31. Bölüm: "Ailemiz"

3.3K 290 386
                                    

31

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

31. B Ö L Ü M

Keyifli okumalar!

Neyse, sınır falan koymuyorum insafınıza kalmış.

Hesap günü is coming,

Allah is watching yani!

Hayde, pamuk eller klavyeye!

🔗

     Eylem’in gece kadar kara gözlerine bakarken orada sadece korku ve endişeyi görebiliyordum. Normalde sahip olduğu şeyin nasıl mucizevi bir şey olduğunu idrak etmeli ve sevinmeliydi, belki de seviniyordu fakat bunu ben göremiyordum onun gözlerinde. Belki de ben yanılıyordum ve cidden içten içe çok mutluydu. Belki de göz pınarlarından akan bu göz yaşları mutluluk gözyaşlarıydı...

“Be-Ben..” diye yutkundu Eylem. Elleri refleks olarak rahminin üstündeki yeri alıvermişti. “Onu taşıyamam, Bahar..”

Eylem alt dudağını parçalamak istermişcesine dişledi ve ileri geri sallanarak sessiz sakin ağlamaya devam etti; Daha acıverici, daha yürek parçalayıcı bir şekilde.. Söylediği o malum cümle zihnimde birkaç kez ard arda yankılandı. Beynim önce algılamak istemedi bu gerçeği. Bekledim. Sustum. Sadece gözlerine diktim gözlerimi. Ona ne kadar süredir öyle donarak baktığımı bilmiyordum ama, gerçekler bi tokat misali yüzüme çarptığı o zaman diliminde irkilerek ona bakmıştım.

“Ha?” dedim anlamayarak. “Ne diyorsun, Eylem?”

Eylem alt dudağını dişlerinin işkencesinden kurtarıp, “Olmaz, Bahar. Onu büyütemem. Onu doğuramam!” dedi.

Küçük kız küçük konur gözlerini kısıp ona karşımda duran bu kadına nefretle baktı. Yere çöktü, minik bacaklarını kendine çekip çenesini dizlerinin üstüne bastırdı ve kaşlarını çattı. Onunla konuşma! dedi acımasızca. Gözlerinde biriken sevinç yaşları artık hüzün yaşlarıydı ve yanaklarını ıslatıyordu. Söyle gitsin, konuşmasın bizimle!

Dur, miniğim, dur. Bir anlayalım durumu, bir anlatsın durumu.. Belki biz yanlış anlamışızdır? İnsan kendi bebeğini istemez miydi? Hele ki bahsı geçen kişi Eylem’ken. Olamazdı, mümkün değildi ki böyle bir düşünce.

“Bakma bana öyle, suçluymuşum gibi..” diye hıçkırdı Eylem. “Onu aldırmak zorundayım, Bahar. Ona iyice bağlanmadan, her şey geç olmadan önce onu oradan çıkarmalıyım..”

Göz pınarımdan bir damla yaş yuvarlanıp çeneme, oradan da avuçlarımda tuttuğum gebelik testinin üzerine damladı. Ne diyordu? Nasıl böyle bir şeyi kolay bir şekilde kabullenebiliyordu?

“Ne diyorsun sen?” diye sesimi yükselttim. “Sen ne diyorsun, Eylem?”

Eylem korku ile titreyen parmaklarını ağzıma doğru uzatıp, “Yalvarırım, sessiz ol, Bahar. Duymasınlar, bilmesinler. Yavuz öğrenirse felaket olur, hele ki Fethi öğrenirse çıkmaz sokağa girerim..” dedi.

Senden Önce | Mavi Hilal | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin