5- Ne evi ya?

1K 172 47
                                    

Selam gençlik . Yeni bir bölümle karşınızdayım. Yağız'ın aklında neler olduğunu merak ediyorsunuzdur eminim. Neyse daha fazla uzatmayı. İyi okumalar

*DERİNDEN*

Beni arabaya çekerken şaşkınlıktan dilim tutuldu bir şey diyemedim.

''Neden eve gidiyoruz ki?'' diye sordum. İçimdeki telaşı ona belli etmek istemiyordum.

''Merak etme. Çok güzel bir planım var ve eminim sen de bundan memnun kalıcaksın.'' dedi göz kırparak.

Bunu söylediğinde daha bir tedirgin oldum. Beni birlikte olmaya zorlamazdı değil mi? Yok canım o kadar  ileri gidemezdi. Yani sanırım. Off nerden çıktı şimdi bu. Ne evi yaa. Acaba bir bahane mi üretsem?  Artık çok geçti.

Eve geldiğimizde bir kapıyı açtı ve içeri girmemi bekledi. Bu odaya ilk defa giriyordum. Onun odasına! Gözüme ilk çarpan şey çift kişilik yatağıydı. Oda genel olarak mavi ve gri tonlardaydı. Kasvetli değildi. Tam aklıma gelen başıma geldi diye düşünecekken Yağız’ın sesiyle kendime geldim.

''Nasıl? beğendin mi?''

''Ç.. Çok güzel.'' diyebildim zorlukla. Arkamdan yaklaştı ve bana sarıldı.

''Beğeneceğini biliyordum bebeğim. Ve biliyorsun ben sözümü tutarım.''

Ne, bi dakika söz mü? Ne sözü? Birden iki şeyi fark ettim. Birincisi Yağız’ın yatak odası benim evim büyüklüğündeydi  ikincisi ise yatağın başlığının arkasında bir piyano vardı. Ben yatağa nasıl odaklanmışsam koskoca piyanoyu göremedim.. Napim yani ister saf deyin ister aptal. Söz konusu ‘’şey’’ olunca çok korkuyorum. Telaş yapıyorum.

‘’Bence bugünlük sen çal ben de dinleyim’’ dedim zorlukla..Allah’ım hala kendime gelemedim. Hiç ders havamda değilim yani.

‘’Tamam bitanem sen nasıl istersen’’ dedi. Suratındaki şaşkın ifadeyi görmek beni gülümsetmişti. Çünkü ona bana piyano çalmayı öğretmesi için az yalvarmamıştım. Şimdi öğretmek istediğini söyleyince de ben onu reddediyordum tabi ki şaşıracaktı. O çalmaya başladığında ben de yatağa uzandım.  Ne yani uzanamaz mıyım? Benim derdim ‘’şeyle’’ yatakla değil ki.

''Ne çalmamı istersin?''

''Slow bir şeylere ne dersin?'' Dedim ve gözlerimi kapadım. Çaldığı tanıdık parçayla içim mutlulukla doldu. O çaldıkça benim uyku alemine geçişim gerçekleşiyordu..

*YAĞIZDAN*

‘’Der..’’ uyumuş benim meleğim. Ayağa kalkıp yatağın ucuna oturduğumda  onu izlemeye başladım. Ağzı açık uyuyordu ama bu haliyle bile o kadar tatlıydı ki. Saçları yüzüne düşmüştü yavaşça uzanıp saçlarını düzelttim. O ipeklere dokunmak benim için çok önemliydi. Saçlarının uzun olmasını seviyordum özellikle başını omzuma yasladığında şelale gibi aşağı dökülen o saçlara bakmaya doyamıyordum. Daha önce birlikte olduğum kızlarla uyumuştum evet. Her zaman onların evine gittiğim için işi bitirip odayı terkeden adamlardan değildim ben. Ama Derin'i izlemek bana farklı hissettiriyordu. Sadece izlerken bile böyle hissettiysem beraber uyusak nasıl olurdu acaba?

Fark ettiğim diğer şeyse  dağınık bir şekilde yatıyordu. Kolları bacakları çok dağınıktı. Ahh bacakları demişken elbisesi sıyrılmış neredeyse bacağının tamamı ortaya çıkmıştı. Adımı fısıldadığında nefesim kesildi. Ve gerçek bir balyoz gibi kafama indi. Ben neredeyse bu güzelliği kaybedecektim. Gözünden düşen bir damla yaşı görünce hemen yanına diz çöktüm. Saçlarını okşamaya başladığımda iç çekti.

Yanına uzandım. Allahtan yatağım iki kişilikten bile büyüktü ki sığabilmiştik. Uyandırmamaya çalışarak derini kucağıma çektim ve burnumu saçlarına gömdüm diyebiliriz. Varlığımı hissetmiş gibi sırtını bana daha çok yasladı. İçimdeki coşkuyla gözlerimi kapadım. Yanımdayken uyuyamayacağımı düşünüyordum ama kokusu beni sarhoş etmişti. Az önce onunla uyumanın nasıl bir şey olduğunu merak etmiştim değil mi? Bunu öğrenmenin zamanı geldi sanırım.

Sabah uyandığımda hissettiğim boşlukla gözlerimi açmak istemedim. Ellerimle yan tarafımı yokladım boşluğu görünce yataktan telaşla kalkarak ve onu aradım. Dün yaşanılanlar rüya mıydı diye düşünmeden edemedim. Mutfakta bulduğumda raharladığımı hissettim. Mutfağın bir kısmı bar gibi tasarlanmıştı taburelerden birine oturdu ve beni yanına çağırdı. Benden alçakta kaldığı için eğilmem gerekmişti. Önce gözlerime sonra dudaklarıma baktı. Ve yavaşça yaklaştı.  

Dudaklarımda hissettiğim tüy gibi dokunuşlarla neye uğradığımı şaşırdım..Derin.Beni.Öpüyordu! ilk defa o beni öptü. Tam karşılık verecektim ki geri çekildi. Gözlerinde muzip bir gülüş saklıydı. Ah aptal ben şaşkınlıktan duracağıma karşılık verseydim şu an hala o dudakları tadıyor olurdum. Arada da olsa onunla öpüşmeyi seviyordum. Elimde olsa hep öperdim onu.

Her ne kadar içimden onu kendime çekip sertçe öpmek gelse de bunu yapamadım. Onu kızdırmak istemiyordum. Bebek adımlarıyla ilerleyip güvenini tekrar kazanmalıydım.

''Eve gidip üstümü değiştirmem lazım. Dünki kıyafetlerimle okula gidemem.'' dediğinde ona hak verdim. Aslında istese ona kendi t-shirtlerimden verebilirdim. Sonra bir kaç parça yedek kıyafetini buraya getirmeyi kendime not ettim. ona dönüp:

‘’tamam o zaman hadi çıkalım’’ dedim.

Eve girdiğimizde kapı önündeki son anım canlandı gözümde. Ben içeri girmek isterken varlığınla evimi kirletmeni istemiyorum demişti. Boş boş bakıyordum. Kolumda baskı hissedince ona baktım.

''Yağız? Sen iyi misin?'' dedi telaşla.

''Evet sadece dalmışım.''

''E girsene içeri.''

 Sözcükler ben istemeden ağzımdan döküldü:

‘’Varlığımla evini kirletmeyeyim’’ napim bazen düşünmeden konuşabiliyorum. Özellikle canım yanmışsa.

Tokat yemiş gibi irkildi bu lafımla.

''B.. Ben üzgünüm. Aslında öyle demek istememiştim. Sana çok kızgındım. Biz bittik diye düşünüyordum. Evime girersen bunun bile anısı olacaktı. Kendi evimde hep senin kapıdan girdiğin hayali olacaktı. Ne bununla yaşayabilirdim ne de bunu sana itiraf edebilirdim.''

Duyduklarım beni bozguna uğratmıştı. Sadece içeri girmem bile daha sonra onu üzecekti. Hatırlayacaktı koltukta oturduğumu, ona nasıl yalvardığımı… Ben bu kızı haketmek için naptım. Kime nasıl büyük bir iyilik yaptım da bu melek bana gönderildi.

Yukarı çıkıp üstünü değiştirdi. On dakikada hazırlandı. Ki hafif makyajını bile yapmıştı. İşte ona aşık olmam için bir sebep daha.  Fazla bekletmiyor. Bu devirde  kaç tane böyle kız var ki. şanslı piç olduğumu kabul etmeliyim.

*DERİNDEN*

Off..off tez konumu iyice ihmal ettim. İki gün içinde teslim etmem lazım ama mümkün değil yetiştiremem. En iyisi gidip Murat hocayla konuşup ek süre istemek. Umarım kabul eder. Odasının önünde durdum.. Gerginlikle Yağız’a baktım. Cesaret verircesine baş parmağını havaya kaldırdı. Derin bir nefes aldım ve kapıyı tıklattığımda içerden tok bir sesle ‘’gel’ lafını duyunca içeri girdim. Masasındaki kağıtlarla uğraşıyordu. yüzünde sert bir ifade vardı. Aha şimdi sıçtın kızım diye düşünürken kafasını kaldırıp beni görünce gülümsedi.

Rahatlamış bir şekilde nefes aldım. Hala umut var diyerek kendimi teselli ettim.

''Hocam ben şey dicektim.. ben özel bazı sebeplerden dolayı tezimi gerekli zamanda yetiştiremeyeceğim. Sizden bana ek süre vermenizi rica edecektim.''

Umarım beğenmişsinizdir J

Bir komedi hikayesi olan KANTİNE METEOR DÜŞMÜŞ (yazar werneme)

Ve aşk hikayesi olan Diren kalbim(Aslhannn) 

Kesinlikle okumalısınız

Derin'de AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin