ALLİSONKarşımda duran salebin dumanı hafifçe yüzüme çarptı. Garson karşımda stresli bir şekilde oturan Aidan'a nazikçe salebini verdi. Aidan teşekkür edermişçesine başını hafifçe öne eğdi ve tek kelime etmeye tenezzül etmedi. Konunun ne olduğunu çok iyi tahmin ediyordum. Maalesef...
Küçük bir yudum aldı.
"Bir insan aynı anda iki kişiyi sevebilir mi Allison?"
İşte, bu beklediğim bir soru değildi.
"Bilmem, hiç düşünmedim."
Derin bir nefes aldı.
Benim hayatımla ilgili her şeyi öğrendikten sonra Aidan'da bazı değişiklikler gözlemlemiştim. Bir katil olduğumu öğrenmesi onu benden sonsuza kadar soğutacakken hatta belki korkutacakken bana artık daha fazla kendini açmış gibi hissediyordum. Belki de hakkımda öğrenebileceği bütün kötü şeyleri öğrenmiş olduğundan, böylelikle ondan bir şey saklamayacağımı düşünüyordu. Daha fazla ne saklayabilirdim ki sonuçta. Hakkımdaki acı gerçekleri öğrenmekle belki de bana daha çok güvenmişti. Kim bilir?
İşaret parmağımı masayla hava arasında mekik dokutturuyordum. Bu küçük bir terapi gibiydi benim için. Aidan yavaşça getirdiği elini işaret parmağımın üstüne kapattı ve sonra da elimin üstüne...
"Seni çok iyi anlıyorum. Joseph'i ne kadar çok özlediğini. Sesini bir kerecik duymak istediğini, birkaç saniye de olsa görmek istediğini... Çünkü aynısını ben de yaşıyorum. Hem de her gün..."
Aidan'ın kalbi o kadar güzeldi ki kalbini kırmak isteyeceğim en son insandı. O an her ne kadar onunla aynı hisleri paylaşamasak da elimi çekmedim ve içinde biriktirdiklerini dışarı akıtmasına izin verdim.
"Her zaman yanımda olmana rağmen seni duyamıyorum, göremiyorum. Aramızda bir perde var ve onu aşamıyorum. O öldürdüğün insanlara bile bazen imreniyorum. Onlar bile benden daha çok ulaşıyor sana."
"Aidan, ben özür dilerim. Aynı şeyleri paylaşamıyorum senle ve bu beni gerçekten kötü hissettiriyor. Seni gerçekten çok seviyorum ama maalesef yapamıyorum. Kalbimin bir parçasını sanki oradan giderken Joseph'e verdiğim o kolyeyle terk ettim. Onu terk ettiğim gibi... Senin için her şeyi yaparım ama bunu benden isteme Aidan. Senin de kalbini kirletmeme izin verme. Yüreğini benden daha iyi ve sevgini gerçek anlamda hak eden biri için muhafaza et olur mu?"
Yüzüne hafif buruk bir gülümseme yerleştirdi. Elini elimin üstünden çekti.
"Umarım Joseph sevgini hak ediyordur. Eğer gerçekten hak ediyorsa mutlu bile olurum. Senin mutlu olmanı seviyorum ve sevdiğim şeyler için her şeyi yaparım. Çünkü tek sahip olduğum şeyler onlar."
Ilıklaşmış salebin üstünde biriken kaymağı nazikçe aldı ve sık aralıklarla içmeye devam etti. Onu böyle görmek kalbimi her ne kadar yaralasa da her yönden doğru olan buydu. Bir bataklığa girmiştim. Yanıma kim gelse o benden önce batıyordu ve ben onların batışlarını izlemek zorunda kalıyordum. Bu, bataklıkta yok olmaya mahkum olmaktan daha acı verici bir şeydi.
Oturduğumuz mekanla uyumlu giden sessizliği aniden çalan telefonum bozdu. Arayan Matthew'dı.
"Çok ilginç şeyler oluyor Allison. Neredesin?"
"Ne oldu?"
Arkadan David ve Bella'nın heyecanlı konuşması geliyordu. Matthew'ın da bir o kadar heyecanlı sesi onlarınkini bastırdı.
"Şimdi anlatamam. Yüz yüze konuşmamız lazım. Yalnız mısın?"
"Hayır Aidan'layım."
Matthew birkaç saniyeliğine sessizleşti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HURTS LİKE HELL
Детектив / ТриллерHep aynı şekilde işlenen cinayet... Tek kanıtsa her cinayet mekanındaki boş bir çikolatalı süt kutusu. "İntikam benim için soğuk yenen bir yemek değildir. Keyifle içilen çikolatalı bir süttür." "Ben bir katil olmak için fazla kötüyüm."