°•° Davetsiz Misafir/ler °•°

6.1K 305 65
                                    

Medya : KAAN ( Lennart Richter )

Eski bölümlere de medya koydum canlarım. (İkra - Güneş - Hande ve Bora nın medyası var) Bölüme bakmadan onlara bakmanızı öneririm.

◇8◆

"Niye ne işler karıştırıyorsun sen ?" diyen Hande ye katılmak amacıyla "Aynen." dedim.

"Ne yaptın bakalım içerde ?? " diyip Güneş'e doğru yaklaştı Hande.

"Hiçç !! " diyen Güneş bir adım geriledi. Hande'yle gözgöze geldik ve kafalarımızla birbirimizi onayladık.

"O zamaaan biz öğreniriz." diyip parmağımla karnını dürttüm. Tiki var zavallımın. Ardından Hande de bana katıldı. Güneş hoplaya zıplaya bağıra çağıra aşşağı inerken Hande'yle ben sürekli karnını dürtüyorduk.

Kapının çalmasıyla Güneş "Durun duruunn !! Ateşkes lütfen." diye bağırmaya başladı. Handeyle bende oldukça yorulmuştuk bu yüzden ellerimizi karnından çektik.

Güneş kapıya koşarken Hande ellerini beline koyup nefesini düzene sokmaya çalışırken bir yandanda söyleniyordu. "Bu bir işler çeviriyor ama bakalım."

Bende nefesimi düzene sokmaya çalışıp kanapeye doğru yürüdüm. Kanepeye oturdum , dirseklerimi bacaklarıma dayayarak öndeki beyaz masadaki dvdlere uzandım. Nefesim düzene girince kendi kendime fısıltıyla konuşmaya başladım. Size garip gelebilir ama benim çok hoşuma gidiyor kendi kendime konuşmak. Sesli olarak kendime bişiler anlatınca mutlu oluyorum sanki .

"Bu çok ekşınlı olmaz. Buda baya küfürlü birşeye benziyor buda olmaz. Hmm bu ?" diyip dvd yi iki elimle tutup arkaya yaslandım. Boynumu geriye attım ve dvd yi havaya kaldırdım. Dvd nin kapağını inceleyip "Yok ya bu çok romantik. Zaten sevgililerin arasında kaldık sap gibi. Bunuda eledik !" diyip dvd yi tekrar ortadaki küçük masaya bıraktım.

"Sap gibi kalmamanız için geldik zaten." Bora'nın sesi miydi o ? Bilinç altıma öyle bir işlemişki gerizekalı.

"Herzaman ki gibi bağırıp çağırmayacak mısın ? Tepkide mi vermiyeceksin." diyen Bora'nın sesini duyduğumda hala bilinç altıma kızıyordum. Derin bir nefes alıp arkama yaslandım başımıda geriye attım. "Çıkart artık şu çocuğu aklından çıkart !! " diye konuştum kendi kendime.

"Birgün de iki itiraf sencede bu kadarı fazla değil mi ? " Önümden bir dvd yi alıp yanıma  geçip oturdu. Gözlerime inanmamakta ısrar ederken Güneş içeri girdi.

"İkraa !! Bir iki misafirimiz gelmişt-"

"Senin burda ne işin var ? " Güneş'e aldırmadan sadece Bora'nın yüzüne bakarak sormuştum.

"Sen çağırdın ya. " dedi elindeki dvd yi incelerken. "Ben bunu beğendim hadi izleyelim !" dediğinde herkes bir koltuğa oturmuştu ama ben hala şaşkınlıkla ona bakıyordum.

"Ben seni çağırma-"

"İkra !" Bizim oturduğumuz ikili koltuğun çağrazında bulunan tekli koltukta oturan Güneş'in sert sesini duyunca cümlem yarım kaldı ve refleks gereği Güneş'e döndüm. "Bana mutfakta yardım eder misin tatlım." dedi en nasum ve en kibar haliyle.

Ah! Ben biliyordum bunun bir haltlar karıştırdığını. Güneş ve ben mutfağa vardığımızda Hande'nin zaten mutfakta olduğunu gördük. Cipslerin paketini açarken bize döndü. "Kim geldi canlar ?"

"Güneş'in misafiri." dediğimde Hande hiç birşey anlamadığından boşboş bana baktı. Güneş paketten bir cips alıp ağzına attı. "Hmm bu baya uzun bir hikaye sana en kısa zamanda anlatırız ama özet geçecek olursak. İçerdeki siyah saçlı mavi gözlü çocuğun adı Bora. Bu ikisi Kaan'ın sana açıldığı gün tanışmışlar biraz olaylı bir tanışma olduğundan sana sonra detaylarını anlatırım bebek."

Paketten bir cips daha alıp ağzına attı. "Ha birde kızımız oğlumuza borçlu. Bir hafta onun kölesi olacak." dedi ve beyaz dişlerini ortaya çıkaracak şekilde gülümsedi.

Hande'de Güneş gibi gülümserken ikisininde bakışları bana döndü. Bakışların altında yatan sözleri dile getiren Hande oldu. "Kızardın !! " diye bağırmasıyla ikisi birden kahkaha atmaya başladı.

Sinirle arkamı döndüm kaseleri aldım ve içeriye doğru yürümeye başladım. Mutfak çıkışında birine çarptım il olarak elimdekileri kontrol ettim tabii.  Cipslerin bulunduğu kaseyi sinirden sıkı sıkı kavradığımdan düşmemişti.  Kafamı normal hizaya kaldırınca boy farkından dolayı anca beyaz tişörtünü görebilmiştim. Kafamı biraz daha kaldırıp yüzüne baktığımda mahcup bir şekilde bana gülümseyen bir çocuk gördüm. Elini kahverengi saçlarının arasında gezdirip. "Özür dilerim ben seni görmemiştim. Mutfağı arıyordum  su içmek için."

Yüzüne daha rahat bakabilmek için bir adım geri çıktım. "Sorun yok da sen kimsin ?" diye sormama karşılık beyaz dişlerini ortaya çıkararak gülümsedi.

"Ben Arda. Bora'nın arkadaşıyım. Mesajı alır almaz benide buraya sürükledi. Kusura bakmayın davetli değilim sanırım."

"Yo hayır ben onun için şey demedim. Yani iyiki gelmişsiniz beraber ne güzel film izleriz işte." Bünye kibar erkeğe alışkın değil tabii. Error verdi.

Öyle çocuğun yüzüne doğru sırıtırken birden aklıma geldi. "Bu arada ben de İkra. "

"Bende Güneş !! " diyip elini uzatan Güneş'in neşeli halini görünce ister istemez gülümsedim. Arda Güneş'in tokalaşmak için uzattığı elini hafif çevirdi ve üstüne bir buse kondurdu. "Arda." dedi etkileyici bir ses tonu ve etkileyici kahverengi gözleriyle birleşen bu hareket tabiiki Güneş'imizin kızarmasına neden oldu.

Onları orda öylece bırakıp içeri gittim. Zaten o dakikadan sonra ne Güneş 'in nede Arda'nın beni pek takacağını sanmıyordum.

İçeri girdiğimde Kaan dvd'yi yerleştiriyordu. Bora ise sanki kendi evindeymiş gibi yayılarak oturmuş masadaki çerezlerden atıştırıyordu. Cipsleri masaya koyduğumda gözlerinin benim üzerimde olduğunu hissediyordum. Ama ona hiç bakmadan ondan uzakta bir tek kişilik koltuğa oturdum ve koca ekrana bakmaya başladım. Hala bana baktığını hissediyordum. Kaan dvd yi yerleştirdi ve "Ben bizimkileri çağırayım da başlayalım artık" diyip gitti. Oda da ikimiz kalmıştık ve hala bana bakıyordu. En sonunda dayanamadım ve koca ekrandan gözlerimi ayırmadan "Gözlerini üzerimden çek artık! Rahatsız oluyorum! "  dedim.

Bana hala baktığını hissediyordum.

"Çekemiyorum ki ."

Hikaye nasıl gidiyor canlar ?? Cevaplarınızı hikaye bitse bile bekliyor olacağım. Yani mutlaka birşeyler yazın.

ArsızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin