.Duvarın Arkasından Çıkacak.

221 20 90
                                    


Haftalar geçmişti ve Sirius hastaneden çıkmıştı. Şimdi de James "lerin evinde ben, Sirius, James, Remus, Meda ve Nymphadora diye Hufflepuff da okumuş şimdi seherbaz olup aynı zamanda da Remus 'un sevgilisi olan bir kız oturuyorduk. Peter bir işinin olduğunu söyleyip gelmemişti.

" Hala Patiayak'ın baba olacağına inanamıyorum, resmen Çapulcular 2 kuruluyor."

"Haklısın Çatalak bende hala inanamıyorum. Senden de bir takım çalışmalar bekliyoruz Aylak dmsmcmsmcd."

James de Sirius 'un bu lafın gülmüştü.

"İsim düşündünüz mü Wanda?"

"Ne ismi Dora ya, çocuk daha ne kadar bir de isim mi düşünelim şimdiden?"

"Bence kız olursa adını Sara (Sera) koyalım. Şu sıralar fazla duyuyorum ve oldukça da hoş bir isim."

"Evet hoş bir isim sevgilim ama daha erken değil mi?"

"Erkek olursa adını kesinlikle James koyuyorsunuz. Patiayak bunu yapmazsan keserim seni."

"Bırak istedikleri ismi koysunlar James."

"Peki Patiayak kız mı olsun isterdin yoksa erkek mi?"

" Bana fark etmezdi ama erkek olmasını isterdim. Benim kadar yakışıklı, karizmatik, cesur, asi bir Gryffindor. "

"Üzgünüm ama Slytherin soyundan geliyorum yani kesin diyemem ama büyük bir ihtimal Slytherin olucak, üzgünüm aşkım."

"Görürüz sevgilim."

Sohbet böyle sürmüştü. Sonrasında kendi evimize yol almıştık.

"Yürüsek olur mu Sirius?"

"Elbette bebeğim."

Biraz yürüdükten sonra Sirius konuştu:

"O bir Gryffindor olucak görürsün."

Dedi ve ikimizde güldük. Beni kolunun altına aldı ve evimize kadar öyle gülerek gitmişik.

  Eve geldiğimizde üzerimizi değiştirdik ve yatağa yattık. Onun saçları ile oynuyordum.

  "Bu arada Black'ler ile konuşmayacaksan bile en azından Regulus ile konuş, o senin kardeşin, amca olacağını sen söyle."

Gözlerini kapattı ve kollarını belime sardı. Bu konudan hoşnut olmadığını belli eden homurtular çıkardı.

  "Bebeğim, o da bir Black. Onlar ile konuşmak istemediğimi biliyorsun. Beni ilgilendirek tek Black'ler sen ve bebeğimiz."

  "Yinede onunla konuş, benim için."

   "Pekala pekala. Artık bana yaklaş ve uyuyalım."

Ona yaklaştım, ellerini karnımda gezdirdi ve sonra birlikte uykuya daldık...

  Gece geç saatlerde uykum derinliğini kaybetmişti. Sirius 'u aradım ama yatakta yoktu, gözlerimi açtığımda giyinmiş bir şekilde karşımda duruyordu.

  "Nereye gidiyorsun Sirius?"

  "Yoldaşlık işleri bebeğim, boş ver sen uyu."

  "Bu saatte de mi? Sirius ben çok tedirgin oluyorum. Bu Yoldaşlığa az ara versen sevgilim?"

  "Korkma sevgilim, orada yalnız olmicam ki, sen uyanmadan dönmüş olurum."

  "Yinede istemiyorum, en azından bu gece gitme lütfen. Bak cidden kötü hissediyorum. Neredeyse midem bulanıyor."

  "Miden mi bulanıyor? İyi misin?"

   "Evet sanırım ama eğer gitmezsen daha iyi olurum."

  "Bana ihtiyaçları var sevgilim, lütfen aklım sende kalmasın, güzelce yat uyu. Sabah yanında olurum."

İster istemez onayladım, zorla tutamazdım sonuçta. Dudaklarımdan öptü ve gitti.

  Birkaç saat uyanık kalabilmiş ve onu beklemiştim ama gelmemişti sonra uykuya yenik düşmüştüm.

  Sabah kalkınca direk yanımı kontrol etmiştim ama gelmemişti. İçimde kötü bir his vardı huzursuzlukla karnımda gezdirdim elimi ve yataktan kalktım. Koridorlarda yoktu, onun ismini söyleyerek evin içinde gezindim ama hiçbir yerde yoktu. Daha sonra kapı çaldı, bir nefes verdim ve gülerek kapıya gittim o gelmişti.

   "Geç kaldın, ben uyandı...m bile..."

Kapıyı açtığımda Meda, Regulus, Cissy, James, Nymphadora ve Remus dikiliyordu ve surat ifadeleri hiçte iyi değildi.

   "Sirius nerede?"

Meda ve Cissy yanıma geldi ve elimden tuttu.

  "İçeri geçelim."

Ama kımıldamadım ve sorumu tekrar sordum.

  "Sirius nerede?"
 
Regulus da yanıma geldi.

  "Wanda içe-"

  "SİRİUS NEREDE?!"

Regulus beni kollarımdan tuttu onunda gözleri doluydu.

   "Be-ben çok üzgünüm Wanda... Sirius 'u kaybettik..."

İşte o an içimde bir şeyler kopmuştu...
Göz yaşlarımın arkasından gülümsedim.

"O oyun yapıyor dimi? Şimdi şu duvarın oradan çıkacak ve tekrar bana bebeğim diyecek, kolunun altına alacak. O gidemez ki daha sana amca olduğunu söyleyecek Regulus. O... O..."

İşte bu içinde olduğum durum saf çaresizlik... Nefes alamıyordum adeta, Regulus göz yaşlarının arasından bana sarıldı herkes ağlıyordu, Regulus 'un kollarından kurtuldum ve duvarın arkasına gittim biliyordum oradaydı. Meda ve Cissy peşimden geliyordu. Duvarın arkasına geldim ama o yoktu o hiçbir yerde yoktu.

Demek ki doğruydu... Gerçekten de... O... ölmüştü...

  Yere düştüm nefes alamıyordum, bahçedeki o kurumuş gül gibi ölüyordum yavaş yavaş... Dün akşam onun gitmesine asla izin vermemeliydim.

  Hayatın kendisiydi bu trajikomik, dün akşam birlikte gülüyorduk, o yanımdaydı, şimdiyse o gitmişti ve ben yapayalnız kalmıştım... Göz yaşlarımın arkasından etrafıma baktım, James ve Remus birbirlerine sarılmış ağlıyorlardı, Cissy ve Meda da öyle. Regulus güçlü görünmeye çalışıyordu ama dağılmıştı un kurabiyesi gibi.

  Peki ben? Ben kime sarılıcaktım? Ben kimin omzuna akıtıcaktım göz yaşlarımın altında gizlenen zehri?

Çığlıklar altında acımı anlatıyordum ama kim yazarı, ressamı tamamen anlayabilmişti ki?

Sonra bir karanlık...

   Bu bölümü yazarken resmen kendim yaşadım... Evet, Sirius Black öldü. Wanda 'yı dinlemedi ve bir bok varmış gibi de gitti. Bol bol yorumlarınızı -KAVGA OLMAYAN- ( @adel ve Ariana_Hale ) bekliyorum.

 #BİTTİ#  Karanlığın İçindeki Beyazlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin