"İçeri girelim" dedi Kayra elini çektikten biraz sonra "Hava serin" kalkıp içeri girdi. O içeri girerken bende peşinden gittim, hava gerçekten serindi.
"Önce süpürge püskülüne benzeyen saçlarından kurtulacağız"
Merdivenleri iniyordu bende peşinden iniyordum.
"Sen saçlarıma süpürge püskülü mü dedin?" diye sordum şaşkınlıkla.
"Evet, sen aynaya hiç bakmıyor musun?"
Cevap vermedim.
"Sonra üstüne düzgün bir şeyler alırız, eminim aynaya bakmadığın gibi gardrobuna da bakmıyorsundur"
Haklıydı, ne diyebilirdim ki?
"Birkaç makyaj malzemesi ve lenste alacağız, okula bu Harry Potter gözlüklerinle gelemezsin"
"Harry Potter gözlüğü değil onlar!" diye çemkirdim merdivenleri inip karşısına geçerek.
"Hadi ya, şişe dibi o zaman?"
Elinin körü demek istesem de ters gitmedim.
"Tamam," dedim bıkkınlıkla "Lense de tamam"
"Sana yatacağın odayı göstereyim" dedi Kayra.
"Benim uykum yok aslında, battaniye gibi bir şey verirsen terasta oturmak istiyorum.
Bana battaniye verdiğinde terasa çıktım ve salıncağa oturup bacaklarımı alçak tabureye uzattım.
Yıldızlar o kadar güzel görünüyordu ki, fazlasıyla huzur vericiydi manzara.
Birkaç dakika sonra terasın kapısı açıldığında şaşırdım, kayra elindeki tepsiyle bana doğru geliyordu.
"Sen kahve mi yaptın?" diye sordum merakla.
"İyi bir ev sahibiyimdir, ayrıca sen benim en iyi arkadaşımsın"
Sesindeki alayı anladığımda kıkırdadım ve ayaklarımı tabureden çektim, Kayra tepsiyi tabureye bıraktı ve yanıma oturdu.
"Bu manzarayı kaçırmak istemedim. Hem pot kırmamak için birbirimiz hakkında bir şeyler öğrenmemiz gerektiğini düşündüm"
Aslında mantıklıydı, daha onun hakkında hiçbir şey bilmiyordum.
"Haklısın, birbirimizi pek tanımıyoruz"
"Ailenden başlayabilirsin" dediğinde derin bir nefes aldım.
"İki katlı müstakil bir evde yaşıyoruz. Ablam ünlü bir moda tasarımcısının yanında çalışıyor, abim de avukat"
Annem ve babam konusuna hiç girmedim bile.
"Bir abim var ama burada değil, babamla araları bozuk. Uras üvey annemin oğlu, yani üvey kardeşim"
İkimiz de ebeveyn konusunda sıkıntı çekiyorduk sanırım. O da annesinden bahsetmemişti.
"Bir kütüphanede çalışıyorum, haftada birkaç gün boş olduğum zamanlarda ya da kütüphane çok yoğun olduğunda. Kütüphanede çay, kahve, kek, pasta gibi şeyler yaptığımızdan ve okullara yakın olduğundan genelde yoğun oluyor"
"Boş olduğumuz zaman Uras'la şirkete gidiyoruz, babam şimdiden öğrenmemiz gerektiğini düşünüyor"
Uzanıp kahvesini aldığında bende soğuk içmek istemediğim için kahvemi aldım.
"Hayvanları çok seviyorum işte, bir kedim ve bir köpeğim var. Kedimin adı Yumak, köpeğiminse Pamuk"
"Birbirlerine zarar vermiyorlar mı?"
