"Beni tanımasa."

402 60 46
                                    

  Doktorun cümlesi ile Sercan kalbini tutup yere yığılmak üzereyken Kenan tutmuştu. Hızla hemşireler sedye getirip Sercan'ı yatırmış ve bir odaya almışlardı.

Olanlardan sonra ben ise daha fazla dayamayacağımı anlamış ve bayılmıştım. Şimdi ise yoğun bakım ünitesinin önünde , camın arkasındaki Yusuf'a bakıyordum.

  Hayal ettiğim gibi gitmiyordu hiç bir şey. Önce bulunacağına inanmıştım katilin, sonra bana bulaşmayacağına ve en sonda Yusuf ile muhteşem bir sevgili olacağımıza... Ama hepsi benim inadıma tersi çıkmıştı.

  Yanıma birinin geldiğini fark etmemle kafamı çevirip gelene bakmıştım. İlayda samimi bir biçimde gülümseyerek elindeki bir diğer kahveyi bana uzatmıştı. Elinden alıp bende zoraki ama samimi bir biçimde gülümseyip teşekkür etmiştim.

  "Yusuf ile ne nasıl tanıştınız?" O sedyede yatan Yusuf'a bakarak sorduğunda bende kafamı çevirip bakmıştım. Hareketsiz bir biçimde uyuması canımı sıkıyordu.

  "Ban...a ano...nim oldu."

  "Gerçekten mi?" Şaşkınlık ile sorduğunda kafamı ona çevirmemiş ama hafifçe gülmüştüm.

  "Gerçek...ten."

  "Konuşman... Yani ne oldu sana?"

  "Afa...zi hastasıyım." Homurdanarak söylemiştim hem de uzunca bir aradan sonra. Eğer Yusuf şu an uyanık olsa benim ağzıma etmişti.

  "Çok yakışıyor sana. Sevimli duruyorsun." Ciddi olup olmadığına bakmak için kafamı çevirdiğimde gülümsediğini fark ettim. Ya çok güzel rol yapıyor ya da ciddi ciddi konuşuyor. "Ee nasıl bilinmeyen olma kararı vermiş anlattı mı sana?"

  "Be...nde bir kati...l yüzün...yüzünden böy...le ol...dum. Yusu...f kur...tardı hayatı...mı. Yin...e."

  "Kahramının olmayı seviyor demek ki." Yusuf'a sırıtarak baktım. Kahramanım değilde daha çok sevgilim olmak istiyordu. İstiyordu... uyanık olsa yine ister miydi? Onun başına bu işleri ben getirmiştim sonuçta. Beni tanımasa böyle bir şey olmayacaktı. O bıçaklanmayacaktı. Benim yüzümden acı çekmeyecekti. "Dolunay?"

  "Efe...ndim."

  "Yusuf'un eğer bu durumda senin yüzünden olduğunu düşünüyorsan yanılıyorsun. O seni kendi istediği ile kurtardı."

  "Ben...i tanım...asa böyl...e olm...azdı."

  "İlayda , Dolunay ile beni yalnız bırakır mısın?" Sercan'ın sesini duymamla irkilip ona bakmıştım.

  "Tabii ki." İlayda yanımızdan uzaklaştığında Sercan için kayıp yer açmış ve ona bakmaya başlamıştım. O ise Yusuf'a dolu dolu gözlerle bakıyordu.

  "İnan seni şu an tanımıyor bile olsaydı başında bu bela olduğu için yine tanımış olacaktı."

  "O zam...an keş...ke be...n olmasay...dım."

  "Biliyor musun Dolunay. Eğer kasıtlı olduğunu bilsem ya da onun anlattıkları kadarıyla bile olsa seni tanımasam oğlumdan farksız birinin başına bunun gelmesinden seni sorumlu tutup bağırıp çağırabilirdim." Gözündeki yaşı silip bana baktı. "Ama bunu sen isteyerek yapmadın. Yusuf'un artistlik yapası geldi. Her zamanki geri zekalı Yusuf!" Cama yumruk atmıştı. "Söyle Kenan'a silahı çıkartıp vursun ne diye atlıyorsun üstüne kaplan edasıyla!"

  "Yin...e be...nim yüzü...mden anlam...anlamı çıkı...yor."

  "Sana mı saydırma mı istiyorsun?"

  "Ev...et."

  "Kusura bakma suçsuz birine saydırmak prensibim değil."

  Sercan'a Yusuf hayran olmakta haklıydı. Mantıklı davranıyordu. Anlamadan dinlemeden bir işe kesin yükümlü bakmıyordu.

AFAZİ💫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin