1~ Sunum

24.5K 2.2K 3.2K
                                    

Lütfen yorum yapıp beğenmeyi unutmayın. İyi okumalar!

--

1. Bölüm "Evren, kesinlikle adil değildi."

Dışarıda devam eden savaş canlıları çok kötü etkiliyordu. Savaş en başta yeterince kötüyken, iblislerin ortaya çıkması olayları çok daha fazla karıştırmıştı. İblislerin amacı belliydi; onlara verilen cezanın intikamını almak. Bu intikamın en üstünde bulunan kişi Tanrı'ydı ve ona ulaşmak için iblisler her canlının ruhunu acılar içinde bırakarak öldürmekten çekinmiyorlardı. Özellikle iblisler, baş düşmanları olarak gördükleri meleklerin sırf daha yüksek rütbede oldukları için savaşa katılmayanlarını öldürmeyi çok istiyorlardı. Sokaklar meleklerin kopuk kanatlarına ve kanlarına bılanmışken, yüksek rütbeye sahip meleklerin tek yaptıkları her zamanki kokteyli buluşmasını Baş Melek'in evinde gerçekleştirerek, çözüm yolu bulmak adı altında saçma konuşmalar yapmalarıydı. 

Mutfakta, elimdeki altın kaplamalı tepsinin içindeki kırmızı şarapla kutsanmış şarap bardakları ile dikilirken, açık mutfak kapısının önünden geçerken beni gören her meleğin aç bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Gergindim, hem de fazlasıyla. Her hafta gerçekleşen bu kokteyliye sahibim olan melek ilk defa katılmamı istemişti. Beni hizmetlilerin ellerine bırakarak süslenmemi, güzel kıyafetler giyerek baştan çıkarıcı kokulara bürünmemi sağlamıştı. Eğer yapabilseydim ona karşı çıkardım ama şu an dışarıdaki savaşta ölüm-kalım savaşı vermememi sağlayan kişi beni himayesinde tutan sahibimken, böyle bir şeye yeltenmem ölüm fermanı olurdu.

Hizmetliler bana kıyafetlerimi giydirirken sürekli birbirlerine tedirgin bakışlar atmışlardı ve bu bakışların nedenini üstümdeki kıyafetlere her baktığımda daha iyi anlıyordum. Burada yaşadığım süre boyunca istediğim şeylerin giyilmesine laf edilmemiş olsa da bugün giydirilen şeyler kendimi savunmasız hissetmeme neden oluyordu.

Üstüme bir şey giydirilmemesi en başında bir sorunken, altıma kenarları çapraz dantellerden oluşan ve kasıklarıma kadar yırtmacı bulunan bir etek giydirilmişti. Etek iki parça gibi duruyordu ve yere kadar uzanmasına rağmen bana hiç mahremiyet sağlamıyordu. Artı olarak her zaman sahibim olan meleğin istediği gibi kuyruğumu, acıtsa bile eteğin içinde tutuyordum. Hiçbir zaman türümden utanmamıştım ve sahibimin de utandığını sanmıyordum. Neden böyle kıyafetlerin içine sokulduğumu ve kuyruğumu gizlemek zorunda olduğumu bilmiyordum ama bana makyaj yapan hizmetlinin dediği cümle aklımdan çıkmıyordu.

" Bu kıyafetler ırkının satılmak için sunulduğu zaman giydiği şeyler."

- Çorap ve ayakkabılar yok

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

- Çorap ve ayakkabılar yok.-

Buna inanmak istemiyordum çünkü sahibim olan meleğin beni sevdiğinden emindim. Hem de şu ana dek bir dediğini iki etmemişken neden beni satmak isteyecekti ki?

" Taehyung!" Daldığım düşüncelerden uzaklaşmamı sağlayan sert sesle tuttuğum tepsinin kenarlarını sertçe kavrayıp kafamı kapıya çevirdim. Servitor ırkından olan hizmetli bana sert bir bakış attığında gözlerimi kaçırıp yere baktım. Servitor'lar meleklerin hizmetçileriydi. Evrende bulunma amaçları meleklere hizmet etmek olan Servitor'lar insan kadınlarına benzeyen görüntülerine artı olarak kafalarında iki boynuza sahiptiler. Gözleri sadece kırmızıya bulanmıştı ve arkalarında bir tane kanatları bulunuyordu. Bildiğim üzere iki kanatlı doğan Servitor'lar, sahipleri olan meleğe sonsuza dek itaat edeceklerine yemin etmek için kanatlarından birini kesip veriyorlarmış. Bu kadar büyük bir bağlılıklarının olması beni her zaman korkutmuştu.

Infernum / VkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin