BU BÖLÜM KAAN KARAKTERİ BİRAZ DAHA ETKİN HALA GELDİ.
HANİ HÜXEL ŞEYLER DİYECEKDİNİZ BİLİYORUM. DORUK'A NELER OLDUĞUNU ARTIK BİRAZ DAHA MERAK EDECEKSİNİZ AMA BUNUN YANINDA ARTIK BİR SÜRE BUĞRA VE DÜNYA'NIN EĞLENCELİ DÜNYASINDA OLACAĞIZ.
İYİ OKUMALAR. HEPİNİZ SEVİLİYORSUNUZ.
(LÜTFEN OKUYAN HERKES OY VE YORUM YAPARSA SEVİNİRİM. TEK BİR KELİME YAZMAKTAN KİMSEYE BİR ZARAR GELMEZ.)
Herşeyin güzel olması nasıl bir duyguydu böyle. Sanki beyazın içinde sıkışmıştım. O kadar güzel bir duyduydu ki. Duymak istediklerini duymak yaşamak istediklerini yaşamak. Neyi ya bu büyü müydü? Hayatın büyüsü bu muydu? Sevmek en değerli duygudur. İnsanlar sevmek mi sevilmek mi sorusuna hep sevmek derler ama unutulan şey sevilmek. Sevmek insanın kalbinin yüceliğini gösterir. Şu ana kadar ben hep sevdim. Seven taraf hep bendim. Sevilmek bilmediğim bir duyguydu. Şuan ise öyle bir şey yaşıyordum ki. Neydi bunun adı? Sevilmek mi? Nasıl bir duyguydu bu böyle? Bakışıyla mutlu olduğum kişi şuan bana aşık olduğunu söylüyordu. Hiç bilmediğim, yaşamadığım duygulsrla boğuşuyordum. Sanki mutluluk dolu bir odaya kilitlenmiştim. Ne nefes alabiliyordum ne de başka bir şey hissediyordum. Her şey mutluluk.
Bilmediğim bir yolun başındaydım. Kaybolabilirdim. Nereye gideceğimi bilmiyordum. Kime soracağımı. Bu yolda tek rehberim Buğra olacaktı. Ya onunla kaybolacaktım ya o beni kaybedecekti. İnsan herzaman mutlu olamayacağı için anı yaşa derler. Anı yaşayacağım. Çünkü sonu mutluluk olmayacak yolculuklarda vardı. Kaybolacağımı bile bile bu yola giriyorum ben. Kaybolacağımı bile bile bu yolda onun peşinden gideceğim. Hadi aşk. Sen tarif et ben yaşayayım.
Son kez iç çekip ellerimle göz yaşlarımı sildim. Yaklaşık dakikadır olayı kavramaya çalışıyordum. Başımı yavaşça arkaya çevirdiğimde Buğra'nın orda beklediğini biliyordum. İnce ağaçların arasından gelen güneşle saçları ışıl ışıldı. Melis' in saçlarına bin basacak güzelliktelerdi. Koyu kahve gözlerine saçlarının ışıltısı vurmuş parlıyordu. Belki de mutluluktan parlıyordu. Diliyle dudaklarını ıslatıp konuşmaya başlayacakken arkadan gelen bağırışlarla kafasını arkaya çevirdi. Bir iki saniye bile sürmeden hemen önüne dönmüştü. Kafasında sanki bir şeyleri yerine oturtuyor gibi dalgınca yere bakmıştı. Konuşmaya benim başlamam daha dopru olurdu belki. Ne söyleyecektim ki? Teşekkürler Buğra. Tişikkirlir Biğri. Kafamı yavaşça sallayıp en başından konuşmanın daha doğru olacağında karar kıldım. Yalan söylemek istemiyorum. Yani tabiki de şuan hiç kelime kalabalığı yapmadan onu öpmek istiyorum ama yerimde durmalıyım.
-Sence hiçbirşey yaşanmamış gibi olabilir miyiz?, dedim sesim öyle boğuk çıkmıştı ki. Sank, her an yine ağlayacakmış gibi. Buğra'nın dalgın gözleri gözlerimle buluşmuştu. Öyle güzel öyle tatlı bakıyordu ki. Gülmekle gülmemek arası bir mimik yapıp tekrar dudaklarını yaladı. Az önce galiba nefes almayı unuttum. Dudaklarına baktığımı farkedince yarım gülümsemesi kocaman bir gülümseme olmuştu. Eğleniyordu pezevenk yine. Hemen tekrar gözlerine bakmak için yukarı bakmaya çalıştım ama olmuyordu.
-Her şeyi en güzel şekilde yaşayacağız, dedi Buğra o güzel sesiyle. Kalın bir erkek sesiydi ama öyle bir edası vardı ki. İnsana hep dinleme isteği uyandırıyordu. Bana söz vermişti. Sözünden dönmemeliydi. Güzel olacaktı. Herşey güzel olacaktı. Uyuşmuş bacaklarımla ayağa kalkarken öyle saçma bir şekilde yürüyordum ki. Benden 20 cm civarı olan Buğra'ya sadece kafamı kaldırarak bakıyordum. Buğra gibi arsızca gülümserken gözlerimi gözlerinden ayıramıyordum bir türlü.
-SARIMSAK SÖZÜ MÜ?, dedim yumruk yaptığım elimi ona doğru uzatırken. Buğra kahkaha atarken bende ona hayran hayran bakıyordum.
-3 YIL ÖNCE-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZILTEPE GÖRÜNMEZİ
ChickLitHer ışığın arkasında bir karanlık, her güzelin içinde de bir çirkin vardır. Ya saklanmıştır ya da görünmezdir. Asıl güzel olan görünmezse? Güzel değildim. Beni kimseden ayıran bir ayrıcalığım da yoktu. Tek özelliğim soyadımdı. Ben bir Saygın'dım. D...
