°•° Bora'lı rüyalar ! °•°

5.9K 286 39
                                    

Medya : Kamp yeri

◇12◆

"Şeftali. En sevdiğim. " Gözlerini gözlerime dikmiş öylece bakıyordu. Ne diyeceğimi bilemeden öylece suratına bakıyordum. Tanrım çok yakışıklıydı. Hele o gözleri. Şimdi mavinin en sıcak ve çekici tonuydu. Gözlerim gözlerinden kayıp dudaklarında durdu. " Beni öp! " diye bağıran dudaklarında. Şuan hakkında kitap bile yazabileceğim dudakları kıvrıldı. Hafif bir tebessüm oluşturdu.

"Şey .. Gitmemiz lazım.. Bizim kamp.. Kaanlarla buluşcaz daha.. Kaanlar !! Kaanları aramayı unuttum ben yaa !!" diyip aceleyle kapıyı açmaya çalıştım. Ve kapı açıldı.  Açıldı. Demin açılmayan kapı açıldı.

Koltuğa oturdum ve arkaya Güneş'lere döndüm. Arkada muhabbeti kurmuşlar konuşuyorlardı. Dünya umurlarında değil. Bende İkra'ysam bu kamp bitmeden bunlar sevgili olur. "Öhm. Öhm."

Takan yok.

"Öhm. Öhm. Öööhmm !!" Ben bir taraflarımı yırtarken Güneş'in bana verdiği cevap aynen şu oldu.

"Gıcık mı tuttu tatlım ? "

"Hı ? Evet evet. Şey dicem sen Kaan' ları aradın mı ?"

"Evet. Hazırlanmaya başlamadan aradım. Hatta ve hatta.." neredeyse fısıldayarak "telefonu Hande açtı. Hayır hayır o şeyi yapmamışlar sadece beraber uyumuşlar." dedikten sonra kıkırdadı. Gözlerim kocaman açmış onu dinlerken birden suratı düştü. "Ama bir kötü haberim var. Ahmet amca " Arda'ya döndü "Hande'nin babası." Tekrar bana döndü. "Bunları böyle aynı odada görünce sinirlenmiş ve Hande'nin Kaan'la buraya gelmesini istememiş. Bu yüzden bizimkilerde gelmekten vazgeçmişler." dedikten hemen sonra cevap bile vermemi beklemeden Arda'ya döndü ve heycanla Kaan'la Hande'yi anlatmaya başladı. Banada gözümü devirerek önüme dönmek düştü.

Yolculuğun geri kalanı kavgasız gürültüsüz bol müzikli geçti. Bora'yla ikili (karşılıklı)sohbetimiz hiç olmadı. Genelde Güneş ve Arda'nın konuşmalarına  katıldık. Maşallah ikisi pek bir konuştularda.

"İşte burasıı ! " dedi Bora daha henüz ayağını frenden çekmeden. Karşımda gördüğüm manzara karşısında ağzım açık kalmıştı. Dünya'da böyle yerler hala varmıydı. Önümüzde yemyeşil ağaçlar yükselirken ağaçların azıcık ilerisinde taşlı kumsal vardı. Ve bir göl. Ağzım açık karavandan indim resmen büyülenmiştim. Birtek bende değil. Güneş'te karavandan inip hemen yanı başımda durmuş göle bakıyordu.

"Burası çok ama çok güzel." dedi Güneş. Her şaşırdığı zaman yaptığı gibi gözlerini kocaman açmış dudakları arasında biraz boşluk vardı.  Güneş manzarayı seyredirken Arda'nında Güneş'i seyrettiğini gördüm. Güneş'e dahada yaklaşarak "Burası Bora'yla benim çocukluk anılarım. Her uzun tatilde ailelerimizle buraya gelir çok eğlenirdik." dedi.

Gözüm ister istemez Bora'ya kaydı. Manzaraya bizim gibi hayretle değil acıyla bakıyordu sanki. Mavi gözlerinin koyulaşmasından çok derinlere gittiği anlaşılıyordu. Ona baktığımı hissetmiş olsa gerek oda bana baktı gözlerimiz buluşunca sanki biri karnıma yumruk atmış gibi hissettim.

"Ee hadi çadırları kuralım." dedi Arda ve karavana doğru ilerledi. Borayla beraber karavanın arkasındaki çadırları çıkarttılar ve belirledikleri yere kurmaya başladılar.

"Biz ne yapacağız ?" dememle ikisi birden bana döndü.

"Biz çadırları kurana kadar sizde takılın işte." dedi öküzümüz.

"Bizde yardım edelim." diyen Güneş'i onaylayarak "Aynen." dedim.

"Daha önce hiç çadır kurdunuz mu ?"

Biraz düşündükten sonra "Hayır." dedim. Bora hemen bana "Ee o zaman.. " bakışı yolladı tabii.

"Ama herşeyin bir ilki vardır." dedi Güneş hemen arkamdan.

Arda "İyi madem ." dedi ve cadırın kırmızı kumaşımsı şeyini Güneş'e uzattı. Güneş karmaşık ve ağır olan koca kumaş yığınını taşıyamayacağından yardıma gittim ikimiz beraber biraz ileriye gittik ve çadır kumaşını yere bıraktık. Sonra gerekli olan diğer malzemeleride bölgemize taşıdık. Sonrada malzemelerle bakışmaya başladık.

"Filimlerden hatırladığım kadarıyla yere büyük çivi gibi olan şeyi çakmamız gerekiyor sonrada şu kumaşımsı şeyin bir köşesinde olması gereken ipi o çiviye bağlıyoruz. " diye bir fikir öne sürdüm. Güneş'in bu konu hakkında pek bir fikri olmadığından "Tamam o zaman hadi başlayalımm." dedi hiç eksik olmayan neşesiyle.

°•° °•° °•°

Büyük uğraşlar sonucu tabiiki azıcıkda erkeklerden kopya çekerek çadırın yarısını kurmuştuk. Ve üstümüz başımız ter içinde kalmıştı. "Neden şu otomatik olarak açılanlardan bir tane yok ki! " diyen Güneş'e ölümcül bakışlarımı gönderirken Bora'nın uyuz sesini duydum. "Yardıma gelelim mi gençler ?"

"Hayır hi-"

"Çok gerek var. Kusura bakma İkra ama çadırın yarısını tam 1 saate kurduk. Ben bir saat daha çalışamam burda." dedi Güneş ve diğerlerinin yanına yani mavi çadırın yanına geçti ve Bora'nın çadırı bitirdiklerinden beri oturup bizi izlediği naylon katlanabilir sandalyesine oturdu. Tabiiki diğer sandelyede de Arda oturuyordu. Yarım saatten beri orda oturmuş bize gülüyorlardı.

"İyi Güneş bende  İkraysam bu çadırı tek başıma kurarım." dedim ve tekrar yarısı kurulmuş kırmızı çadıra döndüm. Ellerim belimde bir sonraki adımımı belirlemeye çalışırken belimdeki ellerimin üstünde bir el hissetmemle irkildim. Bora'nın parfümünün kokusunu alınca o olduğunu anladım. Elleri elimin üstündeyken kafasını boyun boşluğumla sağ omzuma yasladı. Kulaklarıma denk gelen dudaklarını konuştukça daha çok hissediyordum. Kaskatı kesilmiştim.

"İstersen yardım edeyim şirine." Hem huzuru hemde huzursuzluğu aynı anda hissedebiliyordum.

"Gerek yok." dedim aceleci bir tavırda. Benim aksime o oldukça rahat ve etkileyici bir şekilde konuşuyordu.

"Emin misin ?"

  Kırmızı kumaşlara şöyle bir baktım ve hızla elinden kurtuldum. Dönüp yüzüne baktığımda "Tabii çok istiyorsan hayır diyemem." dedim. O hafif gülümserken gözüm arkadaki Güneş'e takıldı. Bizi izliyordu. Benim ona baktığımı farkedince elini havaya kaldırdı . İşaret ve baş parmaklarını kullanaran kalp sembolünü oluşturdu. Ona ölümcül bakışlarımı yolladıktan sonra tekrar çadıra doğru döndüm. Günün geri kalanı ateş yakmaya çalışmamız ve onun başında Arda'nın gitarına eşlik etmemizle geçti. Karanlık çöküp herkesin uykusu gelince herkes çadırına çekildi. Güneş'le biraz konuştuktan sonra tam uykuya dalacakken gelen mesaj sesini duydum. Telefonumu gün boyu kullanmadığımdan hala çantadaydı. Telefonumu güç bela bulduğumda cevapsız çağrı sayısını görünce şok oldum. Ha birde mesaj var tabii.

-21 cevapsız arama : Aşkım

-1 mesaj

Gönderen : Arsız.

İyi geceler şirine benli rüyalar !

ArsızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin