Medya : PELİN
◇17◆
"İlerisi için söz veremem.." kulaklarım bana oyun mu oynuyor diye kendime sormadan geçemedim. Belki ben kendi kendime gelin güvey oluyordum. Duymak istediklerimi de duyuyor olabilirdim.
"Öhm öhm.. şey.. biz acaba.. artık insek mi ??" diye ağzımda birşeyler geveleyerek kapıyı açmaya doğru yöneldim. Bize doğru koşan bir çocuk sürüsü görünce olduğum yerde kaldım.
"Boraa abii !! Bora abii !!"
Dönüp Bora' ya baktığımda yine donup kaldım. Yüzünde bugüne kadar nadiren gördüğüm içten bir gülümsemesini gördüm. Gamzesi yine hiç çekinmeden ortadaydı.
Bir dizini yere koyarak çocuklara kocaman bir kucak açtı. 5-6 çocuk kollarına dolanarak yanaklarına öpÜcükler kondurdular. Bense ... Ben hiiç. Öylece durup bu olanları seyrettim.
Bora ve çocukların kucaklaşmaları bittiğinde birileri benimde orda olduğumu hatırladı.
"Çocuklar buda İkra TEYZENİZ !" Çocukların bana dönen şaşkın bakışlarına karşılık Bora'dan 'teyze' ve 'bu' kelimelerinin hesabını sonra sormaya karar verdim.
"Merhaba ! " diyip çekingen tavırla el sallayarak çocuklara baktım.
Bora "Haydi artık içeri girelim." diyene kadar öylece durmuş olabilirim.
İçeri girerken son anda kapının üstündeki yazıyı görebildim.
"Sıcak Kucak Yetimhanesi"
Yazıyı görür görmez içimin nasıl eridiğini anlatamam. O an çocukların arasında koybolan Bora'ya bir bakış atma fırsatım oldu. Sanırım bu adamın o sert görünüşü altında insanı dakikasında eritebilen şefkatte bir yüreği var.
- - -
Bora her çocuğa tek tek hediyesini verdikten sonra yanımızdaki görevliye "Pelin nerede Ayşen Hanım ?" diye sordu.
"Pelin yine uyuyor Bora Bey. Geldiğinizi ona haber vereyim." dedi görevli kadın ve kocaman bir gülümsemeyle yanımızdan ayrıldı. Bora bana döndüğünde nedenini bilmediğim ayrı bir mutluluk vardı sanki yüzünde. İlerideki küçük çocuk taburelerini göstererek "Gel şurada oturalım. Hemen kalkamaz huysuzlanır şimdi o." dedi. Bize göre olduğundan fazla küçük sandalyelere oturduğumuzda "Burada ki herkesi tek tek tanıyor musun ?" diye sordum usulca.
"Bir çoğunu."
"Pelin senin için biraz daha özel herhalde." dememle Ayşen hanım ve elinden tuttuğu 4-5 yaşındaki sarışın bir kız çocuğu içeri girdi. Bora ayağa kalkana kadar küçük kız bakıcısının elinden kurtuldu ve koşarak boynuna atladı. Uzun süreli bu sevgi dolu kucaklaşmaya uzaktan baktım. Birbirlerinden ayrıldıklarında Bora beni Pelin'le tanıştırdı. Sonrasında biraz konuştular. Bende onları ağzım kulaklarımda dinledim. Bora'nın burayla değişik bir bağı vardı sanırım. Buradayken çok mutlu. Dışarıdaki o kızlara asılan arsız Bora gitmiş yerine melek Bora gelmiş gibiydi.
Konuşmalarının ardından Bora Pelin'e de hediyesini verdi. Pelin büyük bir mutlulukla paketi açtıktan sonra çığlık atarak Bora'nın boynuna atladı."Teşekküley Boya abii !! " sanki bir süper kahramana bakar gibi bir bakışı vardı Bora'ya.
"Benim için bir zevkti prenses." Bora kucaklaşma sırasında yere düşen tavşan bebeği Pelin'e verdi ve yanağına minik bir öpücük kondurdu. Pelin koşarak diğer arkadaşlarının yanına gitti. Uzun süre Bora'yla çocuk sandalyelerine çökmüş vaziyette yeni oyuncaklarıyla oynayan çocuklara baktık.
"Ne zamandır tanıyorsun Pelin'i ?"
"Doğduğundan beri."
İçimdeki ses Pelin'in neden burada olduğunu , Bora'nın neden buraya geldiğini sormam için beni zorlasa da bunların sorulmayacak sorular olduğunu biliyordum. Zamanı geldiğinde istiyorsa anlatır diye düşünerek sessizliğimi bozmadım.
"Burada ki her çocuk hayata bir sıfır yenik başlar. Dışarıda anne babalarıyla mağaza mağaza gezip istediği oyuncağı alan çocuklar gibi değiller. Bir çoğu bu yetimhanenin dışına bile çıkmamıştır." derin bir nefes aldı ve bakışlarını bana doğru çevirdi.
"Şimdi gelelim senin içini yiyen soruya. Buraya bu çocukların eksiklerini gidermeye çalıştığım için geliyorum. Hayata yenik başlamasınlar diye. Her hafta uğramaya çalışıyorum. Her ayda eksiklerini kapatmaya çalışıyorum. İşte oyuncak , kıyafet falan."
Duyduğum cümleler Bora'nın ta içinden geliyordu. Ona dolu dolu gözlerimle baktım. "Sen çok iyi bir adamsın."
Koyulaşmış mavi gözleriyle ve buruk gülümsemesiyle bana uzun gelen bir süre gözlerime baktı. "O kadar iyi olduğum söylenemez şirine."
- - -
Güneşlerin evinin önünde durduğumuzda saat akşam dokuzu geçiyordu. Zaman ne kadarda çabuk geçmişti böyle. Eve doğru yürürken Bora arkamdan seslendi. Dönüp baktığımda elinde bir oyuncak maymun sallıyordu. yürüdüğüm bir kaç adımı tekrar geri gittim.
"Bu ne ?" diyen bir bakış attım maymuna.
"Oyuncakçıda ki teyze bunu Ege'ye verdi."
- - - -
KUZULAR UMARIM BÖLÜMÜ BEĞENMİŞSİNİZDİR. YORUMLARINIZI BENDEN ESİRGEMEYİN. BİR SONRAKİ BÖLÜME GÖRÜŞMEK ÜZERE.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arsız
Novela JuvenilBora Arsız. Soyadıyla kesinlikle uyumlu bir kişilik. Mükemmele en yakın noktada bir fizik. Özenle çizilmiş bir yüz. Arsızların en yakışıklısı ve sonuncusu. Peşindeki kızların hepsi onun için tek gecelik. İkra Bay. Ortalama bir fizik. İnanılmaz bir g...