Siyah İnci [Sekai]

21. Bölüm "Unut Beni Siyah İnci"

(Tüm gece uykusuz kalıp bölümü atmamı bekleyen en kıymetlim, Samsam'ıma sevgilerimle)

Çatık kaşlarımı mümkünmüşcesine daha da çatarak, soğuk ve sert zeminde doğruldum. Başım bir milyondu. Kai'nin Joyhun'u öpüşü aklıma geldiğinde derince iç çekip ağrıyan başımı okşadım. Nerdeydim be ben?

"Selam Sehun~" Luhan, yüzünde muzip bir kıkırdama ile kapıyı açıp, boş ve serin odadan içeriye girdi.

"İyi uyudun mu bari?" Gevşekçe konuşması sabrımı zorluyordu. Başıma aldığım sert darbe aklıma gelince sinirle gözlerimi yumup solumuştum.
"Neden yaptın bunu?" Sakin kalmaya çalışarak sorduğum soruya ciddi bir tonda cevap vermişti.

"Kai'nin seni o halde görmesine izin veremezdim."

Beni veya Kai'yi düşündüğü için miydi? Yoksa dalga mı geçiyordu? Tek kaşımı kaldırarak baştan aşağıya Luhan'ı süzdüm.

"Mantıklı düşün Sehun. Şu işe yaramayan beynini kullan artık. Kalp denilen varlığı siktir et." Kollarını birleştirmiş, yanımda yere çökerken söylemişti.

"Ne istiyorsun benden Luhan?" Bıkkın bir şekilde gözlerimi devirip bacaklarımı kendime çektim.

"Ya benimle ortak ol ya da bu işe burnunu sokma." Bakışlarımı ciddileştirerek yanımda oturan Luhan'a diktim.

"Nasıl oluyormuş o?" Sorduğum soru üzerine boğazını temizleyerek ciddi bakışlarıma karşılık vermişti.

"Sen Kai'yi istiyorsun ben de Joyhun'u. İkimiz de istediğimizi elde edelim öyle değil mi?" Luhan'ın dedikleri mantıklı geliyordu. Ama ortak olmak isteyeceğim en son ve güvenilmez kişiydi Luhan.

"Düşünsene Hunnie~" dediği üzerine rahatsız olmuş bir şekilde kaşlarımı kaldırdım." Bana öyle hitap etme." Bana bir tek Kai böyle hitap edebilirdi.

Soğukluğum üzerine somurtan Luhan konuşmasına devam etti.
" Joyhun...seni kullandı, duygularınla oynadı. Hem...sana şu an dahi çok acımasızca davranmıyor mu sence de?" Dediği şey üzerine histerik bir kahkaha attım.

"Sen de bana kötülediğin bu piçe aşıksın yani öyle mi?" Gözlerini deviren Luhan, ayaklanarak sırtını kapının kirişine dayadı.

"Sen Kai'ye aşık olurken, kendine engel olabildin mi? Bunu bana sormaya en son hakkı olan kişisin sen." Luhan'ın iğneleyerek konuşması üzerine duraksamıştım. Ne diyebilirdim ki haklıydı... Kai'ye aniden kapılmıştım. Kendime engel olmaya çalışırken, farkında olmadan ona kendimi adamıştım.

"Unut gitsin! Sen ortaklık yapılacak en son kişisin." Luhan'ın dediği üzerine kaşlarımı çatarak ciddiyetimi korudum.

"Aynısı benden." Düz bir tonda söylemiştim. "Zaten ben sana yardım etsem de etmesem de Joyhun'u elde edebilme hırsı sende o kadar büyümüş ki bir şekilde yapacaksındır."

Dediğim üzerine Luhan'ın yüzündeki gülümseme genişlemişti. Kollarını bağlayarak başını eğip kıkırdadı.

"Sen de hazıra konacaksın yani öyle mi?" Luhan'ın sorusu üzerine yüzümde çarpık bir gülümseme belirmişti. "Aynen öyle."

"Zekisin...ama ben bu zekayla oynarım." Tehdit savurup kapıyı çekerek çıkan Luhan'ın ardından ayaklanmıştım. Ne sikimsonik bir olaydı. Şimdi ne olacaktı?

###

Eve geldiğimde oldukça bitkindim. Hızla odama çıkıp yatağıma uzanmıştım. Sahi Taemin neredeydi?

Joyhun'unla olan öpüşmemin ardından, Joyhun'un sesine çok benzer sesin benim adımı hitap ederek bağırışını duymuştum. Arkamı döndüğümde, ilerideki banklarda Luhan'ın kucağına doğru bayılan birini görmüştüm. Ona doğru yönelmiştim ki Joyhun'un beni bileğimden yakalaması ile geri çekildim.