strawberries & melons

10

"Seokjin! Hadi hızlan biraz geç kalacağız açılış törenine!" Seokjin diğerinin heyecanlı adımlarına ayak uydurmaya çalışıyordu. Taehyung diğerinin yavaşlığı karşısında yerlerde tepinmeye başlamıştı ve ellerini tutmamak için zor duruyordu. Saray meydanı yolunda oldukça kalabalık vardı. Herkes koşuşturmacaya katılmıştı.

Kraliyetin festivalinin asıl sebebi kanunların konuluş yıldönümüydü. İronik olsa da iki kanun kaçağı bunu kutlamak için geliyordu işte. Nitekim bu yer büyücülerin de favorisiydi. Bazı seneler aralarında kaosu seven kişiler bir araya gelip festivali mahvetmeye yaklaşıyorlar ve az bir ihtimal de olsa ölümlerle karşılaşılabiliyordu.

Her sene önlemler biraz daha arttırıldığından bu olaylar yok denecek kadar azalmıştı. Seokjin biraz daha hızlanıp sevdiğinin yanına yetişirken elini tutmamak için büyük bir çaba sarf etti. Birbirlerine olan bağlılıkları yüzünden aralarında mesafe varken dolaşmak garip hissettiriyordu. Yaklaşmak, öpmek, sarılmak... Yapılacak çok şey vardı.

Büyücünün gittiği yerden dönmesine çok az kalmıştı. Yarından sonra her şey eski haline dönecekti. Kim Taehyung için...

Telaşlı ve hızlı yürüyüşlerinden sonra çevreleri gittikçe insan dolmaya başlamış ve omuzları bitişmişti. Birbirlerine bakıp gülümsediklerinde sarayın meydanındaki kornolar yüksek sesle çalmaya başlamıştı. Kalabalık hızını daha da arttırdığında ikili sürüklenerek giriş töreninin etrafında toplanmıştı. Sarayın en iç kısmında olmasına rağmen oldukça büyük olan bir yerdeydiler. Kral tahtından yürüyerek o şaşalı merdivenlerden inecek ve işin sonundaki yerden seslenecekti.

Gamzesiyle tüm çevreyi etkileyen kişi yavaşça el sallıyor kalabalığın çığlıklar atmasına sebep oluyordu. En sonunda olması gerektiği yere geldiğinde kısa bir cümleyle festivali başlatmış oldu.

"Ben Agora Krallığının tahtının yegâne sahibi Kim Namjoon 17. Aroga Festivalini resmen başlatıyorum!"

Kalabalık coşkuyla alkışladıktan sonra koşturmaya başlamıştı. Saray yılda sadece bir kez halka açılıyordu. İnsanlar içerideki şölenden de dışarıdaki şölenden de nasibini alıyordu. Taehyung'a doğru dönüp elinden geldiğince duyurabilir sormuştu. "İlk nereye gitmek istersin? Halk meydanına mı saraya mı?"

Bunu sorarken sarayın görüntüsü onu biraz ürkütüyordu. Her an ensesinden biri tutup yaptıklarını kavrayabilmişlermiş gibi. "Biraz takılalım istiyorum," dedi Taehyung gülümsedikten sonra. Yaklaşıp kulağına fısıldamıştı. Seokjin hafif bir telaşla sesi işitmişti. "Sevgilim."

**

"Hazır mısın?"

"Burada tek evli olmayan çift biziz ve insanlar garip bakıyorlar Taehyung. Yanlı-"

"Konuşmaya devam edersen herkesin içinde seni öperim."

Seokjin diğerinin tehdidi (!) ile susmuştu. Bunu yapmayacağını çok iyi biliyordu aslında ve kendisini öpmesini çokça da istiyordu. Fakat haklı bir konuşma yaptığını da düşünüyordu. Sadece fazla telaşlıydı. Bu tür yerlerde dikkat çekmek çok kolaydı. Üstelik üçayak oyununda eş olmayan tek takımsanız.

Yarışmayı başlatacak olan adam bir kez daha göz gezdirdikten sonra derin bir nefes aldı. Seokjin belini diğerinin beline dolamıştı, Taehyung da ona. Çevrede birkaç kişi işkillenmişçesine baksa da yarışmayı düzenleyen kişiye kuzen olduklarını söylemeleri ile çok da sıkıntı olmamıştı.

"Başla!"

İkisi de bağlı olmayan ayaklarını ilerletip sonra ortada birleşik ayaklarına döndükleri bir tempoya başlamışlardı. Taehyung daha ilk saniyeden kahkahalar atmaya başlamış ve sadece Seokjin'in beline sıkı sıkı tutunmakla yetinmişti. Seokjin ise oyunu kazanmayı cidden istediğini fark ettiğinde adımlarını hızlandırmıştı. "Bana ayak uydur Taetae," diye ekledi bir yandan.