bad teacher 1-2 | hs [DÜZENLENİYOR]

last first kiss.

Uyandığımda, üstüme kalın bir mont örtülmüştü ve burnuma o tanıdık vanilyalı erkek kokusu geliyordu.

Bay Styles.

Gözlerimi açtığımda akşam olduğunu ve havanın karanlık olduğunu farkettim. Hızlıca üstümdeki paltoyu ittirerek doğruldum. Bay Styles'ın odasındaydım ve bir koltuğun üzerindeydim. Üzerimdeki ise onun paltosuydu.

Gözlerimi kırpıştırarak etrafıma baktım ve masanın üstünde uyuya kalmış bir adet Bay Styles görünce bunun şu ana kadar gördüğüm en şirin ve tapılası şey olduğunu düşündüm. Yavaşça yerimden kalktım ve yanına ilerledim. Kalçamı masaya yasladım ve onu incelemeye başladım.

Kusursuz çene yapısını,biçimli dudaklarını, kıvırcık saçlarını...hepsini inceledim ve aklıma kazıdım. Tanrı onun üzerinde saatler harcamış olmalıydı.Şu ana kadar tanıştığım en yakışıklı kişi olabilirdi.

Fakat dış görünüşü bir yana, bana daha önce kimse böyle davranmamış ve ilgi göstermemişti.Ben olsam ben de kendime ilgi göstermezdim, Harry bende ne buldu merak ediyordum. Ona bunu sormayı bir köşeye not ettim.

Sonrasında, birden aklıma acı gerçek dank etti; Babamı kaybetmiştim.

Bunun üstesinden gelebileceğimi biliyordum çünkü hayatım boyunca doğru düzgün bir aile ilişkim hiç olmamıştı. Babam ile yılda ayda bir görüşürdük ve beni pek önemsemezdi. Fakat kötü hissettiğiniz bir sabahın başlangıcında okul müdürünüz size ailenizde kalan son kişinin ölüm haberini verseydi siz de krize girebilirdiniz.
Şimdi ise tek başımaydım.

Düşüncelerimi bir kenara attım ve Bay Styles'ı uyandırmaya karar verdim. Burada ne işim olduğunu bilmiyordum ve eve gitmem gerekiyordu.

Kolundan hafifçe dürtükledim. "Bay Styles..."

Gözlerini açtı ve hemen doğruldu. Açıkçası bu kadar hızlı uyanacağını tahmin etmemiştim.

Ayağa kalktı ve uykulu sesiyle konuştu.
"Alyssa? Ne oldu? İyi misin? Neden kalktın?"Telaşlanması üzerine kıkırdadım. Çok tatlı görünüyordu.

Onu bırakmak istemiyordum ama eve dönmeliydim. Bu saatte öğretmenimin odasında olmamam gerekirdi. "B-ben... daha iyi hissediyorum. Eve gidebilirim." Boğazımı temizledim ve geriledim.

Elleriyle gözlerini ovuşturdu ve masanın benim durduğum tarafına doğru geldi. "Sen, gerçekten daha iyi misin?" dedi yanıma yaklaşarak. "Bu çok çabuk oldu. Gerçi senin güçlü bir kız olduğunu biliyordum..."

Başımı olumlu anlamda salladım. Bu sırada bana daha da yaklaştı ve ellerini iki yanımdan masaya sabitledi, beni masayla kendi arasına sıkıştırdı.

Ondan biraz uzaklaşmaya çalıştım. Bu kadar yakınlık hiç iyi değildi. Burası şimdiden sıcak olmaya başlamıştı.

"Sana bir şey olacak diye çok korktum Alyssa, beni çok telaşlandırdın." dedi yumuşak bir ses tonuyla. Ardından yüzüme yaklaştı ve derin bir iç çekti. Kaşlarını kaldırdı ve gözlerini dudaklarımda dolaştırdı.

"Bana ne yaptın böyle, Alyssa? Kendimi hormonlarına sahip olamayan ergenler gibi hissediyorum.."

Ne diyeceğimi bilemiyordum çünkü lanet olsun ki beni etkisi altına almıştı ve donup kalmıştım. Başımı kaldırıp gözlerine baktım. Göz bebekleri kocaman olmuştu ve yüzümü inceliyordu.

"B-ben..." konuşmayı denedim ama hipnoz gibi bir şey olmuştum. Asıl o bana ne yapmıştı?

"Söyle." dedi dudaklarıma bakarken. "Neden seni aklımdan çıkaramıyorum?"