◇9◆
"Çekemiyorum ki."
Ne diyordu bu ? Hızla ona döndüm vücudumdaki bütün kan yüzüme çekilmişti sanki. "Ne ?" diye sordum.
"Yok birşey !" dedi umursamazca ve önüne döndü.
"Seni duydum ! " Ağzım bir karış açık ona bakıyordum. Birde inkar ediyordu ya !! Tamam itiraf ediyordum hoşuma gitmedi değil. Sonuçta bu iltifat gibi birşeydi. Böyle düşününce açık ağzımın kenarları yukarı kıvrıldı. Demek beni güzel buluyordu.
"O zaman neden soruyorsun ?" dedi o insanı delip geçen bakışıyla.
Cevap vermek için ağzımı açtığımda bizimkiler salona gelmişlerdi. "Hadi başlatalım artık." diyerek dvd nin yanına doğru gitti Hande.
Herkes kanepelere dağılmıştı. Handeyle Kaan çift kişilik koltukta sarmaş dolaş uzanmışlardı. Güneş'le Arda ise Bora'nın yanına geçmişlerdi. İkide bir birbirlerine bakıp kıkırdıyorlardı. Bense tek kişilik koltuğumda takılıyordum. Bu ne ya film izlemeyemi geldik yoksa randevuya mı belli değil.
Arkamda bulunan kırmızı yastığı kendine doğru çektim ve karnımın üstüne koydum. Ben rahat bir pozisyon alana kadar film başlamıştı.
Karayip Korsanları'nı izliyorduk. Bu seriyi kaçıncı izleyişim bilmiyorum ama herseferinde yine aynı heycecanla izlediğim kesindi.
Filmi izlerken aklım hep Bora ile aramızda geçen o küçük diyalogtaydı. Ben mi abartıyordum acaba yoksa ortada abartılacak bir durum mu vardı ? Bilemiyorum.
Kendimi güç bela filme odaklamış izlerken bir yandanda koca bir pizza dilimini yiyordum. Telefonuma bir mesaj geldiğini görünce pizza dilimimi karton kutunun üstene bıraktım ve telefonu cebimdem çıkardım. Filmin ortalarındaydık. Etrafıma baktım. Kaan Hande'nin dizlerinin üzerine uzanmış ve koltuğa sığmayan ayaklarını aşşağı sarkıtmıştı. Güneş'le Arda'ya baktığımda onların çoktan kaynaşmış olduğunu gördüm. Arda kolunu Güneş'in omzuna atmıştı Güneş ise elini Arda'nın beline dolamıştı. Daha bir saat önce tanışmadılar mı bunlar ? Bu ne hız.
Gözlerini onlardan ayırdım ve bu sefer Bora'yı incelemeye başladım. Telefonuyla uğraşıyordu öküz. Biz burda film izliyoruz beyfendinin yaptığına bak diye düşünerek sinirle önüme döndüm. Elimdeki telefona baktığımda aklıma mesaj geldi. Hemen mesajı açtım. Mesajı açmamla bir mesaj daha geldi. Ama ona aldırmadan ilk gelen mesajı açtım.
Gönderen : Aşkım
Çok özür dilerim aşkım. Gerçekten. Başına gelenler için kendimi öldürmek istiyorum. Biliyorum bu hiç birşeyi geri almaz ama sana inanıyorum.
Gözlerim dolmuştu. Neden bu gereksiz adam için hala ağlıyorsam. Gözlerime gelen yaşları kovdum. Cevap vermeyerek ikinci mesajı açtım.
Gönderen : Arsız
Milleti izlemeyi kesmelisin.
Ağzım açık kaldı. Hemen cevap yazdım.
Ben : Sende beni izlemeyi kesmelisin.
O : Seni izlediğimi de nerden çıkarttın ???
Ben : Beni izlemeseydin diğerlerine baktığımı nasıl görebilirdin ki ?
O : İnsan üzerinde bakışları hissedebiliyor. Bütün film boyunca resmen beni izledin.
Ben : Saçmalama sana bakmadım bile.
Tamam belki birkaç kere bakmış olabilirim ama kesinlikle onu izlemedim hepsi kaçamak bakışlardı. Farketmiş olamaz.
O : Ama bakmak isterdin.
Ben : Egon aradan çekilebilir mi artık ??
O : Sinirlenme şirine herkes bana bakmak ister.
Ben : Yeter artık !! Mesaj atmayı kes.
O : Cevap vermezsin olur biter.
Haklı. Çocuk bildiğin haklı İkra. Ne diye cevap veriyorsun ki. Sinirle telefonu masaya koydum. Yüzümü Bora'ya çevirdiğim de ben kazandım gülüşünü bana yolladı. Ona ölümcül bakışlarımı attıktan sonra tekrar filme odaklanmaya çalıştım. Ben bu pislikle iki günümü ormanda nasıl geçircem yaa ?!!?!
Filmin sonuna geldiğimizde herkes kendi arasında filmi tartışıyordu. Bense koltuğumda oturmuş diğerlerine bakıyordum. Sonunda dayanamayarak Güneş'in yanına gittim. Arda'yla filmin sevdikleri yerleri hakkında konuşuyorlardı.
"Öhm. Öhm. " dediğimde konuşmayı kesip bana baktılar . "Güneş biraz konuşabilir miyiz ? "
"Tabii tatlım."
"Ben gidiyim o zaman." dedi Arda yüzünde kocaman bir gülümsemeyle. Karşılık olarak ona gülümsedim ve diğer üçlünün yanına gitmesini izledim.
"Güneş şu kamp işini iptal edelim. Gitmek istemiyorum. Gerçekten yani Bora'nın bana bir seçenek sunmayacağını biliyorum o yüzden bu kalabalıkta söylersek üstüme gelmez diye düşünüyorum. Sonuçta herkesin haberi olursa beni zorla götüremez değil mi ?"
Güneş'in bir an suratı asılsa da hemen ardından gülümsedi. "Bu seferlik sana bende bir seçenek sunmuyorum güzelim." dedi ve itiraz etmeme izin vermeden oturduğu kanepenin üstüne çıktı. " Arkadaşlar !! " diye bağırdı hararetli olarak tartışan dörtlünün üzerine. Bakışlar Güneş'e çevrildiğinde memnuniyetini yansıtacak bir şekilde gülümsedi. "Bora arkadaşımızın önerisi üzerine hepimiz yarın kampa gidiyoruz. İtiraz istemiyorum. Teşekkürler." diyip aşşağıya indi. Sanki kalabalık bir topluma konuşuyormuş gibi havayada girmişti.
Bakışlar hala bizim üstümüzdeyken Bora memnuniyetle bana bakıp gülümsedi. "Ben gelmiyorum. Yapacak işlerim var." dedim birden.
Bora yüzündeki gülümsemeyi silmeden konuştu. "Mızıkçı İkra." demesine rağmen ben onun bakışlarından "Anlaşmayı unutma !! " dediğini anlıyordum.
"Ne güzel eğleniriz işte !! "
"Sensiz tadı çıkmaz ki İkra!!"
"Bir kerede düşünmeden anı yaşa !!" sesler kalabalıklaşırken birden Bora hariç herkesin ritimli bir şekilde ismimi söylemeye başladı. "İkra! (şak şak şak*) İkra! (şak şak şak) İkra! (şak şak şak)" Kararsız bir biçimde karşımdakilere bakarken Bora'nın ellerini göğsünde birleştirip özgüveni sonsuz bir biçimde bana bakıyordu.Ne kadar Bora'nın kazanmasını istemesemde daha fazla dayanamadım.
"Tamam tamam geliyorum. "
Selam biricik okuyucularımm nasıldı bölüm ?
Birşey sormak istiyorum. Karakterlerin medyasını koyarak sizin hayal gücünüzü kısıtlıyor muyum ?
Lütfen cevap verin bende ona göre gelecek bölümlere medya koyup koymayacağıma karar vereceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arsız
Fiksi RemajaBora Arsız. Soyadıyla kesinlikle uyumlu bir kişilik. Mükemmele en yakın noktada bir fizik. Özenle çizilmiş bir yüz. Arsızların en yakışıklısı ve sonuncusu. Peşindeki kızların hepsi onun için tek gecelik. İkra Bay. Ortalama bir fizik. İnanılmaz bir g...