°•° Hiçç ! °•°

6.7K 300 29
                                    

Medya : HANDE ( Madison Beer )

◇7◆

"Güneş bir adım daha atacak halim kalmadı." dedim nerdeyse sürünerek arabaya binerken.

" Fena mı oldu tatlım ne güzel ciciler aldık işte ."

"Hiç yorulmadın mı sen ?" Sesimin şaşkın çıkması normaldi çünkü hala enerjisi tavanlardaydı. Nasıl beceriyor bunu ?

"Ben alışkınım bebek. Hep benim yaptıklarımın yanında bu alışveriş bile sayılmaz." diye bana laf yetiştirirken aynı zamanda arabayı çalıştırdı.

"Yalnız acıktım ben." dedim araba ilerlerken.

"Bende ya ! Ne yapsak. Eve pizza söylesek. Hande 'yle Kaan'ı da çağırırız. Filim de izleriz. Hem hala sorguya çekmemiz gereken bir Hande var konuşamadık ne zamandır." dediğinde Hande'yle ne zamandır konuşmadığımızı farkettim. 2 gündür. Ne yaptılar acaba ? Ayrıca Kaan'a olan duygularını bizden saklamasının hesabını sormamıştım daha.

"Tamam o zaman ben bizimkileri arıyorum." diyip telefon rehberine girdim.

Kaan'ı aradım. Bir iki çalmaya açtı.

"Naber güzellik ?"

"İyidir kuzen senden ?"

"İyi işte bizim evdeyiz. Hande'yle film seçmeye çalışıyoruz."

"İyi o zaman siz şimdi seçin filminizi birde pizza söyleyin bizde Güneş'le geliyoruz. "

"Başbaşa geçireceğiniz film gecenizi katletmeye geliyoruzz !! " diye bağırarak araya girdi Güneş.

"Katletmeseydiniz şaşardım zaten hadi çabuk gelin bekliyoruz." diyip gülerek kapattı telefonu.

"Ya Güneş şimdi sevgililerin yanında biz öyle sap gibi kalmayacakmıyız."

" Furkan'ımı özledin sen yoksa !?! " diyen Güneş'in ses tonu kızgındı. Kırmızı ışıkta durduğumuzdan yüzüme bakıyordu ve bakışlarındaki öfkeyi gördüm. Baştan beri sevmiyordu Furkan'ı . Sürekli beni üzdüğünü düşünüyordu . Haksızda sayılmazdı yanii. Kaç kere kavga edip ayrıldığımızı sayamam bile. Ama sonunda yine barışıyorduk. Kıyamıyordum ben kıvırcığıma. Beni aşırı sevdiğinden oluyordu tüm bunlar.

Yeşil yandığında gaza basarken konuşmasına devam etti. "Sakın İkra bu sefer affedemezsin onu. Ya resmen seni aldatmakla suçladı. Bu sefer biraz burnu sürtsün. Hem siz kaç yıldan beri çıkıyorsunuz . Hala sana güvenmiyor mu ? " Cevap vermediğim için devam etti.

"Sen onu sevdiğini düşünüyorsun ama yanılıyorsun . O senin çocukluğun. Bu yüzden bırakamıyorsun onu."

Haklı olabilir miydi ? Bu yüzden mi ondan kopamıyordum ?

"Bilmiyorum. Devam eder mi etmez mi bilmiyorum. Devam ederse nasıl eder onu hiç bilmiyorum. Ben daha onu özleyip özlemediğimi bile bilmiyorum. Özler miyim onu da bilmiyorum."

"Bak bundan bahsediyorum işte . Siz hiç ayrı kalmadınız ki . Bu yüzden gerçek duygularını bile bilmiyorsun. Bence en iyisi biraz ayrı kalmanız. Biraz birbirinizizden uzak durun. Bakalım özlüyor musun ? " diye sözü bitirdiğinde sadece "Sanırım haklısın." diyebildim. Haklıydı. Ben duygularımdan emin değildim ve bunu daha yeni anlıyordum.

"Furkan'a olan duygularından emin olmanın en kısa yolu başkalarına şans vermen."

"Saçmalama Güneş sırf Furkan'ı gerçekten seviyor muyum sevmiyor muyum 'u anlamak için başkalarıyla çıkamam. "

"Çık demiyorum ki. Sadece artık sevgilin olmadığını farkına var ve onlara alıcı gözüyle bak." dedi ve arabayı durdurdu. Geldiğimizin farkında bile değildim. Arabadan inip arkadaki paketleri aldık ve zar zor yürümeye başladık.

Kapıyı açan Hande bizden önce elimizdeki paketlere baktı.

"Yaa bensiz alışverişemi gittiniz." Yine alt dudağını sarkıtmıştı. Nasıl beceriyordu böyle sevimli olmayı ?

"Ne yapalım kızım sevgilinden zaman ayırıp bizi aradığın mı var. " dedi Güneş. Sevgili sözünü duyunca Hande'nin kızardığını farkettim ve onu kurtarmak amaçlı "Yardım etsene . Elim koptu. " dedim.

Paketleri Güneş'in odasına bıraktıktan sonra Güneş lavoboya gitti. Hande'yle ben yalnız kalınca Güneş'in kocaman yatağına oturdum ve "Ee anlatmayacak mısın ?" diye sordum Hande ' ye o da dökülmeye başladı. 10 dakika boyunca konuştuktan sonra Güneş sonunda lavobodan çıktı. Ellerini arkada birleştirmişti. Komidinin oraya gelinde huzlıca  elindeki telefonu komidine koydu. Benim görmediğimi sanmıştı ama benden kaçar mı ?

Tabikii hayır.

Komidine koyduğu telefonun benim olduğunu farkedince "Telefonumun sende ne işi vardı ? " diye sordum.

"Hiçç !" dedi en masum haliyle.  Bu açıklamayı yetersiz bulduğumu anlatacak şekilde tek kaşımı kaldırıp ona baktığımda. Oda otuz iki diş sırıtarak bana baktı.

"Yine ne işler karıştırıyorsun sen ?"

ArsızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin