-Joyhun ağzından.-
Sabaha karşı şehir merkezinin boş sokaklarında, emdiğim zenginlerden biriktirmiş olduğum paralarla almış olduğum lüks jeepimle dolaşıyordum. Tutmuş olduğum birkaç ölümlü bugün en geç öğleye kadar Suho ve Lay'in birlikte olduğu fotoğrafları elime ulaştırmazsa, iyi bir öğle yemeği yiyeceğim kaçınılmaz bir gerçekti.
Siyah ve ardında kimin belli olmadığı araba camlarımı bir kez olsun açmamıştım. Ayrıca şu an doğmak üzere olan güneşin tehlikeli ışınlarından korunmam konusunda yardımcı oluyorlardı.
Direksiyonda olan elimin işaret parmağı şarkının ritmine ayak uydururken, yan koltuktaki siyah camlı gözlüklerime uzanarak, Sehun'un mavi olan gözlerinin aksine ela olan gözlerime yerleştirdim.
Gideceğim yol kısaydı fakat erkenden orada olmam gerekiyordu. Şehir merkezinin uzağındaki boş depoda.
Ölümlüleri korkutabilmek için seri katil kılığında onları kiralamıştım. Bu nedenle her şeyin oldukça gerçekçi olması gerekiyordu. Ayrıca sevgilim Luhan, dün gece onu tatmin ettiğim zamandan beri beni depoda bekliyordu.
Luhan'la ne ara sevgili olduğum konusuna gelecek olursam, inanın ben de bilmiyorum. Birkaç gün önceki sevişmemizden bu yana bir anda oluvermişti. Onunla sevgili olmazsam ona yardım etmeyeceğini ve elindeki kozu kullanarak beni sürgün ettireceğini söylemişti ki elindeki koz sürgün olmama yetecek türdendi.
Annemin, kurt oluşu.
Luhan'la sevgili olmuştum olmasına ama esas saçma olan şey, Luhan'ın benim tekrardan Kai ile birlikte olabilmem için bana yardım etmesiydi. Sonuçta bütün plan tekrardan Kai'ye sahip olmam üzerine kuruluydu. Luhan'dan şüphelenmemek elimde değildi.
Ne çevirdiğini bilmek istiyordum. Onunla sevgili olmayı kabul etmemin en büyük sebebi de buydu.
Deponun kenarına geldiğimde, malum insanlara güven olmadığı için, jeepimi deponun içinde arkada bir yerlere park ettim. İner inmez, Luhan'la karşılaşmış olmam beni şaşırtmadı. Fazla yapışıktı ve bu durumdan rahatsız olmamak elde değildi. Yine de vermiş olduğu zevki inkar edemezdim.
"Hoş geldin sevgilim." Luhan'ın yayarak konuşması beni deli ederken, yüzüme pek de samimi olmayan bir gülümseme yerleştirerek karşılık verdim.
"Geldiler mi?" Saatime bakarak kaşlarımı çatıp, ciddiyetle sorduğum soru Luhan tarafından omuz silkilerek karşılandı. "Henüz değil."
Başımı olumlu anlamda sallayarak jeepimi kitleyip anahtarı cebime salladım. "Lay ile Suho'nun birlikte olduğu fotoğrafları bulmak kolay olacaktır. Zaten her gün şirkette cilveleşiyorlar. Önemli olan Sehun ve Kai."
Luhan boğazını temizleyerek konuşmasına devam etti." Kai ve Sehun'un peşine taktırdığımız vampirler dün birkaç kare yakalamışlar. Bakmak ister misin?" Kai ve Sehun'un peşine insan değil vampir taktırmıştık. Çünkü vampirler yasakların ne olduğunu biliyordu .Böylece en önemli kareleri kaçırmadan yakalayabilirlerdi.
"Bakalım." Dediğim üzerine Luhan, sırt çantasını açarak içindeki beyaz zarfı elime uzattı. Oldukça kalın olan bu zarf yüzünden, şimdiden kıskançlık damarımın üzerine basıldığını hissediyordum. Zarfı gelişigüzel yırtarak açtım. İlk fotoğraf, kucak kucağa salıncakta sallanan ibne Sehun ve Kai'ye aitti. Gerilen çene hattıma engel olamazken hızla diğer fotoğrafları incelemeye başladım. Birbirlerine aşkla bakıyorlar ardından öpüşüyorlardı. Hah ne romantik.
Dişlerimin birbirine sürtünmekten gıcırdadığını hisseden Luhan, beni sakinleştirmek adına ellerini omuzlarıma koyup yavaşça okşayarak masaj yapmaya başladı. "Sondaki fotoğraflara göz at sevgilim. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah İnci [Sekai]
Manusia SerigalaKai'nin adını kalbime kazıyayım derken o kalbimi kökünden söktü. -Vampir Oh Sehun ve kurt Kim Jongin arasındaki tek engel sınır çizgisi değildi.-