"Claudia!" soluk soluğa kaldığım sırada derin bir nefes verdim. "Kapıyı aç!" kapıya sertçe vurdum ve gözlerimi kapatarak evde olmasını umdum.
Harry'nin odasını ve masasını saatlerce karıştırmamdan sonra bu yuva yıkıcının yaşadığı yeri zar zor bulmuştum, şimdi ise hesap sorma zamanıydı. Benden yaşça fazlasıyla büyüktü, en azından öyle gösteriyordu ancak bu beni korkutmaya yetmiyordu, çünkü Harry'i polislerin götürmesinin sebebi kesinlikle oydu. Onu şikayet etmişti.
Aslında bundan hiç emin değildim.
Ama aşk fedakarlık gerektirir.
"Ne var?!" elinde tuttuğu sigarayla kapıyı sertçe açtığında yutkundum. Üzerinde, benim doğum günümde Harry'nin evine gittiğimde giydiği gecelik vardı ve bu yaşadığım travmatik olayın tekrar gözümün önüne gelmesine sebep olmuştu. O sırada beni gözleriyle taciz edercesine yukarı aşağı süzdü ve devam etti.
"Bak sen, kimleri görüyorum?" sarı saçlarını geriye doğru atarak iğrenç bir şekilde güldü. "Harry'nin sevimli küçük oyuncaklarından bir diğeri."
Ah. Bu biraz gurur kırıcı.
"Onu polise şikayet ettin öyle değil mi?" onu umursamadan göğsünden ittirerek eve girdim ve sinirli bir şekilde gözlerine baktım. "Ondan intikam almak için yaptın bunu!"
Bana anlamsızca bakarak kaşlarını kaldırdı. "Belki de etmişimdir," elindeki sigarayı yere attı ve üzerine ayağındaki topuklu ayakkabıyla bastı. Bir saniye, kızım. Cidden bu kadar berbat durumda olamazsın. Harry'nin senle ne işi vardı ki?
"Beni nereden buldun bilmiyorum ama sana hesap verecek halim yok, ufaklık. Harry'nin yanına git ve onu memnun etmeye bak. Bilirsin, tek istediği şey budur. Memnun edilmek. Ardından seni kapının önüne koyar, ve bam!" yüzüme yaklaşarak bağırdığında burnumu kırıştırarak tiksintiyle ondan uzaklaştım. "Seninle işi bitmiş olur. Sen ise hayatının sonuna kadar ondan beklediğin sevginin eksikliğiyle yaşarsın."
Vay canına, itiraf etmeliyim ki Claudia Harry'den çok çekmiş olmalı. Öbür türlü bu kadar öfkeli olacağını sanmıyorum.
"Harry'nin yanına gidemem..." başımı sallayarak yere doğru eğdim ve geri çekildim. Claudia umutsuz vakaydı, buraya tam anlamıyla boşuna gelmiştim. "Onu götürdüler."
"N-nereye?"
Claudia endişeyle sorduğunda anlamsızca ona baktım. Bir anda Harry'i merak ediyormuş gibi davranması komikti.
"Polisler onu götürdüler işte! Bunu sen yapmadın mı? Neden habersizmişsin gibi geveliyorsun?" ona doğru sinirle bağırdığımda gözleri resmen yerinden fırladı.
"Neyden bahsediyorsun sen? Ne polisi?" sesi o kadar telaşlı çıkmıştı ki benim bile yeniden gerilmeme sebep olmuştu.
"B-bilmiyorum! Senin yüzünden götürdüklerini sanıyordum. Okula geldiler ve onu götürdüler-"
"Ben onu ihbar falan etmedim!" Claudia'nın bağırışı evde yankılandığında korkuyla zıpladım. "Tanrı aşkına! O nerede? Onu bulmam gerek." telaşla eli ayağına dolandığında koşarak komidinin üstündeki çantasından telefonunu aramaya başladı.
Ben ise tam anlamıyla olduğum yerde dona kalmıştım. Ne yani, bunu o yapmamış mıydı?
Eğer Harry'i Claudia şikayet etmediyse polisler onu neden götürmüştü ki? Kafayı sıyırmak üzereydim. Dudağımı ısırarak endişeyle cebimden telefonumu çıkardım. Telefonu yanında mıydı onu bile bilmiyordum, yine de Harry'e mesaj atmak üzere rehbere girecektim ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bad teacher 1-2 | hs [DÜZENLENİYOR]
Fanfiction"Söyle bana Alyssa, sana ne yapmalıyım?" sırıtarak gülümsedim. "Ne dilerseniz, Bay Styles." #6 at harrystyles