İblislerin başrol oynadığı geçmiş tiyatrosunun son perdesi; tek bir bakışla yerle bir oldu.
Tüm zamanları acıyla haykırırken, kadın tek bir yaşına tutundu; göğsünü yıldızlara yasladı.
Şeytan boynuzlarını gizleyen bir maskeyle sergilenen şimdinin öl...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Serma* Kış soğuğu
12.BÖLÜM: SERMA
Kış mevsimini seviyordum. Kar tanelerinin dansını seyretmeyi, o yakıcı soğuğu iliklerime kadar hissedip üşümeyi gerçekten seviyordum.
Arabanın içinden sokakları kaplamış karı izlerken bunu düşünüyordum. İstiyordum ki, yaz yaşamayalım, gelmesin baharlar. Hep kar yağsın, hep her yer bembeyaz olsun.
Bu düşünceyle gülümserken iç çekerek başımı arabanın soğuk camına yasladım.
"Kışı sever misin?" diye sorarken buldum bir anda kendimi. Belki de sorun tam olarak burdaydı. Aysar'ı tanıyamamam, ve bir türlü ulaşamamamın nedeni ona diğer insanlar gibi yaklaşmadığımdan olabilirdi. Hiç normal iki insan gibi sohbet etmemiştik. Hiç birbirimize sevdiğimiz şeylerden bahsetmemiştik. Niyetim bunu yapmaktı ama tabiki de bundan Aysar'ın haberi olmayacaktı.
"Ha?" Aysar şaşkınlığından olsa gerek ortaya kaba bir tepki koymuştu ve bu beni daha çok gülümsetti.
"Ha değil, efendim."
Aysar'ın alık alık bana baktığını fark ettiğimde başımı camdan ayırıp ona döndüm. Aysar da tam o sıra araba kullandığı için önüne döndü.
Sorumu yeniledim. "Kış mevsimini sever misin?"
Aysar kaşlarını çattı ama bu, şaşkınlıktan kaynaklanan bir hareket değildi. Aysar Sancak düşündüğü zamanlarda kaşlarını çatıyordu.
"Hayır sevmem," dedi çok kısa bir süre sonra. "Hatta soğuktan nefret ederim."
Açıkçası bu hiç beklemediğim bir cevaptı. Ondan olumlu bir yanıt bekliyorken böyle söylemesi şaşırmama neden olmuştu.
"Gerçekten mi? Neden ama?" diyerek bakışlarımı tekrar camdan dışarı çevirdim. "Kar bence çok güzel. Soğuk da öyle. Hatta keşke hiç yaz gelmese, hep kar yağsa ne güzel olurdu."
Aysar bir süre sessiz kaldı. O sürede yolların hafiften tanıdık gelmeye başladığını fark ettim, ağaçlık alanlar çoğalmıştı. Demek ki, Aysar'ın evine gidiyorduk.
"Beyaz olan her şeyi seviyorsun, değil mi?" Bir anda konuşunca tekrar ona döndüm. Bana baktı ve gözleri üzerimi süzdü. Evet, yine beyaz giyinmem dikkatinden kaçmamıştı.
"Evet," diye onayladım onu. "Bir şeyin beyaz olup da kötü olma ihtimali yok bence."