"Öldü."

418 64 23
                                    

"Dolunay! Yavrum sabah haberlerde gördüm iyi misin!?" Annem'in endişeli sesini duyduğumda İlayda ile hastaneye giriş yapmıştık.

"Ne...yi gör...dün haber...haberlerde?"

"Evini. Sana dedim Dolunay buraya gel diye! Bak az daha başına işler geliyordu. Yazık oldu diğer polise de durumu ağırmış." Yüzümü sıvazlayıp İlayda'ya dışarıda olduğumun işaretini verdim ve yanından ayrılıp bahçeye çıktım.

"An...ne o po...lis değil."

"Polis dediler haberlerde. Aman her neyse biz zaten yoldayız babanla. Oğlanı da ziyaret ederiz."

"Yus...uf. Psi....koloji ve Krimi...noloji uzman...ı. Ben...i ilk kur...taran da oyd...u. Kat...ilin ban...a yaz...dıklarını ona hab...haber veriyor...dum. Konu...şuyorduk yan...i."

Anneme bir süre daha olanları anlattıktan sonra telefonu kapatıp içeri girmiştim. Yoğun bakımın önünde Kenan , Sercan ve İlayda vardı. Yanlarına gittiğimde Sercan sadece hafifçe gülümsemişti. Kenan görmemişti.

"Dolunay."

"Mer...haba Ser...can ab...i" Sesimi duyan Kenan irkilip bana döndü.

"Hoşgeldin Dolunay." Kafamla selam vermiştim.

" Dur...umu nası..l?"

"Stabil hala tepki yok. Uyuyası tuttu beyfendinin!" Sercan yine sinirli konuşmuştu. Aşırı üzüldüğünün hepimiz farkındaydık. Sürekli Yusuf'a hakaret ederek kendini yayıştırmaya çalışıyordu ama sonuç ise ağlaması ile bitiyordu.

"Si...z artık gid...in. Ben bek...lerim."

"Kenan sen emniyete geri dön olayları takip et. İlayda sen de aynı şekilde. Şu şerefsizden haber var mı?"

"O da yoğun bakımda komiserim."

"Geberse de kurtulsak!"

"Se...lim Rız...a ölme...di mi?" Şaşkınca sorduğumda İlayda kulağıma eğilip konuşacakken Sercan izin vermemişti.

"Elimden gelse ben girip öldüreceğim onu."

"Sercan bak zaten Kenan sıkıntıda, Yusuf şu an bu halde ki Dolunay'ın psikolojisini düşünemiyorum yürü gidiyoruz."

"İlayda ben gelmiyorum Kenan ile gidin."

"Başkomiser Sercan Akdağ üst birimler işe gelmediğin için hakkında suç duyurusunda mı bulunsun? Yürü dedim." Sercan'ın koluna girip sürüklemeye başladığında İlayda gözden kaybolmuşlardı. Kenan'a baktığımda gözleri dolu dolu eli camda Yusuf'a bakıyordu.

"Keşke erken çekseydim o tetiği."

"Ke...nan. Eli...nden gelen...i yaptın."

"Ama onu kurtaramadım."

"O uya...nacak inan ban...a. Ben...i geç , sen...i ve en ön...emlisi Sercan abi...yi İlay...da'ya bıra...kmaz." Kenan hafifçe kıkırdadı.

"Uyanık olsa kendini yerden yere atardı 'Sercan'ımın koluna dokunuyor şırfıntı!' diye."

"Ay...nen öy...le." Hafifçe güldüm.

"Seni seviyorum kelimesini ağzından bir kere daha duymak için kesin açar gözünü ben eminim." Deyip omzuma hafifçe vurup gitmişti Kenan. Bir kez daha sırf bunun için açardı değil mi gözünü?

^^^

Elimde kahvemle yoğun bakımın olduğu tarafa doğru yürürken hastanenin bekleme bölümündeki televizyonda evimi görünce vazgeçip adımlarımı o tarafa yönelttim.

"...Kahraman polis Yusuf A. , zamanında yine Dolunay S.'yi kurtarmıştı. Afazi hastası Dolunay S bu sefer kurtulmuş ama Yusuf'a feci biçimde bıçak-...." daha fazla dinleyebileceğimi sanmadığım için hızla ilerlemeye başlamıştım.

  Danışmanın olduğu bölüme gidip oturan kıza gülümsedim.

  "Sel...im Rı...za Bilgi...n han...gi bölü...mde kalı..yor acab...a bi...lgi alabi...alabilir miyi...m?"

  "Hastalar hakkında yakınlık derecesine göre bilgi veriyoruz."

  "Hab...erlerde görmü...şsün-" bir öksürük sesi ile bakışlarımı otarafa çevirmiştim. "Ser...can ab...i?"

  "Kusura bakmayın. Dolunay gel benimle." Sercan önden giderken hemen onu takip etmeye başladım. "Selim öldü Dolunay." Olduğum yerde donup kaldığımda Sercan dönüp bana baktı.

  "Ke...nan?"

  "Kenan şimdilik açığa alındı."

  "Anla...madım?"

  "Üst birimler onu görevden men ettiler. Yani bir süre mesleğini yapamayacak. Kısa süreli emekli gibi bir şey." Kenan'a aşırı üzülmüştüm. Sercan'da benden farksız değildi.

  "İk...inci kez vur...du diye mi?"

  "Evet. Yusuf'un durumunda hala değişiklik yok mu?"

  Kafamı hayır dercesine sağa sola salladım. Dün gittiğinden beri dakika başı sorduğu tek soru bu olmuştu. Oysa bir günde Kenan bile açığa alınırken Yusuf'un uyanmaması hepimizin sinirini bozuyordu.

  "İş...e git...meye-" Sözümü kesip devam etti.

  "Raporluyum gitmeyeceğim." Yürüyerek yoğun bakımın önüne geldiğimizde ikimizde camdan Yusuf'a bakmaya başladık. O sırada içeriden doktoru Erdem bey çıkmıştı.

  "Durumu nasıl Erdem?"

  "Stabil. Hala bir tepki bekliyoruz."

  Sercan yüzünü buruşturup tekrar Yusuf'a bakmaya başladı. Her gün aynı şeyi duymak sinirimizi bozuyordu.

  "Sercan seninde bir kontrol olman lazım."

  "Yusuf uyansın bakarız."

  "Sercan."

  "Erdem! Yusuf uyansın sonra dedim." Onlar kavga ederken benim gözüm Yusuf'un eline takılmıştı. O az önce parmaklarını mı hareket ettirdi?

  "Erd...em bey Yus...uf...'un par...parmağı!" Doktor hemen cama dönüp baktığında şaşkınlık yaşamış ve koşarak yoğun bakıma girmişti.

Yusuf az önce parmaklarını oynatmış ve uyandığını resmen belli etmişti...

^^^

  •Trol bir başlık oldu dkdmdldks heyecan yaptırdım döldmdlsld

  •Çarşambaya kadar bana ulaşamayabilirsiniz bazı işlerim var çünkü lütfen kusura bakmayın

  •Bol bol yorum yapmayı unutmayın lütfen 💕 sizi seviyorum

  •Haftaya çarşamba görüşmek üzereee💙💕

AFAZİ💫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin