O sürpriz ziyaretten tam bir hafta geçmişti. Birazdan Sara ile o lanet eve gidecektim. Yanımda akıl sağlığımı koruması için Regulus, James ve Meda da geliyordu. Ben bir tek James 'i istemiştim ama taktik geliştirdik:Annemler -bu kelime hala midemi bulandırıyor-
Regulus 'u, minicik prenslerini çok seviyorlar bu yüzden benimle ilgilenmeyi bırakıp ona saracaklar sonra James kendini rahat hissetmedi diye Meda 'yı istedi oradan da bir kaçış yolu bulurum ben.
Ayrıca Wanda 'nın bıraktığı defterde baştan sona kadar baya ilerlemiştim. Sanırım şu an yedinci ayın başlangıçlarındaydım.
Sara ile muggleların çok olduğu bir yere yerleşmeye karar verdim . Onu bu dünyadan olabildiğince uzak tutmak istiyordum.
Remus 'da birkaç gün önce dahiyane bir soru ile gelmişti:
"Wanda 'nın büyü güçleri kalıtsal ise bu Sara'da da var demek değil midir?"
Mükemmel bir soruydu ve açıkçası şu geçen bir hafta boyunca hiç farklı bir şey olmamıştı. Yani sanırım o kalıtsal yetenek yok olmuştu.
Eve girmek üzereydik Merlin, hiç mi kaçış yolum yoktu??
Sara hastalandı diye yalan uydursak hiç salmazlar, hemen şifacı çağırırlar. Kadere razı olucaz bakalım.
Regulus kapıyı tıklattı ve o muşmula suratlı Kreacher kapıyı açtı. Merlin bu suratsızı hiç özlemlemişim. Sara kucağımdaydı ve Kreacher ellerini ona uzatırken Kreacher'ın eline vurdum.
Kreacher tıslamaya benzer bir ses çıkardı ve vurduğum elini hafiften ovdu sonra yerlere kadar kapandı.
"Bu taraftan efendiler, Efendi Bayan Black sizi içeride bekliyor."
Ve bizde geçtik. Kızımı buraya getirmek kesinlikle kötü bir fikirdi. Walburga Black oturduğu yerden çığırıyordu.
"Kreacher! Regulus ve torunum Vega hala gelmedi mi?!"
"Geldik anne."
Ayağa kalktı ve yüzüne memnun olduğunu ifade eden bir gülümseme takındı.
"Oğluum! Seni görmek çok güzel."
"Seni görmek de öyle anne."
"Andromeda! Ne kadar da güzelsin hala."
"Teşekkür ederim Walburga hala, sizde hala çok güzelsiniz."
"Görüyorum hala saygılısın, ah kardeşim ve o karısı seni çok iyi eğitmiş. Orion ve benim yapamadığımızın aksine."
Evet, bu iğneleme bana özel yapılmıştı.
"Sende sanırsam James Potter'dın? Andromeda 'nın Gryffindor'lu kocası. Sirius 'un evden yanına kaçtığı arkadaşı.""Evet o Walburga, artık oturalım da. Çabucak şu tımarhaneden kurtulayım."
"İşte bahsettiğim şey tam olarak buydu Andromedacım. Yüzkarası oğlum bana ismimle hitap ediyor. Büyüdüğü eve de tımarhane diyor."
"Ne yapmamı bekliyordun ki?"
"Neyse ne bana torunumu ver. Sizde şöyle oturun."
Dedi koltukları göstererek. Hepimiz koktuklara oturduk. Walburga tek kişilik koltuğuna oturmuştu. Meda ve Regulus birlikte bende James ile oturuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
#BİTTİ# Karanlığın İçindeki Beyazlar
FantasyBen Wanda Riddle hesabımı kullanamadığım için yeni bir hesap açtım. Hikayenin devamını burada sürdürücem.