10. Bölüm

9.1K 360 38
                                    

Alev o zengin piçi öldürdüğü için çok mutlu olmuştu. Artık Kader'e daha umutlu bakıyordu. Sanki dünyayı gereksiz bir şımarıktan kurtarmış bir süper kahraman gibi hissediyordu. Sanki herkes bunu farketmiş gibi ünlenmesi de uzun sürmedi.

Alev'in de sonradan anladığı üzere kadın gerçekten ünlü bir iş adamının kızıydı ve cinayet tüm kanallara çıkmıştı. İşin garip tarafı televizyon kanalları kızı azize gibi gösteriyordu. Kızcağız sınıf arkadaşlarıyla toplanıp ödev yapıyormuş gibiydi sanki. Tabi ki partideki iğrenç manzaralar ve yozlaşmış gençler gösterileceğine kızın cici bici vesikalık fotoğrafları gösteriyordu. Alev'e de bir takma ad takmışlardı. 'Parti Kasabı'. O kadar adam öldürmüştü ama demek ki zengin öldürmek farklıydı. Otopsi sonucuna göre kızın kanında yüksek dozda uyuşturucu bulunduğu için katil aynı zamanda kıza uyuşturucu enjekte etmişti. Bu yalanlara kızın ailesinin inanıp inanmadığını merak etti Alev. Belki de aptal insanlardı da kızları onları ayakta uyutmuştu hep.

Çok geçmeden tanıdığı çevreden bir müşteri edindi. Restoran sahibi bir adamdı ve kendi restoranında takılacaklardı. Kader'e güzel mamalar hazırladıktan sonra hazırlanıp dışarı çıktı. Midesinin bayram etme zamanı gelmişti.

Restoran biraz da gazino havasındaydı. Adamı falan boşverip enfes yemeklere ve tatlılara gömülmüştü. Herşey mükemmeldi. Neredeyse hayatında yemediği şeyleri yemişti. Kızı da büyüyünce bunları yiyebilmesi için içinden dualar ediyordu Alev.

İçkisini tazelemesi için garsonu çağırıp duruyordu ama çalışanlar onu umursamıyorlardı. Müşterisi yanındaki kabadayıyla muhabbete dalmıştı ve Alev'in adamı umursadığı yoktu. Adam ona dönünce bir şekilde gönlünü alırdı. Şimdi keyfine bakacaktı. Neden bu hale gelmişti. Gerçekten mutluydu. Televizyon haberlerine konu olmuştu. Şu ana kadar yaptığı çalışmaların karşılığını almış gibiydi. İnsan ya para ister ya da ün değil mi? Ama herkes ünlü olamaz. Alev ünlü olmuştu işte. Gizli süper kahraman gibiydi. Sırtını koltuğa yaslıyor ve haberlerde kendinden bahsedilmesini dinliyordu.

"Parti Kasabı vakasında bugün yeni bir kamera kaydı ortaya çıktı." Televizyonda kadının şebek ettiği garsonlardan birini gösteriyordu. "Bu sapığın bu tarz kıyafetler giyip eve geldiği gözleniyor. Ailenin ifadesine göre çalışanlardan biri." Tabi nereden bilebilirlerdi ki kızın evde babası yokken sex partileri verdiğini.

Garsonların onu dikkate almaması hoşuna gitmemişti. Sonuçta karşısındaki kim olursa olsun müşteriydi. Kendisi para kazanmak için neler yapıyordu. Bu vatandaşlar hem ballı yerde çalışıyorlar hem de evlerinde paralarını yiyorlardı. Bir de kendisi patronlarının yanındaydı. Kendisi de çalışan olduğu için arıza çıkarmadan halletmeliydi.

"Canım. Garsonların bana bakmıyor."

"Bakarlar şimdi." diyerek koyu muhabbetlerine devam ettiler. Alev boş bardağını alıp garsonların olduğu yere doğru gitti.Kendi aralarında o kadar çok konuşuyorlardı ki kendisini umursamadılar. Alev tam arıza çıkaracakken bir anda hepsi dağılıverdi. Alev çok sinirlenmişti. Şimdi bir tanesini bıçaklayıverse haksız mıydı? Acaba biraz abartmış mı olurdu. Babacığın sözleri hala aklındaydı. Bir canavar değildi. Dünyayı pisliklerden temizliyordu. Ama işini düzgün yapmayan insanlar da dünyayı kirletiyorlardı değil mi?

Mutfağa doğru yaklaştı. Mutfaktan bıçak almasına gerek yoktu. Bıçağı yanındaydı. Bir taraftan garsonlar da mutfaktaydı. Ama çok kalabalıklardı. Nasıl halledeceklerdi. Derken kulağı muhabbetlerine takıldı.

"Abi çocuğum hasta. Bari portakal, limon alabilsem pazardan. Bir de çalışıyoruz. Buraya gelebilmek için otobüs bileti satan adama nüfus cüzdanımı verdim. Şu an yanımda kimliğim yok."

"Ya işe gelip gitmek daha büyük zarar olmaya başladı. Maaşımızı almıyoruz, bu arada yol parası veriyoruz. Maaşımı verme abi en azından yol paramı ver dedim. Param yok dedi."

"Yalancı. Yeni arabasını görmediniz mi? Bu ay aldı. Bizim içeride kalan paralarımızla."

Demek çalışma isteklerini bu yüzden kaybetmişlerdi. Alev günahlarını almıştı. Ama bu yapılan çok acımasızdı. Adamcağızın evinde bir de hasta çocuğu aç bitap bir şekilde bekliyordu.

Müşterisinin yanına geri döndü. Asıl öldürülecek olan oydu. Yediğine içtiğine bir ara verip şu koyu muhabbetlerini dinlemeye karar vermişti. Bir süre borsa gibi sıkıcı konulardan bahsettiler. Sonra beklediği konuya girdiler.

"Sana iyi bir kar yöntemi daha söyleyeyim mi? Çalışanlarına maaşını verme."

"Saçmalama. Sigortasını yaptığın çalışanın maaşını ödemek zorundasın."

"Birincisi, kimseye sigorta yapmasan kim soruyor. Deneme süresindesin dersin çalıştırırsın."

"Tamam da. Adam sormayacak mı sigortam neden ödenmiyor diye. Kimse kalmaz ki?"

"Merak etme çıkanın yerine gelen çok oluyor. Herkes deli gibi iş arıyor. Ayrıca sigortasını yaptığın işçinin de maaşını ödemek zorunda değilsin. Dediğim gibi kimse sallamıyor. Devlete elden ödüyorum diyebiliyorsun. Yasalar hep işvereni koruyor. Unuttum bile diyebiliyorsun. Hiç bir şey olmuyor. Ben bu ay lüks bir araba aldım. İnanılmaz kar edersin."

Gecenin ilerleyen saatlerinde müşterisine çok iyi davrandı. Evet ona ücretini vermeyebilirdi ama karşılığını alacaktı.

Bir odaya girip yalnız kaldıklarında Alev adamı iyice kıvama getirmeyi başarmıştı. Fularını top yapıp adamın ağzına bağladı. Adamın kıravatını çıkarıp gözüne bağladı. Artık tamamen özgürdü. Erkekliğini iyice kavradı. Bir elinde bıçağı tutuyordu. İşi çabuk halletmeliydi. Bıçağı yumuşacık hareketiyle adamı hadım etti. Bunu hiç beklemediği kesindi. Ağzına tıktıkları yüzünden acı bir çığlık kopmadı. Aksine çıkan sesin dışarıdan başka bir şey sanıldığından emindi. Ama bu ses biraz daha uzarsa kendini ele verebilirdi. Elini çabuk tutup adamın işini bitirdi. Artık işçilere kendi eliyle yeni bir iş bulmaları için bir şans vermişti. Adamın diğer uzuvlarını ayırmak için zamanı bile kalmıştı.

Psikopat AnneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin