◇10◆
"Here comes the rain again
Falling on my head like a memory
Falling on my head like a n- "
"Alo " gözlerimdeki çapaklarla savaşırken sesim uykuku çıkmıştı. Doğal olarak. Telefonu kulağımdan uzaklaştırdım ve saate baktım. Tanrımm saat daha 6:30 du.
"Hala uyuyor muydun sen ?"
"Saat 6 da uyanmam için bir nedenim yoktu." dedim öfkeyle. Derdi neydi bunun.
"Kamp sözcüğü sana birşey anımsatıyor mu ? Yada 'bedel'." Bedel sözcüğünün her harfini özenle söylemişti.
"Ah doğru bay karşılıksız iyilik yapamayan öküz. İnsanlığınızın bedelini ödemem lazım."
"Bir daha 'ah' der misin ?"
"Kapa çenenii !! " dedim ve konuşmayı sonlandırdım. Telefonu yerine koyarak kendimi geri yatağın huzurlu kollarına attım. Daha henüz tenim çarşaflara değmişken kulağımı ve ödümü patlatan bir korna sesiyle yerimden sıçradım. Uzun korna sesinin kesilmesiyle telefonuma bir mesaj geldi. Bu nasıl bir zamanlama ??
Kimden : Arsız
Aşşağıdayım uykucu Güneş ve senin hazırlanmak için en fazla 20 dakikası var.
Off !! Bu ne ya hem sabahın altısında geliyor hemde yirmi dakika veriyor. Hadi diyelim ben yirmi dakikada hazırlandım ya Güneş bırak hazırlanmayı onun banyodaki işleri yarım saate biter.
Uyuşuk hareketlerle yataktan kalktım ve sürünerek banyoya girdim. İşlerimi hallettikten sonra Güneş'in odasına doğru yola çıktım. Tam kapıyı açacakken kapı Güneş tarafından açıldı. Ağzım bir karış açık tam anlamıyla hazır olan Güneş'e bakarken "Se-sen bu saatte böyle hazır. Bu. Nasıl oldu ??" dedim en sonunda pes ederek.
"İkraa " dedi kulağımı sağır eden sesiyle.
"Bağırmasan da seni anlayabilirim." diyince kıkırdadı ve kızardı. Güneş. Kızardı. Bu kıza ne oldu böyle ??
"Özür dilerim. Ben . Ben biraz heyecanlandımda. İkra sanırım ben şey.."
"Sen ney ?? " dedim gülümsememe engel olamayarak. Bizim ayaklı özgüven gitmiş yerine başkası gelmişti sanki.
"Sanırım ben aşık oldum." Tuttuğu nefesi bıraktı. Sonra beni içeri çekerek prenses yatağına benzeyen yatağına oturttu.
"Ben Arda'dan aşırı hoşlanıyorum. Sanırım bu aşk. Yani diğerleri gibi değil. Birün gece onu düşündüm. Hatta bütün sabah bile diyebiliriz. Bir gram uyku uyumadım ama yinede uykum yok. Böyle kalbim sürekli heyecanlı. Onun ismini bile söyleyince heycanlanıyorum. Kalbim ağzıma geliyor. Gerçekten mecaz anlamda demiyorum. Sanki nefes borumdan yukarı birşey tırmanıyor ve nefes almamı engelliyor. Bu çok ga-"
"Güneş !! " dedim kolunu tutarak. "Nefes al." Sözümü dinleyip nefes aldığında içimde tutuğum kahkahayı daha fazla engelleyemedim. Güneş'in bana anlamsız bakışlar yollamasıyla kahkahamı kestim ve yüzümde kocaman bir gülümsemeyle konuşmaya başladım.
"Kızım sen baya baya aşık olmuşsun. Hemde ilk görüşte. Bu nasıl olabilir bizim Güneş. Erkekleri peşinden süründüren Güneş. Sonunda aşık oldu. Hemde ilk görüşte."
"İkra sen ağlıyor musun ? " dediğinde gözlerimin yandığını hissettim.
"Duygulandım sanırım." dedim gözlerimi silerek.
"Mal mısın kızım yaa ? Ben aşık oldum diyorum sen duygulanıyorsun sanki evlendik gurbete gittik." Bir yandan konuşup bir yandan sarıldığı için son kelimeleri biraz boğuk çıkmıştı.
Bir iki saniye bana sarıldıktan sonra heycanla kendini geri itti. "Arda da gelir dimi ?"
"Dünkü o halinizden sonra gelir bence. Dün o haliniz neydi öyle ? Kırk yıllık sevgili gibi."
Daha cümlem bitmeden kızarmaya başlamıştı zaten. Konuşurken yere bakıyordu. "O şey oldu. Şimdi o ilkin elini omzuma attı sonra belli bir süre sonra bir baktım sarmaş dolaşız bende anlayamadım tam. Oldu birden işte. "
Tam birşey söylemek için ağzımı açıcaktım ki korna sesi ağzımı kapatıp hazırlanmam gerektiğini hatırlattı.
"Ben gidiyorum hazırlanmaya. Bora bey aşşağıda bekliyor. Daha fazla kızdırmamak lazım öküzü." dedim ve misafir odasına yani odama yöneldim. Kapıdan çıkmamla Güneş arkamdan söylenmeye başladı.
"Bak sen bu çocuğa öküz falan diyosun ama .."
Odalarımız arasında sadece bir koridor olduğundan odaya vardığımda bile hala onu duyuyordum.
"... bu çocuk senden aşırı hoşlanıyor. Sonra ben demiştim dediğimde sakın beni susturmaya çalışma."
Altıma bir şort geçirirken Güneş'i susturmak adına bağırdım. "Aahhh tamam !!"
Dün alışverişte aldığımız spor çantanın içine gerekli olan eşyaları tıktım ve odadan dışarı çıktım. Merdivenlerden aşşağı son hız indim ve evin dışına çıktım. Bora'nın oldukça lüks arabasını beklerken karşımda küçük bir karavan görünce ufak bir şok yaşadım. Karavana doğru ilerken Güneş'in çoktan karavanda olduğunu gördüm. Biraz daha ilerleyince önde Arda'nın oturduğunu gördüm. Yüzümde oluşan kocaman sırıtışı engelleyemedim.
"Benle geçireceğin haftasonu için çok mutlusun bakıyorum." Bora'nın yüzüne baktığımda gözlüklerinden dolayı gözlerini göremiyordum. Görmemede gerek yok zaten. Alt tarafı mavi gözleri var. Mavinin en güzel tonu.
"Peki cevap vermesen de olur hadi atla." dedi ve sürücü kapısını açtı. Minik karavana binene kadar onu izledim. İstem dışı izledim tamam mı ?
İstem dışı nasıl izliyorsun İkra ??!! Kabul et çocuk dikkat çekici.
Değil işte değil. O kendini beğenmiş bir öküzden başka birşey değil.
Kendime olan sinirimi karavanın kapısından çıkardım. Oturduğumda kapıyı öyle bir çektim ki itraf ediyorum çıkan sesden ben bile korktum.
"Yavaş !" dedi kaşlarını çatıp.
"Şu karavana verdiğin değeri insanlarada versen iyi olur."
"İnsanlara değer vermediğimi nerden biliyorsun." kaşları hala çatıktı. Gözlüğünü çıkarttı ve koyu mavi gözleri sinirle parladı.
"Karşılıksız iyilik yapmayan biri nasıl insanlara değer verebil-"
Araya giren Güneş benim sesimi bastırmak içim yüksek sesle "İşte yolculuğumuz başlamış bulunmakta." dedi ardındanda fısıltıyla devam etti. "Umarım çok uzun sürmez."
° Medyaya Arda'yı koyacaktım ama karaktere uygun birini henüz bulamadım. Eğer sizin aklınızda biri varsa lütfen benimle paylaşın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arsız
Teen FictionBora Arsız. Soyadıyla kesinlikle uyumlu bir kişilik. Mükemmele en yakın noktada bir fizik. Özenle çizilmiş bir yüz. Arsızların en yakışıklısı ve sonuncusu. Peşindeki kızların hepsi onun için tek gecelik. İkra Bay. Ortalama bir fizik. İnanılmaz bir g...