Selam gençlik. Yeni bir bölümle karşınızdayım. Uzun uzun yazdım valla. Hem de hiç şarkı sözü yok. tamamen olaylar var. İyi okumalar. Vote ve yorumlar benimle olsun :)
*DERİN*
‘’Ben çok üzgünüm Yağız ama onu öldüremem.’’
Duyduğu cümle ile yüzünde oluşan hayal kırıklığını tarif edebilmem imkansızdı. Daha sonra kırgınlık geçti yüzünden. Sanki onun yerine bebeği tercih etmişim gibi. Aslında bir bakıma öyleydi de. Böyle olmasını ben istemedim elbette ama yine de bu bebeğin hayatını elinden alan kişi ben olmayacaktım.
‘’Ne dediğinin farkında mısın sen! Ne istediğini bilmiyorsun’’ deyip ortalığı dağıtmaya başladı. Komidinin üstündeki abajuru alıp yere fırlattı. Yere düşerken ağır çekimdeymiş gibi bakakaldım adeta. Sonra makyaj malzemelerimi yere atmaya başladı. Resmen çıldırmıştı. Çığlıklar atarak ağlamaya başladığımda kendimi durduramıyordum. Odaya birden Beren ve Rüzgar girdi.
Rüzgar zorlukla Yağız’ı tutmaya çalışırken Beren yanıma gelip beni sardı. Bense biraz daha sakinleşmiştim. Artık sessizce hıçkırıyor ve yine sessizce gözyaşlarımı akıtıyordum. Bütün bu olanların bir kabus olmasını diliyor ve uyandığımda Yağız’ın bana gülümsediği sabaha dönmek istiyordum. Ama böyle bir şeyin olamayacağını bilmek canımı acıtıyordu. Bütün bunlar fazlaydı ve ben dayanamayıp :
‘’Yeter artık defol evimden. Beni ve benim kararlarımı önemsemeyen biriyle olamam.’’
‘’Seni de senin kararlarını da..’’
Cümlesini tamamlamadan hızla kapıdan çıktı ve ben de ona bakakaldım. Ne demiştim ben az önce? Sevdiğim adam barışma teklifiyle gelmişti ama karşılığında bebeğimden kurtulmamı istiyordu. Peki ben ne yaptım? Onu adam akıllı ikna etmeye çalışmak yerine yangına körükle giderek onu sinirlendirdim. Bu da yetmezmiş gibi az önce onu kovdum.
*YAĞIZ*
Defol.. defol.. defol.. bana bunu söyledi! Bunu nasıl yapabilir? Boşaltmaya vakit bulamadığım bavulumu aldım ve evden çıktım. Son olarak telefonumdan Rüzgar’a mesaj attım:
‘’Beni bir süre arama. Bulmaya da çalışma. Ben kendimi iyi hissettiğimde sana ulaşırım.’’
Bu kadardı işte. Çok lüks olmayan ama rahat bir otel bulup süresiz olarak kiraladım. Ne yapacağıma karar verene kadar burada kalacaktım. Mezuniyetim de oldu zaten. Artık çalışmam gerekiyor ama bunun sebebi paraya ihtiyacım olması değil. Kafamı dağıtacak şeylere ihtiyacım var ve bunu en iyi çalışarak yapabilirim.
Odama çıkar çıkmaz kendimi banyoya attım. Küvetin karşısındaki televizyon da ne. Nasıl bir fantezi lan bu? Neyse üzümünü ye bağını sorma demişler. Müzik eşliğinde banyonun zevki de bir başka oluyormuş. Acaba kendi evimde bende mi taktırsam. Neyse yazdım bunu bir kenara. Banyodan çıkıp üstüme rahat bir şeyler giyinip kendimi yatağa attım. Aslında akşam yemeği zamanıydı da hiç iştahım yok.
Bir an boş bulunup telefonumu aradım. Sonra evde bıraktığım geldi aklıma. Yarın iş görüşmelerine gitmeden önce kendime bir telefon alsam iyi olacak. Laptop ımı açıp kablosuz internete bağlandım ve hastası olduğum Supernaturel dizisini açtım. Kızlar neden hep Dean Dean diye çığırıyor anlamış değilim. Ama oyunculukta hakkını yiyemem şimdi. Adam çok iyi rol yapıyor.
Kaç bölüm arka arkaya izlediysem artık gözlerim yanıyordu, hafiften sulanmaya da başladı sanki. Sabah erkenden uyandım. Aynanın karşısına geçtiğimde içimde bir şeyler kırıldı sanki. Derin sakallarımdan gıdıklanıyor diye hepsini kesip öyle gitmiştim yanına. Ama sonra kavga edip kovulmuştum. Bu detayı hatırlamak canımı acıtmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derin'de Aşk
RomansaAşk... herkesin bulmak istediği bir duygu, yaşamak istediği.. peki ya yanlış kişiye aşık olursan hissedeceklerin. Bunu hiç düşündün mü? Ya da aşık olduğun kişiyi kaybedersen olacaklar? Ben bu düşünceleri onu gördüğüm andan itibaren kafamdan attım ve...