39. Bölüm:"Sevgilim"

3K 245 123
                                    

kimseseninkadar_ Şimdiden doğum gününü kutluyorum, bebek. Belk idoğum gününe bir bölüm gelmez diyerekten erken tebrik ediyorum. Hep mutlu ol!

 Hep mutlu ol!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

     39. B Ö L Ü M

                Gördüğüm manzara beni şaşırtmıştı, fakat garipsememiştim. Zaten bu odaya gelene dek o kadar şey görmüştüm ki şaşırma hakkımı kaybetmiş gibi hissediyordum. Kocaman bir oda vardı karşımızda. Duvarları hava mavisi duvar kağıtı ile kaplanmıştı. Tavanda odayı loş bir şekilde aydınlatan beyaz, çiçekli bir avize vardı. Karşıda başka bir kapı daha vardı ama o metal bir kapıydı. Sağ tarafta çift kişilik bir yatak mevcuttu. Sol tarafta ise iki kişinin sığabileceği genişlikte sarımtırak kanepete, tam karşısında cam sehpa, cam sehpanın hemen arka tarafında, duvara dayalı tavana kadar uznana kitaplık vardı. Oda genel olarak şirin bir yatak odasına benziyordu.

"Yatak odası?" dedim, fısıldayarak.

Kollarını belime dolayıp çenesini omzuma bastırdı ve öne doğru ittirdi beni. Birlikte içeriğe girdik. Zemin ahşaptı ve koyu yeşil, yuvarlak bir halı serilmişti tam ortaya, yatağın karşısına.

"Burası bizim sığınağımız, güzelim.."

"Sığınak?" dedim, kolları arasından sıyrılıp yatak odasının yanıbaşındaki beyaz komodine doğru ilerlerken.

"Hım.." dedi, Yavuz. "Ortadan kaybolmamızın gerektiği anlar için.."

O görmese bile masum bir tebessümle, "Anladım.." dedim. Komodinin üzerinde yüzüstü yerleştirilen bir fotoğraf çerçevesi vardı, dikkatimi çekmişti.

Çerçeyi aldım. Kalın bir çerçeveydi. Kalın ve ağırdı. Çerçeveyi yavaşça çevirdim, fotoğrafı görünce yutkundum sertçe. Bu fotoğrafta ikimiz vardık. Ben.. Ben onun koynunda uyuyordum. Uyumak masum bir kelimeydi hatta. Ahtapot gibi adama sarılmış, kafamı gömebildiğim kadar boynuna gömmüştüm. Ağzım hafif aralıktı ve az miktarda salyam onun köprücük kemiğinin üzerine akıyordu.

Keşke daha erken gelseymişim.. dedi güçlü, arsız, espritüel tarafım. Küçük kız oflayarak kollarını göğsünde çaprazladı ve sırtını bana dönerek oturdu. Son zamanlar hiç anlaşamıyorduk. Diğer taraf aramıza mı girmişti, yoksa ben mi büyümeye başlıyordum? Zaten ikisi de aynı şey değil miydi? Daha sert tarafım varolduğundan beri ben büyüyordum.

Düşüncelerimden ayrılıp fotoğrafa bakınmaya devam ettim. Ona baktım; Yavuz bir kolunu bana sarmış, çenesini kafama bastırmıştı. Diğer elinde sanırsam telefon vardı, çünkü fotoğraf yukarıdan çekilmişti. Yavuz ise gülümsüyordu o sırada. Dişlerini gösterecek şekilde hem de. Zaten küçük olan gözleri kısılmış, yanakları hafif pembeleşmişti. Küçük bir oğlan çocuğu gibi gözüküyordu tıpkı. Gözleri gülüyordu.

Senden Önce | Mavi Hilal | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin