#Billie Eilish ft. Khalid- Lovely
8.BÖLÜM: İMKÂNSIZ
Terk edilmiş harap mabetlerden ibaretti ruhum.
Bir zamanlar insanların oluk oluk akın edip, medet umduğu ama artık yalnızca kimsessiz ilahilerin geçmişteki yankıları kalan topraklar gibiydi.
Sessizdi,
İlahiler sadece zihindeydi.
İnsanların küstüğü mabetlere, Tanrı üzüntüyle bakıyordu.
Çünkü bazı insanlar küsmemişti; terk etmişti.
Vazgeçmişti.
Tanrı ondan vazgeçenleri sevmezdi.
İşte benim ruhum, tıpkı o insanlar gibi benden vazgeçmişti. Ben ona sıkı sıkı sarılıyordum ama onun elleri benim sırtımı sarmıyordu. Hatasız bir insan değildim ben. Ruhum bana küsmekle doğruyu yapıyor olabilirdi.
Evin kapısını açıp içeri girerken içimden bir kaç kere tekrarladım zihnimden geçen son cümleyi. Ruhum, ben bu esaretten kurtulmadığım sürece haklı olacaktı. Bir şekilde artık ipleri elime almalıydım. Ama bunu yaparken kendimden ödün verecek miydim, işte asıl soru ve sorun buydu.
Bir şekilde Aysar'ın bana yol olabileceğini biliyordum, daha çok hissediyordum. Ama o yol, tamamiyle günah taşlarıyla döşenmişti. Yanı sıra, beni ben olmaktan çıkarırdı. Tüm bu şeyleri göze alıp, yolun sonunda bambaşka bir Mai Hüma olmayı göze alarak o yola girecek miydim, tam bir muammaydı.
Salona doğru yürürken sessizliğin evin içine sindiğini fark ettim. Bu yüzden evde kimsenin olmadığını düşünüyordum ki, Narin Ablayı toz alırken görüp duraksadım.
"Kolay gelsin," diye seslendim.
Narin Ablanın bakışları bana kaydı ve naifçe tebessüm etti. "Hoş geldiniz küçük hanım."
Bende hafifçe tebessüm ettim ve tam odama çıkmak için arkamı dönecektim ki "Hakan Bey çalışma odasında," dedi Narin Abla. "Eve gelince yanına uğramanızı istemişti."
Düşünceler bir çığ gibi zihnime akın ettiğin de sırtımda olan çantamın sapına tek elimle asılıp yutkundum. "Tamam," dedim sadece ve arkamı dönerek salonun yanındaki koridordan içeri girdim.
Babam bu saatlerde asla evde olmazdı, ve durduk yere benimle konuşmak istemesi içime merak çukurlarının açılmasına neden olmuştu. Babamın çalışma odasının önüne gelince derin bir nefes alıp gözlerimi kapadım. Yersiz yere kuruntu yapıyor olabilirdim, alt tarafı babamla konuşacaktım.
Kim babasıyla konuşmaktan korkardı ki?
Gözlerimi açtım ve kapıya iki kere vurarak içeri girdim. Babam hemen karşı camın önünde, elindeki Türk kahvesi fincanıyla dikiliyordu. Lüks eşyalarla döşenmiş odanın içinde, öylesine buraya aitmiş gibi görünüyordu ki, bu eve ait olmayan tek benmişim gibi hissettim.
"Gel Hüma," dedi babam bana bakmadan. Kapının kolunu sıkı sıkı tutan parmaklarımı serbest bıraktım ve odanın içine doğru bir kaç adım atıp büyük masanın önündeki bej rengi koltuğa oturdum. Kendimi o kadar huzursuz hissediyordum ki, sanki bir yabancının yanında, onun evindeydim.
Babam elindeki fincadan son bir yudum aldı ve ardından arkasını dönerek onu masanın üzerine bıraktı. Daha sonra ayaklarıyla zeminde tok sesler çıkartarak masanın etrafından dolandı ve kapının yanına gelerek kapıyı yavaşça kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN SAYESİ
Teen Fictionİblislerin başrol oynadığı geçmiş tiyatrosunun son perdesi; tek bir bakışla yerle bir oldu. Tüm zamanları acıyla haykırırken, kadın tek bir yaşına tutundu; göğsünü yıldızlara yasladı. Şeytan boynuzlarını gizleyen bir maskeyle sergilenen şimdinin öl...