Sabah namazımı kılıp seccadenin üzerinde oturdum, güneşin doğuşunu bekliyordum.Zahide teyzenin dediği şeyi düşünüyordum, aklıma internette gördüğüm yazı geldi ‘Seni Allah’a götüreni sev!’ Bana Allah’ı anlatan, ibadetlerimi yapmamı sağlayan, intiharın eşiğinden kurtaran Ali hocaydı.Evlenmek tabii ki her kişininde olabileceği gibi benimde hayalimdi ve Ali hoca bunun için gerçekten uygundu.
Güneş doğmuştu, Ömer ile Betül’ün sesleri geliyordu, sabahları koşuya gidiyorlardı.Bende hazılanıp başımı örttüm, bu gün bende koşmak istiyordum.
Koşmaya başlamıştık, bütün gücümle hızlıca koşuyordum, Ömer’de hızlandı beni geçmek için ben yavaşladım ve durdum, baya yorulmuştum oturdum.
Betül yavaş yavaş koşuyordu, Ömer koşmaya biraz daha devam edip yanıma gelip oturdu.
-Ayşe ben namaz kılıyorum.
-Ne?
-Sevinmedin mi?
-Sevindim, şaşırdım.Nasıl ama?
-Ali hoca yardımcı oldu, kazadan sonra öğrenmeye başladım.
-Bayadır kılıyorsun o zaman.Çok güzel çok sevindim.Betül biliyor mu?
-Hayır bilmiyor, söyliyim mi?
-Söyle, korkma O’da çok sevinecek.
Susmuştuk, Betül bozdu sessizliği:
-Oturmak için çıkmadık hadi kalkın koşun bakalım ikizler.
Gülüşmüştük, kalkıp koşmaya devam etttik.Eve yürüyerek gitmiştik artık, hepimiz duş alıp kahvaltıya oturduk.
Kahvaltı sırasında Ömer:
-Betül ben namaz kılıyorum, demişti birden.
-Çok sevindim Ömer! O zaman benim başımı örtmeme izin verirsin?
-Tabi izin veririm, bunu istiyeceğini hiç tahmin etmezdim.
Ben atıldım lafa:
-E artık evlenirsiniz.
İkisi de gülüşmüşlerdi.Gözlerinden belliydi çok sevinmişlerdi.Telefonumun çalmasıyla müsade istedim.
-Burdun Ali hocam?
-Ayşe hanım sizinle konuşmamız gereken bir konu olduğunu düşünüyorum.
-Evet haklısınız, aslında bende sizi arıyacaktım.
-Öğle yemeğinde, caminin yanındaki çay bahçesinde görüşürüz o zaman, size uygun mu?
-Evet, saat:12 gibi orda olurum.Hayırlı günler.
-Hayırlı günler.
Nasıl konuşacağımı hiç bilmiyordum Ali hocayla.
-Betül örtünmek istiyorsan hadi bakalım kahvaltını bitirdiysen odama gidiyoruz.
Gülümsemişti;
-Tamam ama sadece bu gün senden giyinirim sonra doğru alışverişe, kabul mü?
-Kabul sen giyin, hemen gidelim.
-Olur, diyipodama gitmiştik.Betül’e uygun kıyafet seçtikten sonra başını ben örtmüştüm.
Bende üstümü değişitirip, başımı örttüm.Betül’le beraber aşağı indik.Ömer, Betül’ü böyle görünce çok mutlu olduğu yüzünden belliydi.
-Ömer biz alışverişe gidiyoruz, hadi Allah’a emanet ol ikiz, demiştim.
-İlk defa bana ikiz dedin Ayşe , hadi görüşürüz.
Betül çok heycanlıydı, arabama binip alışveriş merkezinin yolunu tuttuk.Alış verişimizi yaptık, kendimede bir kaç şey almıştım.
Saat 12 ye yaklaşıyordu
-Betül sen beni çay bahçesine bırak, arabamla eve git, sonra ben şöförü ararım gelir beni alır.
-Tamam Ayşe.
Eşyaları bagaja koymuştuk.Ayşe beni çay bahçesine bıraktı, vedalaşıp eve gitti.Saat daha 12 değildi, Ali hoca birazdan gelir diye düşünüp, oturdum,nasıl konuşacağımı bilmiyordum.