BU KİTAP YAVBAH HAYRAN KURGUSU OLUP, YAVBAH FANDOMA İTHAFEN YAZILMIŞTIR.
Obsesif kişilik bozukluğu olan, bu hastalığı kendine pek dert etmeyen iki genç, kısa bir süre sonra hayatlarının hastalıkları yüzünden karardığı gerçeği ile yüzleşirler.
Tedav...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
16. B Ö L Ü M
✏Merhabalar efendim. Yeni bir bölümle daha birlikteyiz🙏
5846 kelime, kitap formatı ile 36 sayfa..
BU ARADA LÜTFEN BÖLÜMLERİ OKUYUP GEÇMEYİN, EN AZINDAN OY VERİN. KÜÇÜCÜK, MİNİCİK BİR YILDIZ SADECE, BASINCA BİR ŞEYCİK OLMUYOR. EN AZINDAN EMEĞE SAYGI OLARAK BASIN ŞU YILDIZ'A LÜTFEN🙏.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
“Ne aradı ne sordu, Vefasız uyuttu beni.. Buralarda zaman durdu.. Ah, dönmedi, unuttu beni...”
Eylem’in dudaklarından dökülen şarkı sözleri, ince parmakları dokunduğu gitarın haykırışları ile bütünleşip odanın her köşesine süzüldü. Tavana diktiğim nemli gözlerimi kıstım. Dökmemek için direndiğim o minicik damla maalesef bütün kurallarımı altüst edip sol gözümün kenarından kulağıma doğru aktı. Göz kapaklarımı kapattım. Koskoca üç gün; Üç gündür ondan ne bir haber alabilmiş, ne de onu görebilmiştim. Bir ruh gibi, sanki hiç hayatımda olmamamış gibi, daha önce buluşmamış, görüşmemiş, tanışmamış gibi hissediyordum.
Gitmişti işte. Bana hiç bir açıklama yapmak zorunluluğu hissetmeden gitmişti hem de. Oysa ben onun sözünü tutacağını düşünmüştüm. İster beni kırmayacağı, isterse de bundan sonra herhangi bir gizlimizin saklımızın olmayışı hakkında.. Aslında ne önemi vardı ki? Nihayetinde Yavuz Karasu sözünü tutmamıştı.
“Yangına körükle gitmesen mi acaba, Eyoş?” Gözlerimi tavandan ayırmadım ama Nazlı’nın endişe dolu ifadesini sesinden hissedebildim.
“Evet ya.. İçim bir tuhaf oldu..” dedi Su keyifsizce. Eylem gitarı bir kenara koyup başucuma oturunca yutkunup göz kapaklarımı kapattım ki daha fazla göz yaşı akıtmayayım.
“Hadi ama Bahar.. Üç gündür içine atıp duruyorsun. Hem biz de bilmiyoruz nereye gittiklerini. Bir şey demediler ki bize de..” dedi Nazlı.
