"Sen eşittir ben"

436 61 64
                                    

Yusuf normal odaya alındığında içeriden Erdem Bey'in çıkıp bize güzel haberler vermesini bekliyorduk. Sercan yerinde duramıyor, Kenan mutluluktan ağlıyor, İlayda tırnak etlerini kemiriyor ben ise ağlıyordum.

Kapı açıldığı an hepimiz oturduğumuz yerde doğrulmuş ve doktora bakmaya başlamıştık. Doktorun yüz ifadesini gördüğümüzde ise afallamıştık.

"Bi...r prob...lem mi v...ar Er...dem Bey?"

"Haberler maalesef iyi değil."

"Ne demek şimdi bu?" İlayda'nın ani çıkışı ile beklemediğim bir tepki olduğu için şaşırsam da tekrar eski halime dönüp doktora bakmaya başladım.

  "Felç mi kaldı? Kör mü oldu? Ne oldu söyler misiniz artık!?" Kenan sinirle konuştuğunda Sercan elini omzuna koyup sakinleşmesi için sıktı.

  "O kadar kötü aslında bize kalırsa değil ama sizi bilemem."

  "Erdem lafı dolandırıyorsun, yapma. Açık açık söyle durum ne?"

  "Sercan, Yusuf Afazi hastası oldu."

^^^

Sercan'ın odasınsan da sonunda çıkıp Yusuf'un odasına doğru ilerlemeye başladım. Kenan bayılmıştı, Sercan ise az daha kalp krizi geçiriyordu. İlayda'yı da zorla sakinleştirdiklerinde hepsini ayrı ayrı odalara almışlardı. Bende tek tek ziyaret edip durumları nasıl bakıp en sonunda Yusuf'un yanına gelmiştim.

O an aşırı ağladığımı biliyorum. Afazi kelimesini duymak resmen fobim olmuştu. Ama Yusuf için güçlü olmak zorundaydım. Çünkü daha o başındaydı...

Kapıyı çalıp açtığımda Yusuf tavanda ki gözlerini bana çevirmişti. Gözleri dolu doluydu ki bu en normal olan şeydi. Çünkü lafta değil yaşamak her zaman en zor olan şeydi.

Gülümseyip yanına yaklaştığımda hareketlenip oturur pozisyona gelmek istediğinde elimle durmasını işaret ettim ve boş olan tarafına oturup elini tuttum. Önce onu gösterip elimle eşittir işareti yapmış sonra kendimi göstermiştim. Sen eşittir ben... Gülmüştü. Her an ağlayacak gibi duran gözlerine baktığımda benimde gözlerim dolmuştu.

O an olabildiğince el işaretleri ile konuşmaya başlamış ve hatta yeri gelmiş kahkaha atmıştık.

^^^

💫 3 Yıl Sonra 💫

"D...olu ya sık...sıkıldım." Kelimeleri hatırlamakta güçlük çektiği için bazen heceler arası nefes alan Yusuf'a göz devirdim. 3 yıl önce karşımdaki beni görüyordum resmen.

"Yusuf beni sinir etme. 5 dakikadır sana aynı kelimeyi söylettirmeye çalış...ıyorum." Hala tam düzelemesemde yine de konuşmam gayet iyiydi. Uzun cümleler kurarken arada takılıyordum ya da ilk defa telaffuz edeceğim kelimelerde aynı şeyi yaşıyordum.

  "A...ma haya...tım ci...dden daral...daraldım."

  "Yusuf yavru inek bakışı atma bana. Düş...müyorum." Ayağa kalkıp su içmek için mutfağa yöneleceğim sırada Yusuf çelme takmış ve düşmemi sağlamıştı.

  "Han...i düşmü...yordun ban...a?"

  "Çelme taktın!"

  "Yi...ne de ba...na düş...tün!"

  "Yusuf, düşmesem sevgili olur muyduk?" Göz devirip yerden kalkmış ve mutfağa ilerlemiştim. Yusuf ise şaşkınca bana bağırmıştı.

  " La...n biz sev...giliyiz de...ğil mi?"

Elimde su bardağı ile yanına gidip ona uzattım. O ise elimden alıp içmeye başlamıştı.

"Evet. Şüphen mi var?" Su içmeyi bırakıp bardağı iki eli arasında tutmaya başladı.

"Du...r baka...yım var...mıymış." Hızla dudağımı hafifçe öpüp ayrılmış ve sinsice sırıtmıştı. "Yo...kmuş."

"Salak." Karnına hafifçe vurduğumda kahkaha atmıştı.

"Ha...di kal...k pas...taneye gi...gidelim." Başımla onaylayıp kalkmıştım. Yusuf'un evi olduğu için ben zaten hazır halde duruyordum o da hemen hızla giyinip bir alt sokaktan çıkıp caddede ki kafeye gitmiştik. Siparişleri verdikten sonra konuşmaya başladım.

  "Sercan ile yarın mı görüşmen.?"

  "Ev...et. Her çarşa...mba ak...şam yeme...ği bili...yorsun."

  "Evet biliyorum, olan biten durumları ve arada Sercan'ın senden yardım isteme aşamaları. İlayda ile aralarında bir şey yo...k mu hal...a?"

  "Ha...yır. Çü...nkü sa...lak Serca...n açıl...mıyor kı...kıza!"

  "Sercan'ı da anla Yusuf. Hani sende o yolları geçtin." İmada bulunduğumda yine o muzip sırıtışını yaptı.

  "Se...n ba...na her tür...lü düş...düşerdin a..ma ben, ben...i ta...nı iste...istedim."

  "Yav he he. Bir tarafım yemedi demiyor."

  "Adı...m gi...bi ol...uyordum san...a ken...dimi anla...anlatırken." Kahkaha atmıştık ikimizde.

  "Yusuf bak sana ne getirdim." Kaşlarını çattığında çantamdan kutuyu çıkardım. Hala anlamaya çalışıyordu. Kutuyu ona çevirip açtığımda sahte şaşkınlıkla bana bakmaya başladı.

  "Bu bi...r evlen...me tek...lifi mi!?"

  "Yusuf mal mısın?" O tekrardan kahkaha attığında ben gülüp göz devirmiştim. Kutuda ki yüzüğü çıkartıp ayağa kalktım ve Yusuf'un yanına gidip diz çöktüm. "Benimle evlenir misin Yusuf?"

  Herkes bize "mal bunlar!" bakışı atarken Yusuf yine kahkaha atmıştı. Gülüp pelinsu moduna girdi ve ellerini çırpıp bağırdı.

  "Ev...et!" Ayağa kalktığında herkes bize gülerken yüzüğü elimden alıp gözlerimin içine baktı. "Ama as...ıl san...a sor...mak la...lazım."

  Tam yere eğilmek üzereyken kolundan tutup onu durdurdum.

  "Teklif etmene gerek yok. Tabii ki cevabım seninle konuşmaya başladığımızda şekillenmişti. Evet!" Bu sefer ben bağırdığımda diğer masadakiler beni alkışlamıştı. Yusuf hemen yüzüğü parmağıma takmış ama o an ki heyecanı ile olayları karıştırıp bir de alnımdan öpüp 'Helalimsin!' demişti.

  "Yusuf o bu bölüm değil aşkım."

  "Heye...candan ne yap...yaptığımın far...kında mıyım be...n!" Sitem edip yerimize oturmuş ve el ele tutuşmuştuk. "Ee düğ...ünü gele...cek ay...ın birin...e mi yap...yapsak?"

  Göz devirip güldüğümde o da gülmüştü. Gerçekten normal bir çift hiç bir zaman olamayacaktık o kesindi.

^^^

  •12:30 alarmım çaldı ama ben bölüm yayınlamam gerektiğini unuttum☹️ çook özür dilerim 💕

  •Cumartesi görüşmek üzere hoşçakalın💕💙

AFAZİ💫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin