•Öncelikle yine selaaam.
•Normal'de bu bölümü atmayacaktım ama hazır taslakta ve bir problem olduğu için atayım dedim.
•Bir arkadaşımız (sonuna kadar hak veriyorum onun için sakın karışmayın ona en doğru ve haklı yorumu yaptı.) Sercan konusundan sürekli gitmelerin sıktığını söyledi. Bu bölümde işte neden sürekli Sercan'dan konuştuklarını anlayacaksınız ara bölüm gibi bir şey oldu. İlk defa bilinmeyenindene hissettiğini neden yaptığını anlayacağız. kdmdld
^^^
💫Yazarın Anlatımı💫
"Beni iyi dinle Yusuf, bir an önce kendini toparlaman lazım oğlum duyuyorsun beni değil mi?"
"Sercan farkındayım. Bu ölen dokuzuncu kişi ama se-" Sercan sözünü kesmişti.
"Aması yok Yusuf! Dolunay'a aşırı yoğunlaşmaktan bütün işe kendini veremiyorsun. Sana zaten demiyorum o kıza yazma diye, ama lütfen azıcık sirkelen. Yoksa bu görevden seni alacaklar."
"Ne demek şimdi bu?" diye sinirle konuşmuştu Yusuf. "Bu ne demek oluyor?" Sercan derince nefes verdi.
"Yusuf üst birimler insanların sürekli ölmesi ile ilgili iş yapmadığımızı hatta bu olayı boş verdiğimizi düşünüyor. Özellikle seni bu görevden men etme gibi bir düşünce var akıllarında. İşine konsantre olup ilgilenmediğin için zaman kaybı olduğunu düşünüyorlar." Yusuf derince nefes aldı.
"Peki Sercan seni de anlıyorum. O zaman söyle o üst birimlere, ben olaydan çekiliyorum."
"Yusuf saçmalıyorsun!"
"Saçmaladığım yok Sercan! Belli ki yapamıyorum bu işi. Kendi başıma halletmeye çalışacağım."
"Seni dinleyeceğimi düşünüyorsan yanılıyorsun. 10 dakika sonra emniyette ol. İstediğin dosyaları hazırlamış Kenan."
"Ser-" Adam sinirle sözünü kesti.
"Yusuf 10 dakika dedim! Fazlası yok." Yüzüne kapatılan telefon ile Yusuf derince soludu.
Kafası bu ara aşırı derece Dolunay ile doluydu. Söylediği şeyler onu ümitlendiriyordu ama buna inanasıda gelmiyordu. Daha fazla ileride gidip soramıyordu çünkü Dolunay sürekli konuyu değiştirme düşüncesindeydi.
Dün yine Seri denilen gereksiz heriften birinin daha ölüm haberini almışlardı ve bu olay Yusuf'un canını sıkıyordu. Sanki her seferinde başa sarıyor gibi hissediyordu. Tekrardan telefonunun çalmaya başlaması ile düşüncelerine ara verdi. Dolunay arıyordu.
"Efendim Dolu?" Yüzünü sıvazlayıp sakince sorduğu soru karşılığında aldığı cevap endişelenmesine sebep oldu.
"Bil...inmeyen , Ser...i yin...yine yaz...dı. Tanıma...dığım bir...ini öld...öldürmüş." Karşı taraftaki Dolunay sakince nefes alıp devam etti. "Gü...Güney Yaz...ar." Yusuf şaşkınca olanları dinliyordu. Dün zaten birini öldürmüştü sabahın 8'in de başka birini daha mı?
"Biri daha mı öldü?"
"Bi...ri dah...a."
" Tamam Dolunay sen sakin ol. Zaten şimdi emniyete geçiyordum."
"Bi...lo?"
"Efendim Dolu?"
"B...en cid...cidden kork...maya başl...adım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFAZİ💫
FanfictionBilinmeyen: Kendini boşuna üzüyorsun. Bilinmeyen: Boşu boşuna yıpratıp tedavini zorlaştırıyorsun. Bilinmeyen: Şunu unutma, Bilinmeyen: Sen engelli değilsin. Bilinmeyen: Tıpkı seni sevmem gibi, engel değil. Bilinmeyen: Afazi bir engel değil.