###
Ocak ayına gireli birkaç hafta oluyordu ve kızgınlık dönemim fazlası ile şiddetlenmeye başlamıştı. Kendi kendime homurdanarak yatağımda bağdaş kurmuş, bu gece olacak olan dolunayı bekliyordum. Sahi, bugün okula gitmemenin verdiği huzurla genişçe gülümsedim. Öğretmen olduğu için okula gitmek zorunda kalan koruyucu meleğim aklıma gelince yüzümdeki gülümseme genişledi."Günaydın horolololorospu çocuğu!" Minho hızla odamın kapısını açarak içeriye girdi. "Günaydın Bay Piton." Kıkırdayarak sinsi bakışlarımı Minho'ya yolladım."Sen neden okulda değilsin?" Dediği üzerine gözlerimi devirerek kollarımı bağladım.
" Peki sen neden işte değilsin?" Anlık bir duraksama ardından beni hafifçe yatağa ittirip üzerime çıktı. "Taemin gitmediği için gitmedim." Dediği üzerine üzerimde duran Minho'yu omuzlarından tutarak yan tarafıma çekip, yataktan aşağıya ittirdim."BU YÜZDEN Mİ BENİMLE YİYİŞİYORSUN!!!???"
Dalga geçerek kahkaha atarken, Minho'nun kınar bakışları altında keyiften kıvranıyordum.
Ardından kapının önünde tüm ciddiyeti ile ellerini çırpıp bizi seyreden Taemin'e kaydı gözlerimiz.
"Bravo cidden bravo..."
Minho, anında yerinden doğrularak savunma bahaneleri üretmeye başlamıştı aklında.
"Demek yiyişiyorsunuz?" Sağ kaşını kaldırmış buz gibi bakışlarını üzerimize kilitleyen Taemin'e karşılık genişçe sırıtmadan edemedim. Minho ise mahçup bir şekilde ayaklanmış, sevgilisine yanlış anladığını söyleyerek affetmesi için yalvarıyordu.
"Hem de bensiz?" Taemin'in anında sinsice sırıtması üzerine Minho'nun şapşal bakışları kıkırdamama yetmişti. Taemin Minho'yu kolundan çekip yanıma ittirirken, yerimde kıpırdanmış ardından Taemin'in ben de dahil olmak üzere Minho ile üzerimize çıkmasına tepkisiz kalmış, olanları izliyordum.
"Ciddi misin?" Minho'nun kızarmaya başlayan yanaklarına karşılık, başımı yastığa iyice gömerek şapşal Taemin'in neler yapacağını bekledim. Hızla boynuma değen sıcak dille anında duraksamış, kocaman olmuş gözlerimi tavana dikmiştim.
"Ta...Tae..." Kekelemem üzerine Taemin dilini boynumdan çekmiş, ardından kıskançlıktan kuduran Minho'ya dikmişti gözlerini.
"Yiyişme öyle değil böyle olur." Taemin'in sinsice sırıtarak Minho'ya bakması üzerine odaya içten bir kahkaha bırakmıştım. Taemin tam bir piçti. Eeee...kimin kankası?
Kahkaham üzerine Minho sinirle ensemden çekip beni yere ittirdi. Konsolun kenarına çarpan başımı acı ile tutup yerde kıvranırken başımı kaldırmamla Taemin'in üzerinde konumunu almış, sert bir şekilde onu öpmeye başlayan Minho'yu görmem bir olmuştu. Taemin'in utançtan Minho'nun ise sinirden kıpkırmızı olmuş yanakları çok uyumlu gözüküyordu.
Hızla yerimden doğrularak gözlerimi onlardan kaçırıp mutfağa indim. Suho akşam hep birlikte avlanacağımız için çok yemememizi hatta hiç yemememizi söylemişti. Yine de umrumda değildi cidden çok acıkmıştım.
Buzdolabını açıp elime gelen ilk et parçasını içinden çıkardım. İster çiğ ister pişmiş hiç fark etmezdi direk mideme gömecektim. Buzdolabını kapatıp elimdeki buzdan farkı olmayan, donmuş çiğ ete baktım. "Ahh bunu yersem kusacağım." İnsan formunda olduğum için muhtemelen midem pek de kaldırmazdı. Hızla merdivenlerden çıkarak Baek'in odasına girdim. O bana muhakkak güzel bir şeyler yapardı.
"Baek-" Adını seslenmeme gerek kalmadan Chanyeol'un altında inleyen Baek'i görmemle hızla kapıyı kapatmıştım. Kızaran yanaklarıma ve hızla atan kalbime engel olamayarak kalbimi sıkıca tutarak kendimi evden dışarıya attım. Tanrım ocak ayı ve sonrasındaki üç aydan nefret ediyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah İnci [Sekai]
Hombres LoboKai'nin adını kalbime kazıyayım derken o kalbimi kökünden söktü. -Vampir Oh Sehun ve kurt Kim Jongin arasındaki tek engel sınır çizgisi değildi.-