17 • ECCEDENTESİAST

5.3K 372 132
                                    

#NF- Can You Hold Me

#Mustafa Ceceli- Islak İmza

Eccedentesiast* Acısını gülümsemesinin ardına saklayan kişi.

Eccedentesiast* Acısını gülümsemesinin ardına saklayan kişi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


17. BÖLÜM: ECCEDENTESİAST

Derinden acıdığımı, kanadığımı, paramparça olduğumu hissediyordum. Hayatımdaki en büyük vicdan azaplarından birini, pişmanlığı ve suçluluk duygusunu iliklerime kadar yaşıyordum. Bu gerçekten yıkıcıydı. Ablam Turna'nın ölümünden sonra hiç böylesine suçlamamıştım kendimi. Ama şunun farkına varmıştım ki, ben kimsenin günahını sırtımda taşıyamazdım, bunu yapamazdım.

Şimdi Barçın'ın bütün günahlarını sırtlanmış gibi hissederken, sanki ilk günahı işleyen Kabil kadar suçluydum. O biraz uzağımdaki sedyede otururken ve bir hemşire onun yarılan kaşını dikerken bakışlarım ellerimden bir an olsun ayrılmıyordu. Kendimde ona bakacak cesareti bile bulamıyordum, kalbim sıkışıyordu. Her şey bir yana, tüm bu olanların açıklamasını ona nasıl yapacağımı dahi bilmiyordum.

Gözlerimi kapadığımda yutkundum ve istemsizce dişlerimi sıktım. Göz kapaklarıma anında Aysar'ın gözlerime olan o son bakışı çizildi. Yaptığımdan asla pişman değildim, aksine Aysar bu tavrımı sonuna kadar hak etmişti lâkin buna rağmen kendimi o bakışı düşünmekten alıkoyamıyordum. Onu kendimden oldukça uzağa itmiştim, kim bilir belki de her şeyden vazgeçmişti. Belki de her şey buraya kadardı.

Gözlerimi tekrardan açarken yorgun bir nefes verdim. Küçük, korkudan dolayı buz kesmiş ellerime bakmaya devam ettim. Barçın'a destek olup onu bir taksiye bindirip direkt olarak bir hastanenin acil bölümüne getirmiştim çünkü yüzünde ciddi yaralar vardı. Yol boyu bana sorular sormuştu ama onu hep geçiştirmiştim, aklım sağlık durumundaydı. O bunu asla hak etmemişti. Hele benim yüzümden böyle bir şeye maruz kalması kendime olan nefretimi harlandırmıştı.

Barçın'a zarar gelmişti.

O benim yüzümden zarar görmüştü.

Göz ucuyla hemşirenin geçmiş olsun diyerek odadan çıktığını gördüm. Gereken müdahale ve pansuman yapılmıştı, artık çıkabilirdik. Oturduğum yerden usulca ayağa kalktığımda mecburen kafamı kaldırıp karşımdaki sedyede oturan Barçın'a baktım.

Gözleri umduğum ve istediğim gibi benden uzakta değildi, aksine bakışları gözlerimin tam içine anında mıhlanmıştı. Ben her zamanki gibi kaçıyordum, benim gibi kaçan biri daha vardı; o da Aysar'dı. Ama Barçın kaçanlardan değildi, o bizim gibi değildi.

Zar zor yutkunduğumda "İyi misin?" diye sordum cılız bir sesle. Aslında kendimde bunu soracak cesareti bile yoktu, sadece vicdanımın ateşini dindirmekti niyetim.

GECENİN SAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin