~Saklamak o kadar zordur ki bazen sırrın esiri olursun.~

364 23 8
                                    

Sır gizli olan kimsenin bilmemesi gerektiğidir aslında. Saklamak o kadar zordur ki bazen sırrın esiri olursun.Güzel insanların bazı sözleri vardır,
Sakladığın sır senin eserindir,açığa vurursan sen onun esiri olursun, demiş Hz.Ali  ve yine ne güzel demiş Fatih Sultan Mehmet; yapacağım işleri sakalımın bir kılı bile bilse onu kopartırım.

Benim doğumumda sır gibiydi zaten. Nerede doğdum annem babam kim bilmiyorum. Tek bildiğim şey yetimhanede büyümüş olmam.Beni oraya bırakan kim beni oraya alan kim ? Beni yetimhaneye alan kişi ben bebekken ölmüş. Yani doğar doğmaz o sırlarla dolu yetimhaneye bırakılmışım. Sadece benim tahminim bu. Koca yetimhanede beni oraya kim bıraktı bilinmiyor.
-seni alan kişinin akrabasısındır belki,diyorlar çalışanlar.Sanmıyorum. Alan kişi kim diye sorduğumda;
-fazla tanımazdım daha yeniydi buralarda, senden bi kaç gün sonra öldü haberi geldi ,diyorlar. Beni aldığında yeniymiş ve benden bir kaç gün sonra ölmüş. İnanmamı beklemiyorsunuz herhalde. Hep kafamı karıştırır,her düşündüğümde deliricek gibi olurum. Zaten yetimhanede konuşmam gerekmediği sürece hiç konuşmuyor, kimseyi kendime yakın hissetmiyorum fazlada kimseyi tanımıyorum ki bir kişi hariç.Yetimhanede tek kendime yakın hisettiğim bi abi var.Adı Tahir. Henüz ben üç dört yaşlarındayken yetimhanede temizlik işlerine bakmak için görevlendirilmiş. Temizlik işlerine bakmasına rağmen benimle yakından ilgileniyordu. Onunda evi yurdu yoktu benim gibi yetimhanede büyümüş çok iyi bi insandır. Yetimhanenin temizlik malzemelerinin bulunduğu yerde kalıyor. Kendine yetimhanenin bodrum katından eski bir yatak bulmuş kaldığı yere koymuş orada yatardı. Her gece korksam ben uyuyasıya kadar başımda dururmuş.

Her sabah Tahir abi okula götürür okul çıkışına ise elinde bir çikolatayla alırdı beni. Beni her kötülükten korumaya çalışıyor bu durum pek de fazla hoşuma gitmemeye başladı. Hiç anne baba sevgisi almadığım içindir belki.Ben kendimi yakın hissetsemde Tahir abiye karşı artık bir yerde kimseye ihtiyacım olmadığımı farketmeye başlamıştım.

-neden bana bu kadar ilgi gösteriyorsun? diye sorduğumda duygusal bir tavırla;

-senin gibi bir çocukla hiç tanışmadım sen çok özel bir çocuksun, dedi. Özel çocuk ve ben. Biraz düşündürücü, özel olmak kim ben kim?

Çocukluğumun çok da güzel geçtiğini söyleyemem. Ailesi olmayan bi çocuk nasıl bir küçüklük geçirebilir ki? Üzgünüm,çünkü ilerde keyifle anlatabileceğim, her aklıma geldiğinde gülümseyeceğim bir çocukluğum olmadı.Sokaklarda rahatça gezememek, kum sahada arkadaşlarınla top oynayamamak,saklambaç oynayamamak ve en önemlisi bir annenin,
-akşam ezanında evde ol oğlum, dememesi kadar kötü birşey varmı ki ? Her gece yatağımda ağlardım her aklıma geldiğinde,rahatlardım.Çünkü yapabileceğim ve elimden gelebilecek hiçbirşey yoktu.

Günden güne büyüyor ve yavaşça herşeyin farkına varıyordum. 17 yaşlarında bir gencim artık. O kadar sıkmıştı ki bu yetimhane beni pekde iyi olmayan düşünceler kafamı sarmayı başlamıştı.
-Neden bu kadar düşüncelisin demir?
dedi tahir abi.
Bense umursamaz bir tavırla;
-Ergenliktir abi, diyerek geçiştirdim.
O iri gözleriyle , sanki beni benden daha iyi tanıyormuşçasına süzdü ve sigarasından bir duman çekerek,
-her gençte olur, bizde bu yollardan geçtik fazla düşünme, dedi, sanki dertlerimi hafifleştiriyor sanarcasına.
Lise yılları bir gencin fazla aksiyon içinde olduğu ve kanı deli aktığı zamanlardır. Duygusal olarak hep aynıydım ama fiziksel olarak aynısını söyleyemem. Orta kilolu ve boyum artık Tahir abiyi bile geçmişti.Saçlarımı geriye tarar kendime dikkat eden biriydim artık. Yeşil gözlerime ne demeli? Okulda her gören kız sürekli gözlerime bakardı.
Okulda erkekler tarafından fazla sevilmeyen biriyim.Zaten sevmelerinide istemiyorum.Tek takılmak daha uygun geliyor bana.

Sırların EsiriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin