18-Gülhane parkı

1K 98 70
                                    

Selam gençlik. 29 Ekim Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun. Multide Gülhane parkımız var. ve yine multide Derin'in dinlediği şarkı....Kitabımla aşk yaşayan bir okuyucum varmış. bunu duymak beni o kadar mutlu etti ki. ismini versem mi emin olamadım. burdan ona çok teşekkür ediyorum :*

İyi okumalar :) Vote ve yorumları heyecanla bekliyorum. 

 *DERİN*

Sabah kalktığımda uzun zamandır gitmeyi alışkanlık haline getirdiğim kafeme uğramadığımı fark ettim. Banyoya girip hızlı bir duş aldıktan sonra çekmeceden iç çamaşırlarımı alıp giyindim. Gözüm bir an aynaya takıldı ve gördüğüm manzarayla şok oldum. O kadar zayıflamıştım ki neredeyse bir deri bir kemik kalmıştım. Vücudumun beğenerek izlediğim kıvrımları neredeyse yok denecek kadar azdı. Sinirle aynanın önünden ayrıldım ve gardırobumdan kıyafet seçmeye başladım. Denediğim şeyler bana bol geliyordu. Zar zor uygun bir şey bulduktan sonra hemen giyip evden çıktım.

Kafenin kapısından girdiğimde suratımı astım çünkü benim masam doluydu. Orada oturan çift mutlulukla kahvaltılarını yapıyorlardı. Çocuk bir ekmek parçasına reçel sürüp kızın ağzına doğru uzattı. Kız da memnuniyetle ağzına aldı lokmayı. Onları izlerken hüzünlendiğimi fark ettim. Tanımadığım sesi duyduğumda arkamı döndüm ve konuşan kişiye baktım.

‘’Afedersiniz hanımefendi bugün geç geldiğim için elemanlarımın o masaya müşteri almamalarını söyleyemedim.’’

‘’Önemli değil. Ayrıca ben o masanın sahibi değilim zaten.’’ Dedim kabaca. Aslında bu kadar kırıcı konuşmak istememiştim ama gördüğüm manzara bana unutmak istediklerimi hatırlatmıştı. Adamsa hiç etkilenmemiş gibi:

‘’Lütfen beni takip edin sizin için aynısı olamasa da huzur bulacağınız başka bir masa biliyorum.’’ O benim huzur aradığımı nerden biliyordu ki? Ama bunu sorma gereği duymadım. İstediğimi verdiği sürece benim için sıkıntı yoktu. Sessizce onu takip ederken kafenin kapalı bölümüne girdiğinde itiraz etmek için ağzımı açsam da son anda susmayı başarabilmiştim. Açık havada olmak istiyordum ama nereye gideceğimi de merak ettiğim için konuşmadım.

Sonradan fark ettiğim şey ise bu kafenin ne kadar büyük olduğuydu. Şimdiye kadar hep bahçe kısmında oturmuştum ve iç kısmı bahçeden bile daha büyüktü. Sonunda söylediği masaya geldiğimizde dikkatimi çeken ilk şey masanın yanında bir duvar boydan boya akvaryumla kaplıydı. Ve içinde birbirinden güzel rengârenk balıklar yüzüyordu. Onları izlemeye öyle dalmıştım ki yanımdaki adını bile bilmediğim adamın varlığını unutmuştum.

‘’Beğenmenize sevindim.’’ Dediğinde toparlanarak ona döndüm ve kendimi sandalyeye bıraktım.

‘’Teşekkür ederim. Burası gerçekten de çok güzel.’’ Deyince gülümsedi ve

‘’Aslında burası benim masam. Canım sıkıldığı zaman buraya gelip onları izleyince rahatlıyorum. Normalde buraya müşteri almıyorum ama bunu bir özür gibi düşünebilirsiniz’’ dedi göz kırparak. Bu adam benimle flört mü ediyordu? Yok artık daha neler benim bu halime kim baksın. Hem dikkat ettim de fazlasıyla yakışıklıydı bunu yalnız bırakmazlar kesin bir sevgilisi vardır. Bana da şey.. ıı müşteri memnuniyeti için öyle davranıyordur evet evet başka bir açıklaması yok bunun.

‘’Bugün krep yemek istiyorum. Yanına da reçel olsun lütfen. Başka bir şey canım istemiyor. Bir de unutmadan çay alabilir miyim? Mümkünse hemen.’’

‘’Tabi hemen isteklerinizi iletiyorum.’’ Dedi ve uzaklaştı.

Çayım geldiğinde büyük bir yudum aldım ama pişman oldum. Resmen kaynar suyu boğazıma doldurmuştum. Dilim damağım falan hepsi fena halde yanmıştı. Suratım kıpkırmızı olmuş olmalı ki bir garson gelip bir bardak suya ihtiyacım olup olmadığını sordu. Kafamı zorlukla yukarı aşağı salladım. Koşarak yanımdan uzaklaştı ve kısa sürede elinde bir bardak su ile yanıma geldi.

Derin'de AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin