MEDYA : BORA
◇16◆
"İkraaa"
"Hıı"
"İkraaa" Kim bu uykumu bölmeye cüret eden. Yinede gözümü açamayacak kadar yorgunum. Başımdaki erkeğin sesi sol tarafımdan gelmeye devam edince sağıma döndüm.
"Hmm"
"İkraaa"
"Ya nee !!" Kim olduğunu anlamak için elimi sesin sahibine doğru götürdüm. Yüzünü bulduğumu anlayınca cimciklemeye tırmalamaya başladımm. "Git başımdan Kaan !!"
"Bir daha ki sefere alarm kurarsan çok daha iyi olur şirine." Anahtar sözcüğü duyduğumda donup kaldım.
"Şirine ?" Gözümü açtım ve donup kaldım. "Bora ?" İçimden gelen bir dürtüyle elim yorganıma gitti kendimi korumak için boğazıma kadar çektim. "Senin burda ne işin var ?" Yüzündeki sinir sırıtışı takip ederek onu süzdüm. "Hemde yatağımda ??!!"
Kafasını geriye atarak içten kıkırdadı. (Gamzelerini hiç çekinmeden ortaya çıkaran bir kıkırdama) Sonrada gözlerini bana çevirdi. Üstümde gezinen gözleri saçlarımı buldu bir parmağını saçımın buklelerine dolarken "Imm. Çok sarhoştum hatırlamıyorum." diyiverdi.
Çoktan dikleşmiştim. Muhtemelen gözlerim pörtlemiş bir şekilde ona bakarken bana dediklerinde ciddi olmadığını anlamamı sağlayan bir sırıtış yolladı. Ani bir rahatlama ve sinir patlamasıyla kafamın altındaki yastığı başına geçirdim. "Sen nasıl bir pisliksin !!"
Yastığın altında kalan boğuk sesiyle cevap yetiştirmeye başladı. " Tatlı , yakışıklı , ımm , baya zengin , ve acayip seksi gülüşü olan sanırım."
Ona kocaman bir gözdevirmeyle karşılık verdim. "Kalk yatağımdan"
"Peki." diyip iki eli havada "teslim oluyorum" pozisyonuyla geri geri yürüdü. Kapıyı kapattığında tek düşünebildiğim bugün giydiği mavi tişörtün göz rengini inanılmaz çarpıcı bir halde ortaya çıkarmasıydı. Anlaşıldığı üzere zor bir gün beni bekler.
- - -
"Ee ne yapıyoruz bugün ?" Arabanın camını açıp içten içe sıcaktan söylendim.
"Bugünn bir alışveriş merkezine gideceğiz. " Bora bir önüne bir bana bakarken bende onun siyah gözlük camına bakıyordum.
"Yanii ?" Cevap gelmedi. "Alışveriş mii ?? " Bir kaç parça bişi fena olmazdı. Tabii parası olanlara.
"Gibii"
Huzursuzlanmaya başladığım umarım belli olmuyordur. "Hmm şey ben bir şey almayı düşünmüyorum."
"Alışveriş sevmeyen bir kız mı ?? Biraz tuhafsın şirine."
Yüzümü cama çevirip onun göremeyeceği şekilde göz devirdim.
- - -
Alışveriş merkezinin içine girince doğru oyuncakçıya doğru gittik."Ne işimiz var burda ?" Kenardaki kocaman ayıcığı kucağıma aldım ve ne kadar yumuşak olduğunu test etmek için sıkıca sarıldım.
"Bir kaç bir şey alacağız. Gitte sepeti getir." Emir vermesi ne kadar sinir olsa da tuhaf bir şekilde katlanılası.
"Emredersin kaptan !" Girişte gördüğüm sepetlere doğru koşarak gittim. Bir tanesini kaptığım gibi geri döndüm.
Borayı eli oyuncaklarla doluydu. Yanına vardığımda elindekileri doğruca sepete attı.
Bir sepet dolusu peluş oyuncakla kasaya doğru ilerlerken bir teyze RESMEN önümüzü kesti. Ben daha ne olduğunu anlamadan elini karnıma koydu. "İlk çocuğunuz mu ?"
Gözlerim pörtlek pörtlek teyzeye bakarken Bora sadece kıkırdamakla yetinmedi üstüne birde "Evet teyzecim." diyiverdi.
Bu sefer pörtlek gözlerimin adresi Bora oldu.
" Erkek sanki bu " diye kocaman sırıtan teyzeye karşılık yine Bora'dan geldi.
"Evet teyzecim adını Ege diye düşündük." Duruma el koymanın vakti geldi artık söz konusu benim karnımdaki çocuk. Tabikii de ismini ben koymalıyım.
"Öyle mi ? Benim niye haberim yok." diye haykırıverdim Bora'ya. Önce şaşkına uğrayan Bora elini belime yerleştirdi ve beni kendine çekti.
"Karıcım senin yine dengesizliğin tuttu. Beraber koymadık mı ismini.." Karıcım. Bu kadar yakın olmak cidden beni geriyordu. Nefes almakta zorlanıyordum. "yaparken.".
Belime dolanan ellerinden kurtuldum ve yüzüne esaslı bir tokat indirdim. Bu beni bu kadar heycenlandırdığı içindi. Kontrolümü kaybetmeme sebep olduğu için. "Ben arabada bekliyorum öde de gel." dedim ve mağazadan çıktım.
- - -
Evet tahmininiz üzere yaptığım şeyin saçmalığı 10 saniye sonra o gerektiği zaman yerinde olmayan beynime dank etmiş bulundu. Ve ondan sonra olaylar şöyle gerçekleşti :
- - -
Kapıdan çıktıktan iki saniye sonra kendi kendime söylenmeye başladım. Nasıl olur da böyle saçma bir harekette bulunmuştum. Yani normalde asla böyle davranmazdım. Ama neden Bora'nın yanında normal olamıyordum. Yani böyle küçük bir şakayı büyütüp bu duruma getirdiğimi inanamıyorum. Şimdi çocuğun yüzüne nasıl bakacağım.
Bora geldiğinde hiç ses çıkarmadan arabaya bindim. Nereye gittiğimizi bilmeden sadece önüme bakıyordum. Utancımdan tek yapabildiğim buydu. Sanırım geldiğimiz yere varınca araba durdu. Sessizliği bozan Bora oldu.
"Birileri rolü çok ciddiye aldı galiba."
"Konuşmama hakkımı kullanıyorum." diyip utancımdan önüme bakmaya devam ettim.
"Aa karıcım bana trip mi atıyor." Yanağımdan makas almaya kalkınca elini tokatladım.
"Ne karısı ya ? Ben senin karın falan değilim."
"Şuan değilsin ama ilerisi için söz veremem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arsız
Novela JuvenilBora Arsız. Soyadıyla kesinlikle uyumlu bir kişilik. Mükemmele en yakın noktada bir fizik. Özenle çizilmiş bir yüz. Arsızların en yakışıklısı ve sonuncusu. Peşindeki kızların hepsi onun için tek gecelik. İkra Bay. Ortalama bir fizik. İnanılmaz bir g...