçik hizmetli gömleği ve altında sadece bir boxer olan adama evin sahibinin nerede olduğunu sordu. Kanepede bir hatun bir de erkekle sevişmekte olan siyah saçlı, beyaz tenli bir kadın salınarak kanepeden kalktı. Üstünde sadece bikini altı kalmıştı. Kalın altın rengi zincirler memelerinin uçlarını dahi kapatmıyordu. Yine salınarak yan sehpadan bir şarap bardağı dolusu içkiyi kaptı.
"Sen Alev misin?"
Baştan sona süzdü. Eliyle sert hareketlerle onu çevirdi. Yetmedi poposuna bir şaplak patlattı.
"Of çok şişmansın. Neyse bu sene balık etli kadınlar moda oldu. Bu kıyafetler de ne? Tabi siz fakirler pazardan falan alışveriş ediyorsunuz değil mi? Tabi marka giyecek haliniz yok değil mi?"
Koltuğun üstündeki şapşal şapşal gülen kadına sırıttı.
"Partime böyle bir paçavrayla giremezsin. Üstünü çıkar."
Yine sert hareketlerle Alev'in üstünü çıkarmasına fırsat vermeden kıyafetini üstünden yakaladığı gibi sıyırıverdi.
"Hmm. İç çamaşırın yok. Bunu sevdim. Daha fazla markasız don falan görecek halim yoktu."
Yine arkadaşlarına bakarak söylemişti. Bir taraftan kusar gibi hareketler yapıyordu.
Parti boyunca abuk subuk bir ağızla konuşan bir sürü kişinin kendisini ellemesine izin vererek geçti. Partinin sonlarına doğru ev sahibesi yanlarında volkan yanan bir platformda, sırtına kanatlar takmış, çırılçıplak bir halde bir platformda ortaya çıktı. Bir süre çığlıklar ve ıslıklarla coşan seyircilerin alkışları eşliğinde dans etti. Aslında striptiz klubunde çalışanlara benziyordu. Başkaları bu işi para kazanmak için yaparken, bu tarz insanların eğlenmek için yapmaları çok garipti. Sonra parti tüm hızıyla devam etti. İnsanların alkol ve uyuşturucunun etkisi yüzünden, saçmalama katsayıları artmıştı. Bir süre sonra etrafa kusanlar oldu. Alev kadına inanılmaz sinir olmuştu. Kiminle dalga geçtiğini sanıyordu ki. Kendisini aşağlıyordu ama eline bir bıçak geçse kendisine karşı ne yapacaktı ki? Bazen kendisini bir süper kahraman gibi hissediyordu. Bu düşünce onun hoşuna gidiyordu. Allahtan bir daha karşılaşmamışlardı. Aslında istese işini iki dakikada hallederdi ama sorun kadını yalnız başına yakalamaktı.
Aradan birkaç hafta geçtikten sonra aynı kadın tekrar aradı. İyi para verdiği doğruydu ama kadın o kadar gıcıktı ki. Umarım bu sefer elinden bir kaza çıkmazdı.
Bu sefer montunun altına birşey giymedi. Sinirlerine hakim olmalıydı. Kadının birşey daha demesine izin vermemeliydi.
Yine benzer bir partiyedi. Herkesin kafası çok güzeldi. Çakmak çaksan parti patlayacaktı. Kadın mini bir bikini giymiş jakuzide arkadaşlarıyla keyif çatıyordu.
"Babacığım henüz Amerika'dan gelmedi. O gelene kadar keyfini çıkarın."
Demek paranın kaynağı buydu. Zaten kadın hiç çalışıp para kazanıyor gibi görünmüyordu. Onun kızı ne zorluklarla büyüyüp, aç kalma tehlikesiyle karşı karşıyayken o burada babasının parasıyla kendini prenses zannediyor ve belki de Kader'in hayatında hiç görmeyeceği duymayacağı şeyler yiyip içiyordu.
"Bugünkü süprizin ne?" diye sordu en az kadın kadar gucık başka biri.
"Orada masanın üstünde, hiç görmediğiniz şeyler göstereceğim size."
Etrafta dolaşan erotik giyimli hizmetlilerden birini durdurdu.
"Bakın şu eziğe. Bizim sayemizde neler neler görüyor değilmi?" Adama doğru omuzlarını salladı. Memeleri iki yana hopladı.
"Mutfaktan birşeyler aşırıyor musun ha?" Etrafındaki şuursuzlar sahte kahkahalar koparıyorlardı. Kadın hiç gülmüyordu. "Ama bizim gibi kafan güzelleşmiyor değil mi?" derken ağzındaki sigara dumanını adamcağızın suratına üfledi.
Adam doğal olarak çok rahatsız olmuş görünüyordu. Anlaşılan evde çalışan bir personeli zorla bu şekilde giydirmişti. Belki de adamcağız işini kaybetme korkusuyla bunlara katlanmak zorunda kalıyordu. Şimdiyse böyle herkesin içinde aşağılanıyordu. Ne olursa olsun kimse bu muameleyi haketmiyordu. Babası gelince bir daha kadını görmeyedebilirdi. En iyisi onlara gerçekten hiç görmedikleri birşeyi bir an önce onlara göstermekti.
Tekrar montunu giydikten sonra mutfaktan kocaman bir bıçak bulması zor olmamıştı. Sorun olan tek şey kadını tek başına yakalamaktı. Sinsice kadının yanına yaklaşırken kadınla koridorda karşılaştı. Tuvalete gidiyordu. Herşey beklediğinden çok daha kısa sürmüştü. Kadın tuvaletini yaparken hızlıca girip kafasını kesmişti. Artık kendini çok profesyonel hissediyordu. Gözlemlediği kadarıyla kameralar evin dışındaydı. Eh tuvalette de kamera olacak değildi. Tuvalete girmeden montunu kirlenmesin diye dışarıda bırakmıştı. Çırılçıplak olduğu için üzerindeki kanı çıkarması daha kolay olacaktı. Ellerini yıkayıp musluğun vanasını güzelce sildi. Montunu tuvaletin girişinden uzaklaştırmalıydı. Bıçağı doğru düzgün yıkayıp montuna sardı. Herkesin kafası güzel olduğu için kimse ne yaptığının farkında değildi. Kapıyı kilitleyip ortadaki sehpalardan birini kapının önüne çekti. Bıçağı mutfaktan aldığı yere dikkatle yerleştirdikten sonra montunu mümkün olan en alakasız yere bıraktı. Önemli olan mutfakta herhangi bir hizmetli yokken işini halletmekti. Allahtan garsonlar servisle epey meşgullerdi. Mutfaktan bir bez alıp tuvalete götürdü. Kafayı beze sardıktan sonra, geçen seferki partide maytapların ortasında dansettiği yerdeki masanın üstüne koydu. Masanın üstünde rengarenk bir sürü dildo vardı. Anlaşılan süprizi buydu. Ama Alev'e göre bu daha ilginç bir süpriz olmuştu.
Süpriz zamanı geldiğinde hizmetliler volkanları yakıp bezi açtığında önce bir geri çekildiler. Diğerleri gülmeye başladılar. Şaka sanmışlardı muhtemelen. Kafası güzel insanlara süpriz de yapılmıyordu. Alev kolları sıvadı. İyi rol yapmalıydı.
Alev'in kafayı kaldırıp düşürür gibi yapmasıyla, çığlığı basması bir oldu. İnsanlar önce Alev'in çığlığından korkmuştu. Ardından bir kan yolu bırakan kafayı farkedince önce hizmetliler sonra parti sakinleri çığlık atmaya başladı. Ve kısa sürede herkes dağılmaya başladı. O hengameden yararlanıp Alev de bir an önce oradan uzaklaştı. Çok güzel bir parti olmuştu bu kez. Ancak kalabalık bir ortamda olduğu için ödül yemini alamamıştı. Bir torba et boşa gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopat Anne
Mystery / Thriller"Sana defol git dedim." dedi kızarak. Satırla adamın kolunu kesip çöp torbasına koyarken genç kız dehşet içindeydi. "Ne? Ne yapıyorsun?" dedi titreyerek. "Evde benden yemek bekleyen biri var." dedi genç kadın. Sonra da umursamaz bir şekilde omuz sil...