~Taehyung~
"Babanız sizi bekliyor efendim"diyerek eğilen Jungkook'a baktım.
Keyif molamın içerisinde beni böyle rahatsız etmek hoşuna gidiyor olmalıydı.Çünkü ne zaman keyfim yerinde olsa ve elime kahvemi alsam bana iş çıkartıyordu.
Ona da bu durum komik gelmiş olmalı ki eğildiği yerde sessizce gülüyordu.
Derin bir nefes aldım.Yanından geçip toplantı salonuna geçtim.
Askerler bana kapıyı açtığında babamı her zamanki yerinde,masanın baş köşesinde oturur vaziyette bulmuştum.
"Gel bakalım oğlum"
Sesiyle beraber ona doğru adımlayıp en yakın sandalyeye kuruldum.
"Hazırlıklar nasıl gidiyor?"demesiyle masadaki bakışlarımı ona çevirdim.
Hazırlıklardan kastının ülkenin başına geçmek olduğunu biliyordum.Tahtan bir an önce inip kendi köşesine çekilmek istiyordu.
Bir ülkeyi yönetmek kolay değildi.Dinlenmek istiyor olmalıydı.
"Elimden geleni yapıyorum"dememle gülümsemesi bir oldu.
"Elinden geleni yaptığını biliyorum"
Yüzüme şefkatle bakması ondaki en sevdiğim özelliklerden biriydi.Babam bugüne kadar bana hep iyimser yaklaşmış kırmaktan korkar olmuştu.
Ona layık bir oğul olduğuma inanmak istiyordum.
"Prens olmak kolay değil.Ama kral olmak daha zor.Koskoca bir ülkenin sorumluluğunu sırtlayacaksın.Buna hazır mısın?"
Kafamı iki yana salladım.Buna henüz hazır değildim.
Herkes tarafından tanınmaya,sırf kral olduğum için sevilmeye,saygı duyulmaya hazır değildim.
Her sabah selam verdiğim tezgahtarların,elimden geldiğince yardımda bulunduğum dilencilerin,çantalarını taşımaya yardım ettiğim noonaların şaşkın nidalarına hazır değildim.
"Anladım"diyerek kafasını yavaşça salladı.
O da benimle göz temasını kesmiş bakışlarını masaya koyduğu ellerine düşürmüştü.
"Merak etme.Önünde koca bir zaman dilimi var oğlum.Sen sadece zamanı doğru ve verimli kullanmaya bak yeter"
Gülümsedim.Benim arkamda duruşu çok hoştu.Beni destekliyor olması göğsümü kabartıyor gururumu okşuyordu.
"Sana layık olmaya çalışacağım kralım"diyerek masadan kalktım.
Konuşmamızı burada kesmek istiyordum.Konuştukça stresim iki katına çıkıyordu.
Bu beni rahatsız ediyordu.
Kapıdan çıktığımda adımlarımı arşive yönelttim.Yine havaya girmiştim ve ülkemin tarihi hakkında daha fazla bilgiye sahip olsam iyi olacaktı.
Küçüklüğümden beri eğitim alıyordum.Ama hala kendimi eksik hissediyordum.
Arşive girdiğimde ellerimi tozlu raflarda gezdirmiştim.Kapıyı kapatan Jungkook'a ufak bir göz gezdirmiş ardından işime geri dönmüştüm.
"Sence kral olmak için yeterli birikime sahip miyim?"
Ortamdaki sessizliği bozan sesim ile Jungkook yerdeki bakışlarını bana çevirmişti.
"Sizi sorgulamak bana düşmez prensim"
Sürekli çevremde olup sırlarımı bilen birini göre fazla resmi değil miydi?
Bana yakın davranacak,benim ile dost gibi olacak birinin varlığına ihtiyacım vardı.Bitkiler ile konuşmaktan çok sıkılmıştım.
"Yalnız kaldığımızda sıfatları bir kenara bırakmanı istiyorum"
Şaşkın bakışlarını bana çevirmesine aldırmadan sözlerime devam etmiştim.
"Arkadaşım ol"
Ağzı açık kalakalmıştı.Doğrusu şaşırmakta oldukça haklıydı.Bir ülkenin prensinin askerlerden biri ile dost olacak olması kulağa tuhaf geliyordu.
"Emin misiniz?"diyerek şaşkınlığımı dile getirmişti.
"Evet.Artık bitkilerden başka varlıklarla da dostluk kurmak istiyorum.En yakınımdaki de sensin değil mi?"
Yanına giderek elimi omzuna attım.
"Bana Taehyung de"
"Pekala prens-"aniden durdu ve lafını çevirdi.
"Yani Taehyung"
Gülümsedim.Artık benimde bir arkadaşım vardı.Hiç değilse biraz daha normal hissediyordum kendimi.
Raflara döndüğümde gözüme çarpan kırmızı kitabı masanın üzerine koydum.
Çoğu ülke demokrasi ile yönetiliyordu.Bizim ülkemizde ise hala krallık sistemi hüküm sürüyordu.Babadan oğula devam eden bu sistem hayallerimin önündeki en büyük engeldi.
'Honjung krallığı tarihçesi'
Elimle kitabı tozdan hafifçe arındırdım.Buraya benden başka kimse uğramazdı.
Peşimde benim ile sürüklenmek zorunda olan Jungkook hariçti.
"Jungkook"diye seslenmemle Jungkook bana gülerek baktı.
"Tuhaf geliyor.Sizin-"diyerek saçlarını karıştırdı.
"Yani senin bana bu şekilde hitap etmen"
Bende güldüm onunla.Çok gergindi ve rahatlaması gerekiyordu.
"Alışsan iyi edersin.Bundan sonra aramızda mesafe yok"
"Bana neden seslenmiştin?""Sarayın temizliğini yapan kadınlar neden burayla ilgilenmiyorlar?Tozdan göz gözü görmüyor"
"Ben onları uyarırım prensim-"dedikten sonra homurdanarak yüzünü sıvazladı.
"Alışacağım"demesiyle gülümsedim.
Alışacaktı.Bunca zamandır tek bir arkadaşa dahil sahip olamayan bende alışacaktım.O benim arkadaşımdı.
Kitabı okurken Jungkook benim için kahve getirtmişti.Kendisi de bir kitap almış karşıma kurulmuştu.
Babam iki haftadır sefere çıkmıyordu ve bu durum bunalıma girmeme sebep oluyordu.Çıkıp halkımın arasına karışmak istiyordum.
Her hafta yaptığım gibi tezgahtar noonalara yardım etmek istiyor ve tezgahların başına geçmek istiyordum.
Sokaktaki hayvanlara kartonlardan daha fazla barınak yapmak istiyorum.
Tek kelime ile özgürce yaşamak istiyordum.
"Jungkook"
Kafasını kaldırıp suratıma baktığında kitap okurken ki çatık kaşları düzelmişti.
"Efendim?"
"Babam ne zaman sefere çıkacak haberin var mı?"
Dudaklarını düz bir şekle getirmiş "ortalıkta 2 hafta sonra olacağına dair bir dedikodu geziyor"dedi.
Ah!İki hafta sonra mıydı?
İki hafta sonra dışarıya adım atabilecektim ve bu benim canımı çok sıkıyordu.Başka bir yöntemi daha olmalıydı.
"Kaçmam için yardım edebilir misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ukala Prens//Taehyung ✓
FanfictionÜlkemin kurallarından birinde şöyle bir madde yer alırdı; Prens tahta geçene kadar halk tarafından tanınması yasaktır. 10.04.19 [bxg] Hayran kurguda#12 ~Tamamlandı~