33. Bölüm: "Karasu'nun gelini"

4K 292 357
                                    

33

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

33. B Ö L Ü M

Keyifli okumalar! 

Merhaba! Arkadaşlar bir şey söylemek istiyorum. Ben bölümü yazdığım gibi yolluyorum ve zamanım ne zaman olursa o zaman yazıyorum bölümü. Yani siz sorduğunuz zaman bölümünün hangi ara geleceğini söyleyemem. Çünkü bende bilmiyorum. 

5537 kelime, 36 sayfa.

Sınır falan koymuyorum oy da, yorum da insafınıza kalmış.

Hayde, pamuk eller klavyeye!

🔗

         Gözlerimi kocaman aralamış telaşla paltosunu giymeye çalışan adamı izliyordum. Ne yapmalıydım? Gerçekleri öğrenmesine müsaade edip, Fethi'yi gebertmesini mi izlemeliydim, yoksa durumdan bir şekilde sıyrılıp Eylem'in ona daha sakin olabileceği bir zaman diliminde gerçekleri söylemesini mi beklemeliydim?

İkinci şık daha cazip değil mi, fıstık? dedi birkaç dakikadır yok olan arsız taraf. Sol kaşını kaldırmıştı ve çekik bakan gözleri baygın baygın bakıyordu.

Ona dürüst olmamız gerek! dedi bu sefer küçük kız. İki tarafta benimleydi ve birbirinin zıttıydı.

Veletleri dinlemek sana hiç bir bok elde ettirmeyecek! Beynini kullan, duygularını değil! dedi arsız taraf. Sertçe yutkunduktan hemen sonra alt dudağımı ısırdım.

Ne yapmalıydım? Kulağımda beynini kullan, duygularını değil cümlesi çınlıyordu. Arsız olan tarafım benim beynim miydi yani? Peki ya küçük kız? O ne oluyordu? Duygularım mı?

Hiç böyle düşünmemiştim ki ben. Şu zamana kadar duygularım vardı benimle. Şimdiye kadar küçüğü dinlemiştim. Pişman da değildim ama..

Aması şu! dedi arsız taraf düşüncelerime uzun tırnaklarını saplayıp onları yok ederek. Güçlü olmak, intikam almak istiyorsan beynini kullanacaksın! Duyguların seni sadece çukura sürükler. Oysa beynin; Beynin seni zirveye taşır!

"Bahar, hadisene!" dedi Yavuz telaşla. "Siktiğimin anahtarı sehpanın üzerinde kaldı. Ben alana dek giyin üstünü!"

Yavuz ışık hızıyla koridordan ayrıldığında telaşlanarak öne atıldım. Portmantoya doğru yürürken duygularım bileklerime bir sarmaşık gibi dolanmış beni idare ediyordu. Arsız tarafın alay dolu kahkahaları ve benliğimi zedeleyecek sözleri zihnimde dolanıyordu.

Sen iflah olmaz bir aptalsın! Aptal olduğun için asla kazanamayacaksın! diyordu.

Dürüst olmam lazımdı ona. Onu kandırmak istemiyordum. Bu benim beyinsizliğim mi sayılırdı?

Senden Önce | Mavi Hilal | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin