Derin'de Aşk

25- Kız mı Erkek mi?

Selam gençlik yeni bir bölümle karşınızdayım. Şarkıyı terasta kahve içtiklerinde açın… Multide bebişimiz var. Resimlere bakarken çok duygulandım la. Neredeyse Derin kadar ben de heyecanlandım. Bu bölümüm kısa oldu kabul ama bazı sorunlarım var ve bir haftadır bölüm yayınlamadığım için şimdilik bununla idare edin lütfen. En kısa zamanda uzun bir bölümle karşınızdayım. Vote ve oylarınızı bekliyorum.. Önceki bölümün vote sayısı az gelse de yorum sayısı çok güzeldi. Merak edenleriniz için söyleyeyim bu bölümde Yağız yok sadece Derin var. İyi okumalar şekerler.

*DERİN*

Bugün içim içime sığmıyordu çünkü hayatımın odak noktasının cinsiyetini öğrenebilmek içi doktordan aldığımız randevu bugündü. Yataktan hızla kalktım ve banyoya girip yüzümü yıkadım. Aynaya otuz iki diş sırıtarak bakıyordum. Odama geçip giyinmeye başladım. Favori olan elbisemde suratını asmış bir bebek resmi ve I’m boring inside yani içerde sıkıldım yazısı vardı.

Hazırlanmam bittiğinde saate baktım ve Serbay’ın gelmek üzere olduğunu fark ettim. Serbay demişken beni sevdiğini ve benim ona cevap vermediğim gerçeğini ikimiz de göz ardı ediyor sanki o olay hiç olmamış gibi davranıyorduk ki bu tam da benim istediğim şeydi. Hala ona karşı ne hissettiğimi bilmiyordum ama şu an bile beklerken onu göreceğim için heyecanlanıyorsam gerisini siz düşünün.

Kapının sesini duymamla oraya koşar adımlarla gitmem bir oldu ama bu acelemin sebebi bir an önce evden çıkıp doktora gidebilmek içindi belki de birazcık Serbay’ı görebilmek için. Kapıyı açtım ve:

‘’Hemen çıkalım ben hazırım.’’ Dedim. Önce gülümsedi ve :

‘’Bugün bakıyorum da birileri fazla aceleci.’’

‘’Sanki sen değilsin hıh.’’ Dedim somurtarak

‘’Tabi ki öyleyim. Gece geçmek bilmedi neredeyse.’’ Heyecanla söylediği bu cümle beni o kadar çok mutlu etmişti ki. Onu kendi çocuğu gibi benimsemiş ve geleceği ile ilgili benimle beraber hayaller kuruyordu. Hayatımda ne sıfatla yer aldığını sorsalar onlara ne cevap verebilirdim ki? Bir arkadaş, dost? Kim dostunun yanında kalp atışlarının hızlandığını hisseder ki. Belki de sevgili demeliyim ama bu da uygun değildi ki. Hala kapıda dikildiğimizi fark ettiğimde kapıyı kapattım ve arabaya doğru ilerledim.

Hastanede sıranın bize gelmesiyle heyecanla oturduğum yerden kalktım. Tam o sırada Emre’yi gördüm. Şaşkınca bakışlarımı görünce açıkladı:

‘’Yeğenimin bu önemli gününde bensiz olmaz.’’ Sonra Serbay’a bakıp göz kırptı. Ben de Serbay’a dönüp ağzımı oynatarak teşekkür ederim dedim. Önemsiz dermiş gibi omuzlarını silkti ama önemliydi hem de çok. Odadan girdiğimizde güler yüzlü doktorum bizi karşıladı.

‘’Merhaba geleceğin annesi ben doktorunuz Mert. Şuraya uzanın ve karnınızı açın lütfen.’’

Dediklerini yaptıktan sonra uzanıp karnımı açtım. Önce yeşil jelimsi sıvıyı karnıma sıktı ve elindeki probla karnıma yaymaya başladı. Bir süre sonra bebeğimin kalp atışlarını duymaya başladık. Çok hızlı atıyordu miniğimin kalbi. Hani derler ya dünyanın en güzel müziği sevdiğinin senin için atan kalbinin ritmidir diye halt etmiş onlar. Benim için bundan güzel müzik olamaz.

‘’Bebeğiniz oyunu seviyor anlaşılan.’’ Dedi Mert. Hepimiz şaşkınca ona bakınca gülümsedi ve:

‘’Kendini şu an saklıyor. Cinsiyetini göremiyorum şu an.’’ Dedi

Elimi karnıma koydum ve :

‘’Hadi miniğim saklanma bizden. Bak seni burada çok merak edenler var meleğim.’’