19-Onu Öldüremem

696 96 92
                                    

Merhaba arkadaşlar. yeni bir bölümle karşınızdayım. içime sinmese de artık paylaşmak istedim. Herkes artık yeni bölüm bekliyor. Umarım beğenirsiniz. Vote ve yorumları esirgemeyin lütfen.. iyi okumalar

*YAĞIZ*

İstanbul’a vardığımda hiç vakit kaybetmeden kendi evime bile uğramadan direk Derin’in evine sürdüm. Onu o kadar çok özlemiştim ki kaybedecek bir saniyem bile olduğunu düşünmüyordum. Derin’in sokağına girip biraz ilerleyince ani bir frenle durdum. Yüz metre ileride bir araç Derin’e çarpmış ve sevdiğim kadının bedeni metrelerce hava ya uçmuştu.

Arabadan inip koşarak yanına gittim. Nefes alamıyordum çünkü gördüklerim demir bir el gibi boğazıma sarılmış sıkıyordu. Yanına gittiğimde Murat piçi de yanındaydı. Şoka girmiş gibi sayıklıyordu:

‘’Aptal kız neden kaçtın ki. Sadece konuşmak istemiştim oysa ki. Ah ben ne yaptım böyle.’’

Yakasına yapıştım ve:

‘’Çabuk buradan siktir olup gidiyorsun seni adi şerefsiz. Ne olduysa senin yüzünden oldu. Anladın mı?’’ bu esnada etraftakilerin ambulansı aradığını duydum ve Derin’in yanına çömeldim. Yerdeki kan birikintisini görünce nefesimi tuttum. Yerdeki sıvıya bakarken donakalmıştım. Başını dizlerime yasladım ve saçlarını okşayıp konuşmaya başladım.

‘’Lütfen Tanrım lütfen onu benden alma. Ben ona doyamadım bir ömür daha versen onunla geçirmem için yine de yetmez bana. Onu benden alman için çok erken daha. Lütfen ona bir şey olmasın buna dayanamam… ‘’ gözlerimden yaşlar akmaya başladığını bulanık görmeye başladığımda fark ettim. Şu an gerçekten küçük bir çocuk gibi ağlıyordum ve bundan utanmak aklıma bile gelmiyordu.

Tek düşünebildiğim hayatımın aşkı ellerimden kayıp gidiyordu ve ben bir şey yapamıyordum. Ambulans geldiğinde onu kollarımdan ayırmak istemedim. Sedyeye  yatırdıklarında kollarımın üşüdüğünü hissettim.

Hastaneye vardığımızda direk ameliyata aldılar Derin’i. Onu beklerken yere çöktüm ve ağlamaya başladım. Omuzumda hissettiğim bir elle kafamı kaldırdığımda benim gibi gözyaşlarını döken Beren’i gördüm. Onun da canı yanıyordu biliyordum. Şu an hangimiz daha kötü durumdayız diye sorsanız cevabı bilmediğimi söylerdim. Her ne kadar Derin benim bir parçam olsa da ben onsuz da yaşamayı başardım. Ama Beren hiç onsuzluğu tatmadı, başından beri beraber ve kardeşten öteydi onların ilişkisi.

Sonradan aklıma geldi de Beren’e kim haber verdi? Murat’ı görmek bana sorumun cevabını da vermiş oldu. Hala buraya ne yüzle gelebiliyordu. Tam yakasına yapışmak için ayağa kalkmıştım ki ameliyathanenin kapısı açıldı ve doktor dışarı çıktı.

‘’Zorlu bir ameliyattı ama hem anneyi hem de bebeği kurtardık. Artık gerisi hastamıza kalmış. Ne zaman uyanacağı konusunda kesin bir  şey söyleyemeyiz’’ Dediğinde benim için dünya durmuştu. Hem anne hem bebek mi? Derin hamile miydi yani. Hem de o şerefsizden. Ben bunları düşünürken  sedyede ameliyathaneden çıkan  Derin’imi gördüm. Öyle soluk görünüyordu ki. Kolu yana düşünce koşarak yanına gittim ve elini tutarak yürümeye başladım.

Derin biliyor muydu acaba hamile olduğunu. Beren’in yanından geçerken bir put kadar hareketsiz kaldığını gördüm. O da benim gibi bebek olayını duyunca şoka girmiş olmalıydı. Daha sonra güldüğünü duydum. Tam delirdiğini düşünecekken:

‘’Şükürler olsun ki yaşıyorsun. Allah’ım çok teşekkür ederim ki onu bana bağışladın.’’ Dedi.

Odasına getirip yatağına yatırdıktan sonra dışarı çıktılar. Sadece ben ve o kalmıştık. Sanki ameliyattan yeni çıkmamış da sadece bütün gün çok çalışmış olduğu için yorgunluktan  uyuyakalmış gibi görünüyordu. Sandalyeyi yanına çektim ve başımı yatağın kenarına yasladım. Aşık olduğum kokunun yerini hastane kokusu almıştı.

Derin'de AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin