31. Bölüm Kin

337 24 7
                                    

-Joyhun ağzından. Bölümü atlamadan okumanızı itinayla tavsiye ederim :3-

Sınıra doğru ilerlerken bulmuştum her zamanki gibi kendimi. Kai ile tanıştığım günden beri her gün sınıdaki çınar ağcına gelir, belli müddet huzurlu çınarın geniş gölgesi altında eski hatıralarımı düşünürdüm. Genellikle Kai ile yaşadıklarımdı bunlar.

Yine oturmuştum işte benden yaşlı ağacın altına. Gözlerim hemen dibimdeki sınır çizgisine takıldı. Kai'yi ilk görüşüm geldi o an aklıma. Uyuya kaldığı için sınırı geçen ince, uzun ve zarif parmakları; pembe, dolgun ve ıslak dudakları; özenle çizilmiş kaşlarının üzerini örten bal rengi saçları ki şimdi yerini saçma sapan pembeye bırakmıştı...Hele ki esmer teni güneşin altında adeta parlıyordu. Güneşin tenini öptüğü adam, uzun kirpikleri yanağını okşarken burnuna düşen saç tellerinden burnunu kırıştırıyordu ara sıra. Bense onu seyre dalmıştım. Bir kurt nasıl bu kadar güzel olabilirdi?

Ardından onu izlememe bile doğru düzgün izin vermeden hemen kaldırmıştı başını. Muhtemelen kokumu almış olmalıydı. Gözleri korku ile gözlerime dikildi o an. Simsiyahtı gözleri. O kadar parlaktı ki adeta bir ayna misali kendi yansımamı görmüştüm gözlerinde. O an aşık olmuştum işte adını bile zar zor öğrendiğim Kai 'ye.

İlk görüşte aşka hiçbir zaman inanmazdım ve kurtlardan da nefret ederdim. Ta ki onu görene kadar.Bazen saatler saniyeymişcesine  hızlı geçer bazen de saniyeler saatlercesine uzun sürer. O an onu ilk gördüğüme, kalbimin teklemesi sadece kalbimi değil, zamanı da durdurmaya yetmişti. Belki birkaç saniyeydi fakat benim bir ömür kalbime kazınacak olan bir andı.  Ona olan aşkımı kabullenmem benim için oldukça yoğun ve zorlu bir süreçti.

Fakat ne kadar reddetmeye çalışsam da kendimi onun yanında, onu takip ederken, konuşabilmek için fırsat kollarken buluyordum. Kai'nin ilk önce güzelliğine sonra da masumluğuna kapılmıştım. Kai beni delirtiyordu. Onun için yanıp tutuşan deli bir kalbim ve durmak bilmeyen duygularım vardı.

Gözlerim buruk bir tebessümle sınır çizgisinde dolaşırken, ilerideki kayaya takıldı. Kai'nin birlikte olduğumuz için işkence edildiği kayaya. Yüzüm anında soldu. Kalbime o denli bir ağrı saplanmıştı ki yutkunmakta zorlanıyordum. Anılar bir bir gözlerimin önündeydi. Sanki tekrardan yaşıyordum.

Kai'nin acı içinde çığlıkları kulaklarımda yankılandı. Belli bir müddet sonra kesilmişti sesler. Kai bayılmıştı. Onu o halde görmek beni deli etmişti. Sınır sikimde değildi o an. Kendi canım da umrumda değildi. Kai'ye siper olabilmek için önüne atlamıştım.

Kırbaçlar artık Kai yerine benim sırtıma vuruyordu. Bense Kai'nin kanlı bedenini kollarıma almış deliler gibi ağlıyordum. O an kalbimdeki acı o denli şiddetliydi ki sırtımdaki acının farkında bile değildim. Sadece...sadece Kai'nin gözlerini son kez görmek istemiştim. Babam tarafından gümüş halatla bu yaşlı çınarın dallarında idam edilmeden önce de görmüştüm meleğimin gözlerini son kez.

Gözlerimden düşen damlaları elimin tersi ile sildim. Ben yeniden dirilen Joyhun'dum. Ne kadar vampirler olarak Tanrıya bir inancımız olmasa da, bana bir şans daha verilmişti ve ben bu şansı değerlendirecektim. Bir daha asla başkaları için kendi canımdan vazgeçmemeye yemin ettim.

Aslına sorarsanız aynısı bir daha olsa bir daha yapardım fakat bunu kendime yediremiyordum. Bu defa aynı hataya düşmeyecektim. Kai artık Sehun'u seviyordu bunu biliyordum, hissediyordum. Kai'nin şu an Sehun'la birlikte olduğunu ve onunla sevişmiş olduğunu, beni aldattığını her şeyi biliyordum.

Kai beni aldatıyordu. Hala daha kendime yediremiyordum. Beni nasıl aldatırdı? Ben ki onun için kendimden vazgeçmiştim. O bana bunu nasıl yapmıştı? Kai beni nasıl aldatmıştı?

Siyah İnci [Sekai]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin