18

32 11 0
                                    

Az önce yaktığı ve nasırlı parmakları arasında sıkışıp kalan sigarasından kıvrıla kıvrıla çıkan dumana bakarak gülümsedi. Diğer elinde de terörist üzerinde bulduğu tabaka..
Çukurca, ona ayrı huzur veriyordu. Her zaman sessiz ve sakin; tarifi imkansız bir tadı vardı. Adeta zaman içinde kaybettiği yılların geri verilişi gibi..
Duyduğu"tak tak!"sesi, herhangi bir keleş, m4a1 ya da yeni envantere giren mpt76 tüfeği sesi de değildi. Tek kelimeyle: "Gel! dedi ve ekledi, bir bordo berelinin en çok yaptığı şey nedir Laz?"
Laz gelip, yanına oturduktan sonra: "İmkansızlardır, Komutan'ım!"
Dayı, Laz'a sigara uzattı. O, sigara yakmadan önce cevap bekler bakışla: "Yani.."
Bunun üzerine Laz, ikinci cümleyle devam etti: "Çilingir olması! Tek amaç terörist peşinde koşmak değil!"
Biten sigarasını kül tablasında hırsla ezen Dayı, bir süre sessiz kalmış ve sonra devam etmişti: "2014 yılında düşman görmüştüm onu, meğer mesele çok başkaymış!"
Laz, anlamamış gibi Dayı'ya baktı ve birşey söylemeden, odanın kapısı ikinci kez çaldı. Dayı Komutan, ikinci kez aynı kelimeyi sakin bir sesle tekrarladı: "Gel!"
İçeri giren asker, topuk selamı ve verilen tekmille:
"Doğan Keleş, Çorum! Emret Komutanım!" Dodurgalı olduğu belliydi.
Dayı, ayağa kalktı ve yumuşak bir ses tonuyla: "Dodurgalı, şu verdiğim görevi ne yaptın?"
Dayı'nın sakin ses tonunu duyan Laz, birşeylerin döndüğünün farkındaydı. İkisinin arasında geçen konuşmayı nefesini tutarak, Dodurgalı'ya kilitlenmiş onu dinliyordu: "Operasyon sonrası gittim. Malum şahsın resmini gösterdim ancak, tanımadıklarını söylediler, Komutanım.."
Dayı, derin nefes aldı ve yerdeki mozaik yapımı betona baktı ve Dodurgalı'ya aynı sakinlikle: "Çıkabilirsin" dedi. Laz'ın sessiz bakışları arasında, kirli sakalını sıvazladı.
"Ne düşünüyorsun bu kadar? sıcak sesin geldiği yöne baktı. Laz'dan başkası yoktu. Kimi arıyoruz?"
Dayı'nın öne hafif baş sallamasından anlaşılacağı üzere, Laz'ın bu soruyu sormasını bekliyordu. Her ne kadar Tim Komutanı olsa da Laz'dan başka kimseye bu izni vermezdi.Kararlılıkla: "Sen Künyesizler kimdir, nedir, ne iş yapar? Bilir musun? Hiç duydun mu böyle birşey?"
Laz, şaşkınlığını gizleyememiş: "Hayır. Kısa bir sessizlik sonrası, hem nereden çıktı bu, neymiş bu böyle?"
Bardağındaki soğuyan çayı, odadaki emaye yapımı lavaboya döktükten sonra aynı sakinlik içinde Laz'a baktı ve: "Alay Komutanı vardı ya..."
Laz, sabırsızlıkla: "Ee, Dayı'nın yavaş konuşmasına çileden çıkan Laz, sanki ağızdan cımbızla çıkar kelimeler.. De hele noldu?"
Dayı: "Bizim Alay Komutanı şehit olmadı! Malum yapılanmaya destek verdiği için Sakallı tarafından alenen öldürülmüş!!"
Laz, sol eliyle alnına bastırdı ve gözünü kapatarak: "Bi dakika bi dakika, beynim uyuştu. Ula iki PKM kullansam bu kadar sarsılmam! Nasıl şehit olmadı, malum yapı ne, nasıl ortalık yerde öldürülüyor ve Sakallı.. O mu? Ve daha düne kadar katil, eski timimden birisi deyip durmuyor muydun?"
Dayı, ikinci kez sigarasını yakarken: "1) Bende Ajin kod adlı teröristten çıkan tabaka sayesinde öğrenirim diye umuyordum ama o SAHTE ÇIKTI.
2) Evet, eski timden şüphelendiğim iki isim var: Kartal/Zaza Sakallı, kim olduğunu tahmin edersin artık"
Laz'ın da keyfi bozulmuş: "Peki şimdi ne yapacağız ya da şöyle sorayım; planın ne?"
Dayı, önce yeniden derin nefes aldı. O sırada kapıyı çalıp, içeri giren Dodurgalı'ydı. Dayı, Dodurgalı'ya dönerek kaşlarını çattı: "N'OLUYOR LAN, DİNGONUN AHIRI MI BURA!! GEL DEMEDEN GİRİYORSUN!"
Dodurgalı, işiteceği azarı bildiği için sustu ve Dayı'nın bu sert tepkisinin ardından:
"Özür dilerim Komutanım, Yusuf Komutanım çağırıyor!"
Dayı, bu cevap nedeniyle sakinleşmiş: "N'olmuş da?"
"Birşey demedi. Hemen gelsinler, dedi." Dayı ve Laz birbirlerine bakıp, Dodurgalı'yla çıktılar.

40 DAKİKA (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin