Gözümü açtığımda saatin 10 olduğunu gördüm mutfakta iki lokma birşeyler atıştırıp üzerime siyah dar paça pantolon uzun v yaka beyaz tişört ve beyaz ayakkabılarımıda giyip dışarı çıktım paşada yemeğini yedikten sonra birlikte dışarı çıkıp iş aramaya başladım iki saattir nereye girdimse iş yoktu daha doğrusu ayağım nedeniyle fazla yürüyemiyordum parkın içine girdik erkekler yaklaşmaya çalışsa da kurt köpeğinden korktukları için fazla yaklaşamıyorlar dı
'Aaaa Esila ne yapıyorsun burda ?"
Bu Berkay dı okulda en iyi arkadaşımdı hatta tek arkadaşım
' ne olsun berkay iş arıyorum sen ne yapıyorsun ?
'Bugün dersler boş olduğu için parka geldim sen niye okula gitmedin?'
'Dün araba çarptı o yüzden işe gidemedim patronda kovdu "
'Sen iyi misin bir yerine birşey oldu mu hangi piç çarptı polisi aradın mı?
' yo iyim sadece ayak bileğim çatlamış ama idare ediyorum.
aaa o arkandaki gitar değil mi ?'Evet geçen hafta aldım öğrenmek için ama daha fırsat bulamadım"
' izin verirsen birazcık çalabilirmiyim?
' tabi ki sormana bile gerek yok sen biliyor musun?'
' Evet Rahmetli annem öğretmişti
Gitarı elime alıp akordunu düzenledikten sonra çalmaya başladım şarkı söylemeyi sevdiğim için şarkıda söyledim
(Şarkı ;Naz ölçal yoksun )
Etraftakiler başımıza toplanmıştı herkes hayran hayran bize bakıyordu paşa bu durumdan rahatsız olup yüksek bir hırıltıyla etrafa bakınmış kalabalık paşadan çekinerek biraz uzaklaşmıştı
o sırada biraz ileride duran arabanın içindeki Karan Beyi görebiliyordum oda buradaydı şarkı bitince ayağa kalktım'Neyse Berkaycım sonra görüşürüz bulmam gereken bir iş var '
Deyip derin bir iç çektikten sonra topallayarak parktan çıktım Karan Beyin hala baktığını görebiliyordum çok yakışıklı biriydi ve tabi birazda korkutucu yolda topallayarak yürürken paşa birden koşarak uzaklaşmaya başladı bende arkasından olabildiğince hızlı ilerlerken paşayı kaybettim ama hala koştuğu sokağa doğru koşmaya devam ediyordum derken birden yüzümde havanın sıcaklığıyla ısınan betonun sıcaklığını hissettim
nazikçe bir el belimden tutup beni oturttu kim olduğunu anlamak için başımı yukarı kaldırdığımda o koyu kahve rengi gözlerle karşılaştım'Si.. sizz? '
' doktor sana dinlen demedi mi ne işin var parklarda sokaklarda?'
İlk defa biri beni böyle düşünüyordu kendimi çok tuhaf hissetmiştim.
' şey işten atılınca bende kendime iş arıyordum ayağım iyi yani o kadar acımıyor'
Şoförünü çağırıp arabaya bindik
'Ben eve kendim giderdim zahmet etmeseydi niz '
'Benim evime gidiyoruz ayağın iyi olana kadar bende kalacaksın '
Verdiği cevapla çok şaşırmıştım bir yabancının evinde kalamazdım
' Hiç gerek yok '
'Ben ne diyorsam o olacak sözümü ikiletme'
' ama köpeğim yok onu yalnız bırakamam '
' evine adam gönderirim onlar alırlar '
Hem çok düşünceli biri hemde bi o kadar soğuktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esila
Non-FictionHer kesin bir umudu vardır. Bir savaşı,kaybedişi, acısı , yalnızlığı, Bir hüznü .... Çünkü herkesin bir gideni vardır , İçinden bir türlü uğurlayamadığı..