Şevket, Ateş, müşteri adı altında kendisine gelen iğrenç adamlar… Hepsi gözünün önündeydi. –Bi kısmı da midesindeydi.- Bu iş yerinde devam ederse bunlar gibi daha bir sürü pislikle karşılaşacaktı ve bitip tükenmeyen öldürme isteği hiç bitmeyecekti.
Şu ana kadar başka hiç bir işte çalışmamıştı. Ama ne kadar zor olabilirdi ki. Kızı için hem de kendi için yapacaktı. Belki Nevin abla yardım ederdi.
“Çok iyi fikir kızım. Hem çocuğunla vakit geçirecek daha fazla vaktin kalır. İş ararken görüştüğüm eli yüzü düzgün bir kadın vardı. Yalnız çok zenginlerdi. Yardımcı arıyorlardı. Bana daha genç birini bekliyorduk dediler. Gerçi görüşeli çok oldu ama birini bulamadılarsa belki seni kabul ederler.”
Kafasını kurcalayan en önemli konulardan biri ise Rıza’nın ne diyeceğiydi. Kendisinden çekiniyordu içten içe. Şeytani ruhunu hissediyor olmalıydı. Demek ki sezgileri kuvvetli bir adamdı.
“Hıh iş var sanki dışarıda. Hadi bi dene gel.”
Sıra işi garantilemeye gelmişti. Rıza’nın da dediği gibi iş ayarlamak öyle kolay değildi. Nevin ablası referansını söylese. Bir de yetimhanedeki kötü sicilinden bahsetmeseler…
İş görüşmesine daha önce hiç gitmediği bir semte gitti. Çok düzenli evler, çok temiz kaldırımlar ve her yerde kahve satan cafelerin olduğu bu semt… Bunun gibisini daha önce görmemişti. Bahçeli büyük evlerin olduğu bir muhite geldiğinde evi buldu. Ev o kadar büyüktü ki dış kapısından girdikten sonra iç binanın kapısına kadar yürümesi gerekmişti. Bu arada bahçe kapısında kaç kişi, ana kapıda kaç kişi dikeliyordu haddi hesabı yoktu. İçeriye girdiğinde o kadar büyük bir holle karşılaştı ki, etrafa bakmaktan kendini alamadı. Holun tam karşısında merdivenler vardı. Çok boş gibi görünmesine rağmen kolonlar arasında bir köşede en az iki takım koltuk vardı. Bir görevli gayet rahat görünen koltuklardan birine buyur etti. Bu kadar ihtişam açıkçası gözünü korkutmuştu. Karşısına gıcık olacağı süslü bir kokona çıkması işten bile değildi.
Hiç tahmin ettiği gibi olmadı. Karşısında kendinden en az on yaş büyük, gayet kibar, mütevazi görünümlü bir kadın kucağında çocuğuyla çıkageldi. Çocuğunu yere indirip elini uzattı.
“Merhaba sen Ayfer olmalısın.”
Doğru ya gerçek ismi Ayferdi.
“Merhaba. Sanırım Nevin abla bahsetti.”
“Neler yapabilirsin Ayfer. Ne gibi yeteneklerin var?
“Herşeyi yaparım”
Bunun üzerine kibar ama içtenlikle güldü. Gerçekten hayran olunası bir kadındı.
“Şey aslına bakarsanız ben yeni işe başlayacağım. Yani hiç deneyimim yok.”
“Olsun yenilere şans vereceksin ki deneyimleri olsun değil mi?”
“Ne yapayım. Çoluk çocukla uğraşmaktan…”
“Aa çocuğun mu var. Eh işte deneyimin varmış. Annelikten daha iyi bir deneyim mi var? Benim de asıl isteği çocuğumla ilgilenecek biriydi. Çocuğuma çok önem veririm. Henüz çok küçük. Benim de vakıflarda işlerim oluyor. Gönüllü olarak vakıflarda çalışıyorum. Fakirler ve hasta çocukların hayrına işler yapıyoruz. Bazen işler yoğun oluyor. Nerede kalıyorsunuz? İstersen burada müştemilatta kalabilirsin. Çocuğunu da getir. Hem arkadaş olurlar. Sosyalleşmeleri açısından çok iyi olur.”
Ve birkaç güne Kaderle birlikte mükemmel bir eve taşındılar. Direk taşınmalarına Rıza çok şaşırmıştı. Alev birkaç hafta ara verecek sonra da işine geri dönecek sanmıştı. Yine de geri döner ümidi vardı muhtemelen. Ev yine onlarındı. Kira ödemeye başlayacaktı artık. Eşyaları orada duruyordu. Tabi bir de evin babası evdeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopat Anne
Mystery / Thriller"Sana defol git dedim." dedi kızarak. Satırla adamın kolunu kesip çöp torbasına koyarken genç kız dehşet içindeydi. "Ne? Ne yapıyorsun?" dedi titreyerek. "Evde benden yemek bekleyen biri var." dedi genç kadın. Sonra da umursamaz bir şekilde omuz sil...