BU KİTAP YAVBAH HAYRAN KURGUSU OLUP, YAVBAH FANDOMA İTHAFEN YAZILMIŞTIR.
Obsesif kişilik bozukluğu olan, bu hastalığı kendine pek dert etmeyen iki genç, kısa bir süre sonra hayatlarının hastalıkları yüzünden karardığı gerçeği ile yüzleşirler.
Tedav...
Crackling Fireplace with Thunder, Rain and Howling Wind Sounds (HD)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Herkes’e merhaba!
🎷Geç geldim ama elim dolu geldim. Hatta yazarken kendimi o kadar kaptırdım ki kaç kelime yazdığımı bile bilmeyerekten yazdım. Bir baktım oho, sayfalarca yazmışım.😁
🎷O yüzden isterseniz bu bölümü bölerek okuyun, çünkü az sonra kaç kelime olduğunu ve kaç sayfa olduğunu söylediğimde şoka uğrayacaksınız en an benim kadar.
✏Bölüm 42 sayfa, yani 10180 kelime. O yüzden bol bol yorumlar bekliyorum.😇 Multimedyayı dinlemeyi unutmayın. sizi Seviyorum.
6. B Ö L Ü M
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Duyduklarım karşısında yutkundum.. Şimdi bu ne demek oluyordu? O ne demek istemişti? Kalbim neden teklemeye başlamıştı? Anlam veremiyordum. Ben anlam veremedikçe kalbim hızlanıyordu. İçimde bir yerlerde hep bana kafa tutan küçük kız artık dizlerinin üzerine çökmüş, sayıklamaya başlamıştı.
Yavuz’un az önce dedikleri bir eko gibi yankılanıyordu göğüs kafesimde, kalbimin tam ortasında. ‘Duyacaklarından sonra benimle kalkmak isteyeceğini sanmıyorum’ demişti bana, ona. O minik, geçmişin izlerini taşıyan on üç yaşındaki küçük kıza, annesine gözleri önünde tecavüz edilen, babasını kanlar içinde bulan, hayatında kendine yaslanacak tek dalı Yavuz olarak gören o minik Bahar’a..
Gözlerim nemlendi birden bire. Dudaklarından dökülecek kelimeleri duymak istemiyordum. İlk kez kulaklarıma kezzap döküp onu işitmemek istiyordum. Her ne kadar saçma gelse de içimdeki kızın ondan gitmemek isteyişini ben de istiyordum. Ondan gitmek istemiyordum. Tamam, tanışalı iki üç gün olmuştu ama, ben onu yıllardır tanıyormuş gibi hissediyordum. İlk kez bu kadar tuhaftım. İlk kez bu kadar korkmuyordum ama ilk kez korkuyormuşum korkuyordum.
“Ne demek o?” dedim bir anda. Bunu içimdeki kızla birlikte hesap sorarcasına sormuştum.
Kollarını masanın üzerine koyup bana doğru eğildi. Gözlerim lacivert balıkçı kazağının gerilmesi ile ortaya çıkan pazılarına kaydı. Dikkatim dağılacakken kendimi toparlayıp özüme döndüm. Şu an onu gözlerimle taciz etmemin hiç sırası değildi. Şu an onun dediklerini anlamam gerekiyordu.
